21 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır13°C
  • Ankara14°C
  • İzmir20°C
  • Berlin3°C

MİLLETÇE ÖLÜYORUZ; ÖLMEYENLER DE ÇÜRÜYOR, HASTALANIYOR, KUDURUYOR...

Hakan Aksay

22 Ocak 2017 Pazar 06:48

İnsanlığın tarihi çoook uzun...

Belki 2,5 milyon yıl öncesine kadar uzanıyor.

Ve siz bula bula şimdiki zamanı ve burayı buldunuz doğmak ve yaşamak için!

“Yaşamak”...

Buna “yaşamak” diyoruz, değil mi?

Nefes alıyoruz, bir şeyler içiyoruz ve yiyoruz, uyuyoruz, daha bir sürü şey yapıyoruz...

Ömrümüz 60-70 yıl, ya da 80 diyelim, veya biraz daha fazla...

Koca tarih içinde bit kadar ufacık kalan o kısa ömrü harcamak için, insanlığın upuzun yürüyüşünde tam da bu zaman dilimine ve dünya coğrafyasının burasına isabet ettiniz.

Çok şanslısınız...

Dünyanın en tehlikeli yalanı

Eminim çoğunuz dünyanın en yaygın ve tehlikeli yalanına inanıyordur. Her dilde söylenen bu yalana göre, dünyanın en güzel ülkesi, en şanlı tarihi, en kahraman ve dürüst halkı vs. vs. tesadüfen insanın doğduğu yere denk gelmiştir. Daha doğrusu tersine, insan o “en”lerin ülkesine ve milletine ait olma ayrıcalığına sahip olduğuna inanır. Çin’de doğduysanız “en birinci” millet Çinliler olur, ABD’deyseniz Amerikalılar, Rusya’daysanız Ruslar, Türkiye’deyseniz Türkler...

Ne güzel bir piyango, değil mi?

Daha parmağınızı bile oynatmadan dünyanın en iyi ve en üstünleri arasına katılıverdiniz. Ülkeniz, milletiniz, dininiz, mezhebiniz falan hep “en iyi” olanı.

Bu aidiyetler uğruna savaşmaya hazırsınız.

Kiminle?

Sizin gibi “birinci sınıf” olmayanlarla.

Öteki ülkelerden, milletlerden, dinlerden, mezheplerden olanlarla.

Savaşmaya, ölmeye, öldürmeye şaşılacak kadar isteklisiniz.

Oysa zaten öleceksiniz!..

70-80 yıl kadar yaşayacaksanız, önünüzde kaç yıl kaldı ki?

Veya “düşmanlarınız”ın daha kaç yılı kaldı yaşanacak?

Zaten çok kısa olan kendi ömrünüzü ve başkalarının ömrünü özel çabalarla daha da kısaltmaya çalışmak çok aptalca değil mi size göre?

Hayatınızı yaşamaya, zamanınızı değerlendirmeye, sevmeye ve sevilmeye, zevk aldığınız ve sizi geliştirecek şeylerle uğraşmaya çalışmanız daha anlamlı olmaz mı?

...

Haklısınız...

Boş konuşuyorum.

Şimdi yaşamak ve mutlu olmak zamanı değil.

Ölmek ve öldürmek zamanı.

En azından hastalanmak, çürüyüp erimek, kudurup saldırganlaşmak zamanı...

Her gün 3 kurban veriyoruz

7 Haziran 2015’ten bu günlere kadar ülkemizde 1800’ün üzerinde insan, terör ve savaş nedeniyle hayatını kaybetmiş.

(İsteyen internette bu dönemin ayrıntılı “terör bilançosu”nu bulabilir; 594 sivil, 549 asker, 311 polis... Darbe girişimi sırasında ölenlerden Fırat Kalkanı şehitlerine kadar tüm kayıplar ortaya döküldüğünde 1808 kurban saptanmış. Bilmediğimiz ölüler, duymadığımız “etkisiz hale getirilenler” de varsa bu sayı daha da artar.)

7 Haziran 2015’ten bu yana...

Yani son 85 haftada...

Yani son 595 günde...

Ölüyoruz...

Öbek öbek ölüyoruz...

Ortalama her gün 3 kişi...

Korkunç değil mi sizce?

Bence tüyler ürpertici...

OHAL’deki halimiz...

Sadece OHAL ile geçen son 6 ayı düşünecek olursak...

103 bin 850 şüpheli hakkında işlem yapılmış...

41 bin 326 kişi tutuklanmış...

Kamudan 97 bin 679 kişi ihraç edilmiş...

