22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara11°C
  • İzmir17°C
  • Berlin-2°C

KÜRT’ÜN FELAKETİ TÜRK’E MÜJDE OLAMAZ

Kadri Gürsel

03 Ocak 2016 Pazar 12:36

2016’nın Türkiye için daha kanlı bir yıl olacağı 2015’in gidişinden belliydi…

Nitekim içerideki savaşın tarafları, yayımladıkları yeni yıl mesajlarında daha çok kan ve ölüm vaat ettiler.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2015’te 3 bin 100 teröristin ‘etkisiz hale getirildiğini‘ söyledi ve ‘terör örgütüyle mücadelenin sonuna kadar süreceğini’ ilan etti.

Erdoğan, “Güvenlik güçlerimiz hem dağları, hem de şehirleri karış karış teröristlerden temizlemeye devam edecek” dedi.

Buna mukabil KCK da yeni yıl münasebetiyle bir açıklama yayımlayarak ‘savaşı şehirde, kasabada, ovada, dağda ve metropollerde sürdüreceklerini’ duyurdu. Açıklamada, “Dünyada görülmemiş bir fedai direniş 2016 yılında ortaya konulacaktır” denildi.

Türkiye’de böyle savaşçı meydan okumalarla karşılanan bir yeni yılı daha önce hiç yaşamamıştık.

Bakalım 2016’nın sonunu nasıl getireceğiz?

Şehirler PKK’dan mı temizleniyor, halktan mı?

Yeni yıl, güneydoğuda yaşadıkları şehirleri ellerinde beyaz bayraklarla terk eden insanların görüntüleriyle başladı.

Bu insanlar, tank ve top ateşi altında, günlerce aralıksız devam eden sokağa çıkma yasaklarının neticesinde en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düşürüldükleri şehirlerinden göçe zorlanıyorlar.

Harabeye çevrilen şehirler böylece ‘PKK’lı teröristler‘den mi temizlenmiş oluyor, yoksa ‘masum halk‘tan mı?

Şehirlerdeki ‘masum halk‘ı ‘PKK’lı terörist‘ten ayırt etmek imkansızlaşmışsa, bu ikisi birbirine dönüşerek yeni bir sosyo-politik durum meydana getirmişse, bu soru da anlamını yitiriyor.

Masum halkı teröristten ayırt etmek‘ten 90’lı yıllarda bahsedilebilirdi. Artık miadı dolmuştur. Yeni kavramlarla düşünmek lazım. Zaten en başta rejimin kendisi ‘masum halk‘ı ‘terörist‘ten ayırt etme zahmetine katlanmaktan vazgeçmişe benziyor.

Yakılıp yıkılan ilçeler HDP’nin olağanüstü oranlarda oy aldığı yerler

Yakılıp yıkılan şehir ve ilçelere bakın… Hepsi HDP’nin olağanüstü oranlarda oy aldığı yerler. Üstelik HDP’nin 1 Kasım’da uğradığı yüzde 20 seviyesindeki oy kaybı bu bölgelere ya çok göreceli olarak yansımış ya da hiç yansımamış; hatta tersi olmuş.

Misal, HDP Cizre’de oy artırmış. 7 Haziran’da yüzde 92 oy alan HDP, 1 Kasım’da oylarını yüzde 93,2’ye çıkarmış. Şırnak’ta da öyle. 7 Haziran’da yüzde 85, 1 Kasım’da yüzde 85,5.

Temizliğin‘ sürdüğü diğer ilçelerde de düşük oranda oy kaybı söz konusu. Silvan’da 7 Haziran’da yüzde 88,9 iken 1 Kasım’da yüzde 87,9’a düşmüş HDP oyları… Yüksekova’da yüzde 94’ten 93,7’ye gerilemiş. Silopi’de de yüzde 89,4’ten 88,5’e…

HDP en büyük oy kaybını şehir savaşı yüzünden büyük oranda boşalan Diyarbakır’ın Sur ilçesinde yaşamış: Yüzde 81,6’dan yüzde 75,7’ye düşmüş.

HDP’nin savaşa rağmen oy kaybına uğramadığı bu il ve ilçeler, Kürt hareketinin 90’ların ardından kentlerde yoğunlaşarak değişime uğrayan sosyo-politiğinin en çok direnç kazandığı, kemikleştiği yerler.

Başkanlık sistemine geçiş gündemiyle doğrudan ilişkili

İmralı Süreci‘ sırasında ülkenin batısındaki her neviden milliyetçi kamuoyunun nokta-i nazarında hayli kötü bir şöhret edinmiş olan bu il ve ilçelerin şimdi tarumar edilip halkının yerini yurdunu terke zorlanması, rejimin başkanlık sistemine geçiş gündemiyle doğrudan ilişkili…

Bu savaşın, başkanlık rejimine verilen halk desteğinin olası bir referandumda zaferi rahatça güvenceye alacak seviyede konsolide etmesi ilk hedeftir. Erdoğan’ın bahsettiği, ‘terör örgütüyle sonuna kadar mücadele‘deki o ‘son‘ bu hedefe varıldığında başlıyor.

Muhafazakar, ulusalcı, Türkçü velhasıl her türden milliyetçi seçmene 2016’da ve çok da gecikmeden şuna benzer bir ‘zafer müjdesi‘ni verebilmeleri gerekecek: “Devlet gücünü göstermiş ve terör örgütünün özerklik ilan etmek istediği şehirler yaşanmaz hale getirilmiş, karşı koyan binlerce terörist öldürülmüştür…”

Bu ‘müjde‘yi hedef kitleye verebilmenin Türkiye’ye çıkaracağı insani, toplumsal, ekonomik ve siyasi maliyet çok büyük olacaktır.

Nedeni de ‘PKK’lı terörist‘le ‘masum halk‘ ayrımını artık yapamıyor oluşumuzdur. Güneydoğuda hedef seçilen şehirlerde toplu felakete uğratılan yüzbinlerce insan siyasileşmiş bir halkı oluşturmaktadır. Bu bir sosyo-politik realitedir.

Kürt’ün felaketi, Türk’e verilecek müjde olamaz.

Olursa, Türkiye felaketten kurtulamaz. (Diken)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.