22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır5°C
  • Ankara10°C
  • İzmir17°C
  • Berlin2°C

MİLLİYETÇİLİK: BİR GÖNÜLLÜ KÖRLÜK

Mücahit Bilici-

03 Mayıs 2014 Cumartesi 04:41

Hakikati evrensellikte arayanlar milliyetçiliğin zararlı bir şey olduğunu bilirler. Madem milliyetçilik bu kadar kötüdür, niye bu kadar yaygın bir eğilimdir? Milliyetçiliği haklı olarak kınayanların belki de hiç sormadığı soru: Acaba milliyetçiliğin bir faydası var mıdır? 

Geçen yazıda bu soruya cevap vermeye çalıştım. Milliyetçilikteki ilkelliği görüp cazibesinin sebeplerini düşünmeden yoluna devam eden evrenselci ideolojilerin önyargılarından bağımsız olarak baktığımızda şunu görüyoruz: Milliyetçilik benliği gasp edilmiş olanlara, benliklerini restore etme imkânı sunan bir bencilliktir. Bu sebeple bir gönüllü körlük olarak görülmelidir. Gönüllü bir körlüktür, çünkü bir körün aksine görmemek kaçınılmaz bir insani durum değil bir tercihin sonucudur. Kendisinden gayri kimseyi düşünmeyen çocuk, bencildir ama aksini bilemeyeceği fıtri ve zorunlu bir hâl üzeredir. Milliyetçi ise kendisinden gayriyi düşünmemeyi bir yol olarak seçmiştir. Bu yol, kendi kendisini düşünemez hâle getirilmiş sömürge için fena olmayan bir çıkış stratejisidir. Ötekine kör olmak anlamında milliyetçilik, bencillik kazandıran bir tedavi yöntemidir. 

Körlük, nazardan (görme) ve nazariye’den (teori) mahrumiyet demektir. Duygudan çıkıp akla girememek, sübjektiften çıkıp evrensele varamamak gibi sonuçlar doğurur. Milliyetçi teori yapmaz, yapamaz çünkü aklı yoktur. Sadece koklar; kendini. Söylediklerinin özeti: bana ait olan herşey güzel, bana ait olmayan herşey çirkindir. Yanlış bir objektifliğin arkasına takılmış, sahte bir evrenselliğin caddelerinde serseri ve evsiz kalmış olanlar için milliyetçilik bir kendine gelme ve evine dönme vasıtası olarak işler. Akıldan çıkıp duyguya düşmek olan milliyetçilik, insanı ser-hoş eder. Zira, evrenselleşme aleti olan akıldan ve kıyaslamadan insanı azad eder. Onu, hâli’nden memnun bir nevi hayvan eder. Milliyetçiliğin faydası, kendisini kaybetmiş olana kendisini buldurmasıdır. Milliyetçiliğin zararı, insanı kendisinden öteye çıkamaz bir ilkelliğe, bir bencilliğe hapsetmesidir

Şu hâlde, milliyetçi hodbindir, sadece kendisini görür (“dünyanın en güzel yemekleri bizdedir”, “bizim dilimiz gibisi yoktur” der). İnsanın bencil olabilmesi şart olduğu kadar bencillikten çıkabilmesi de şarttır. Sadece bencil olma kabiliyeti olanlar hakka taraftar olabilirler, eğer sadece bencil kalmazlarsa. Sadece mevhum bir malikiyeti tadabilenler, mülkü Allah’a verebilirler. Malikiyet duygusu olmayanın, emanet teslim alma altyapısı olmadığı gibi mülkü sahibine verme sorumluluğu da yoktur. 

Hodbinolma imkânı olmayanın Hudabin olması da mümkün değildir. Yani kendine (ji xwo ra) olamayan, Sahibine (ji Xwede ra) olmayı da bilmez. Lakin, milliyetçi körleştiği için artık kendisinden çıkamaz. Gerekli bir geçici körlük için yapılan göz çıkarma işlemi milliyetçiyi başkasında hayır göremez hâle getirir. 

Sadece kendisiyle ilgili olmak insanca bir şey değildir. Milliyetçilik insanı sadece kendisiyle ilgili kılar. Milliyetçilik zehirli bir baldır. Kendisine karşı uyuşmuş olanı uyandırır ancak insanı başkasına karşı uyuşturur. 

Türklerin, Kürtlerin hukuk ve hürriyetlerine bu kadar kör olmasının sebebi milliyetçilikleridir.Milliyetçilik Kürtleri Türklerden özgürleştirir ama aynı zamanda da Türklere yaptığı şeyi yapar: Kürtleri körleştirir. Müspet milliyet Kürtlere lazımdır. Başkasına kör bırakacak milliyetçilik ise zehri şimdi Kürtlere henüz görünmeyen bir baldır. Halen Türk olan devlet ve onu sahiplenen Türkler, Kürt milliyetçiliğine layıktır ancak Kürtler Türk kardeşlerinin düştüğü seviyeye düşmemeli. Kürtlere lazım olan şey müspet milliyet’tir ki bunun ideolojisi benim açımdan milliyetçilik değil, hakperestliktir. Kürd’ün izzet-i nefsini ve egemenliğini temin için hakperestlik yeterlidir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.