HDP’nin eş başkanları da dâhil 12 milletvekili ile çok sayıda il ve ilçe yöneticisi tutuklanmış...

57 belediyeye kayyım atanmış...

Milli Eğitim Bakanlığı’nda 30 bin 395 kişinin görevine son verilmiş...

157 medya kuruluşu kapatılmış, 2 bin 500’e yakın medya emekçisi işsiz kalmış, 144 gazeteci tutuklanmış...

Sosyal medyada 3 bin 750 sosyal medya kullanıcısı hakkında adli işlem başlatılmış, 656’sı tutuklanmış, 10 bin kişinin dosyası savcılık masasında yer almış...

Nasıl?

“Cennet Vatanımız”da yarattığımız şey, tam bir cehennem ortamı değil mi?

‘Hayalim birilerini idam etmek!’

Bir kız çocuğuna mikrofon uzatıp soruyorlar:

“Büyüyünce ne olmak istiyorsun?”

“Cumhurbaşkanı olmak istiyorum”, diyor. “Hedefim büyük ve artacak, basamak basamak: Muhtarlıktan başlamak istiyorum. Sonra belediye başkanı, milletvekili, sonra bakan, sonra başbakan ve sonra da cumhurbaşkanı...”

“Ne yapacaksın cumhurbaşkanı olunca?”

“Anayasa’yı değiştireceğim. Darbeciler yüzünden bir sürü sorun yaşıyoruz. Bu yüzden idam getireceğim. Anayasalar geriye dönmüyormuş, ama ben geriye döndüreceğim...”

Küçük bir kız çocuğunun ideali bu: Cumhurbaşkanı olup idam yoluyla insanları öldürmek!..

Nerelere geldik!..

Kötülük yapma ve can acıtma isteği

Kendini gazeteci sayan biri, yakalanan teröristi konuşturmak için 4 yaşındaki çocuğunun “kullanılmasını” öneriyor. “Ne şekilde kullanılması gerekiyorsa o şekilde kullanılmalı. Ahlaki sakınca yok” diye yazıyor.

Bir de kendi aklınca teröristin poposuna bir şeyler sokulması isteğini dile getirmek için “ona her gün kolonoskopi yapılmalı”gibi iğrenç bir laf edebiliyor.

Aynı türden bir başkası, Meclis’te bir kadın milletvekilinin gerçekleştirdiği protesto eyleminde porno filmlerindeki kelepçeli sahneleri görüyor.

Bazıları, bu “gazeteciler” ve benzerleri için farklı argümanları gündeme getirerek savundukları yaklaşımları çürütmeye çalışıyorlar.

Anlamı var mı?

Burada konu siyasi değil ki!

Amaç çoktan siyasetin dışına çıkmış ve “kötülük yapma arzusu”na dönüşmüş. Kendileri sırtlarını sınırsız güce dayayarak zalim ve cani olmaktan sadistçe zevk almaya başlamışlar. Düşman saydıklarına yönelik olarak “bunlara asla acımayacaksın”tutumu gözlerini kör etmiş. Açıkça birilerinin canını yakmak, içeri attırmak, ölmesini istemek hastalığıyla kudurmuş haldeler.

“Twitter sohbetleri” kusmuk gibi...

Böylelerine “aynı dilden” cevap verenler de bence bu türün farklı renginden...

Güç ve yetki sahibi olanlar, bu tür kudurmuşlukları önlemiyor. Hatta galiba tersine, böylesi karanlık ve pis kokulu ortamların yaygınlaşmasından sanki keyif duyuyor.

Yeter ki “aynı düşman”a vursunlar...

Meclis’teki dayılanmalar, saldırılar, “biz istersek yaparız, siz de kim oluyorsunuz”lar falan hep aynı kafanın ürünü.

“Ne kadar kötü olursa o kadar iyi!”

Tarihin elinden çektiğimiz piyango bileti

Milletçe ölüyoruz... Öbek öbek...

Ölmeyenler de çürüyor, hastalanıyor... Kötülük yapmak, küfretmek, aşağılamak, ağız burun kırmak, ısırmak, tuzağa düşürmek, öldürmek hırsıyla kuduruyor...

70-80 yıllık o kısacık ömürler böyle harcanıyor, böyle iyice kısaltılıyor, böyle durmadan zehirleniyor.

Korkunç bir millî intihara benziyor bütün bunlar.

İnsanlığın 2,5 milyon yıllık tarihinde sizin payınıza şimdiki zamanda ve burada yaşamak düştü.

Doğrusu büyük piyango!

Kutluyorum.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.