'MİLLİ', 'ÖZ' VE TEMİZÖZ
Mücahit Bilici-
09 Kasım 2015 Pazartesi 03:59
Türkiye ve Kürd siyasi dilinde sırasıyla “milli”nin yükselişi ve “öz”ün ortaya çıkışı hazmı zor iki önemli gelişmedir. Bu yazı, Türk’ün milli’si, Kürd’ün öz’ü ve ikisinin Temizöz’üne dairdir. Müslüman Türk’ün “milli”si Türkiye’de milli kimliğin Türklük vurgusundan Müslümanlık vurgusuna geçtiği yeniden uluslaşma süreci devam ediyor. Türklüğün ilk şartının Müslümanlık olması da bu geçişi hem kolaylaştırıyor hem de görünmezleştiriyor. Bugünlerde çokça tedavülde olan “milli”lik kavramı bu yeniden uluslaşmanın bir semptomudur.
Devlet hangi ulusun elindeyse, onun ulusalcılığı hakim ideoloji haline gelir. Devlet, laiklik iddiasındaki Kemalist elitin elindeyken milli’lik milli’nin (hem dilsel hem de kültürel) yerlici-arı ifadesi olan ulusalcılık demekti. Kemalizmin milli’liği hem İslam’ın evrenselliğinden (“pis Araplar”) hem de Türklerin Müslümanlığından (“irtica”) rahatsız idi. Dindar kimliğin devlete tam olarak hakim olmasıyla birlikte İslamdaki ve hatta İslamcılıktaki evrenselciliğe sığdırılması hayli zor bir “milli”cilik motifi etrafı sarmaya başladı. Zira laik Türk milliyetçiliğinden dindar Müslüman milliyetçiliğine geçiş yaşandı.
KÜRD'ÜN 'ÖZ'Ü
Son dönemde Kürd siyasi diline öz-yönetim, öz-savunma gibi kavramların sökün ettigini görüyoruz. Öz’ün zuhuru da bir alamettir. Devleti olan öz’ler milli oluyor. Devleti olan öz millilik olarak ifade bulurken, devleti olmayan millilikler öz olarak doğmaya çalışıyor. Bu, mevcuda çizilen bir farazi hat ile mümkündür. İsim koyma ve temsil imparatorluğunun sathına atılmış jilet yarası bir çizgi, hakimiyet sürekliliğini inkıtaa uğratmak için kazılmış bir hendek gibidir bu. Asi bir olma çabası.
Milli, düzeni ve hakimiyeti, öz ise reddi ve hakimiyetten sıyrılış arzusunu ifade ediyor. Biri milli irade’yi diğeri gayrımilli itaatsizliği yansıtıyor. Biri devletin diğeri anarşinin ifadesi. (Burada ne devlet olumlu ne de anarşi olumsuz bir anlama sahiptir. Zira anarşi, öz’ün devletidir.) Öz’ü olmayan milli olamaz. Kürdlerde öz’ün dile vurması, Kürd’ün kendi’nin farkına varmasındandır. Ancak hakim Kürd cereyanı hala kendi’nde değil öz’ün gurbetindedir. Bu gurbet, İstiklal Caddesi’nde solculuk veya modernlik pozu vermeye çalışan ruhu incinmiş Kürd gencinin dramıdır. Teori ağasına kendini feda eden benliksiz xulam’ın öz’ünü bulması zaman alacaktır. Yine de öz’ün Kürd’e düşmesi mülk olmaktan çıkışının başlangıcıdır. Bu bulanık su arınıp, zelal olacaktır.
TÜRKİYE'NİN TEMİZÖZ'Ü
Milli olmak, devlet olmak, mülkü becermek demektir. Milli, sahip ve malik olandır. Öz ise mülk olmaktan çıkmaya çalışan. Milli olan ile öz olmaya çalışan arasında ilginç bir ilişki vardır. JİTEM faili meçhul cinayetler davasında bütün sanıkların beraat alması bu ilişki konusunda fikir vericidir. Beyaz Toros süren teres bir cinayet şebekesinin mensuplarından biri, mahkemenin JİTEM örgütüne üyelik sorusuna karşı, tecahül-ü katilane bir cevapla şöyle demiş: “JİTEM'i bilirim. Fransızca'da seni seviyorum demektir.” Çünkü devlet adına olduktan sonra gerçeklere Fransız je t’aime mermisi atan da JİTEM mermisi yiyen de şeref madalyasından payına düşeni alıyor. Devletin kirli işlerinin memuru olan Temizöz isimli şahsın sözleri de manidardır. Zira mahkemede sahte bir yerliliğin sembolü olan Toros suçlamalarına (zamanın ruhuna uygun olarak) Soros ithamları ile cevap vererek şöyle dediği rivayet ediliyor: “Ben insan öldürmedim. Öldürülenler Cizre’liydi.” Ve 90’larda devlet bir “örgüt” haline geldiği için, JİTEM’le suçlanan adamlar haklı olarak soruyor: “Biz örgütsek, devlet nedir?” Savunmasındaki önemli bir vurgu kendisine dava açan mağdurların dava açabilecek seviyede “birey” olmadığı, kandırılıp yönlendirildiğine dair vurgudur. Bir hakikate parmak basıyor. Zira eşit olmayanlara karşı işlenen suçların hukuk terazisinde bir ağırlığının olmadığını o da biliyor. Ve beraat ediyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.