21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara13°C
  • İzmir18°C
  • Berlin1°C

KÜRTLERİN YOLU

Hilal Kaplan

05 Haziran 2015 Cuma 07:44

Abdullah Öcalan, 'silahlara veda' çağrısını ilk kez net şekilde yaptığı 2013 Newroz'unda şöyle seslenmişti:

"Saygıdeğer Türkiye halkı;

Bugün kadim Anadolu'yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır.

Gerçek anlamında, bu kardeşlik hukukunda fetih, inkâr, ret, zorla asimilasyon ve imha yoktur, olmamalıdır.

"
Böylelikle HDP'nin 'Türkiyelileşme' projesinin temelini ortaya atmış, Türkleri Kürtlerle beraber İslâm bayrağı altında yaşadıkları dönemde olduğu gibi tekrar barış ve kardeşlik hukukunu kurmaya davet etmişti. Öcalan'ın Türkiyelileşme ile kast ettiği çerçevenin özeti budur ve bu özetin HDP'ninkiyle ne kadar çeliştiği aşikârdır.

O çağrıda aynı zamanda bir geçmiş muhasebesi de yapan Öcalan şöyle demişti:

" Kapitalist Moderniteye dayalı son yüzyılın baskı, imha ve asimilasyon politikaları; halkı bağlamayan dar bir seçkinci iktidar elitinin, tüm tarihi ve de kardeşlik hukukunu inkâr eden çabalarını ifade etmektedir. Günümüzde artık tarihe ve kardeşlik hukukuna ters düştüğü iyice açığa çıkan bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin Ortadoğu'nun temel iki stratejik gücü olarak kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernitemizi inşa etmeye çağırıyorum."

Baskı, imha ve asimilasyonu son yüzyılla sınırlayan ve bu 'zulüm cenderesi'nin öznesini "dar bir seçkinci iktidar" olarak tanımlayan Öcalan'ın Kemalizmden bahsettiğini, Ortadoğu'nun temel iki stratejik gücü olarak da HDP ve Ak Parti tabanlarına işaret ettiğini söylemeye gerek yok herhalde.

Oysa Demirtaş, KCK operasyonlarının yılmaz savunucusu Zaman'a verdiği röportajda şöyle diyor: "Bunların (Ak Parti'nin) verdiği zarar hiçbir zaman Kemalistlerin verdiği zararla kıyaslanamaz."

Demirtaş, Posta Gazetesi'ne verdiği röportajda da bu ufkun varacağı siyasî noktayı özetliyor: "AKP ile kesinlikle koalisyon yapmayız. CHP ile koalisyon yapmayı oturup konuşabiliriz. MHP'li seçmen de yeniden savaş çıksın istemiyor. Toplum artık barış istiyor. MHP'nin de çözüm sürecini konuşmaya mecbur kalacağını düşünüyorum."

Aynı röportajda, HDP'nin CHP'ye yeşil ışık yakan ve MHP'ye göz kırpan duruşunun 8 Haziran ve sonrasında da devam edeceğinin teminatını veriyor Demirtaş.

Dersim Katliamı'nı yapan kafa ile bu zulümden ötürü özür dileyeni,

Şark Islahat Planıyla Kürtçenin çarşı pazarda dahi konuşulmasını yasaklayan kafa ile anadilde savunma, propaganda yapma, eğitim alma, vb.nin önünü açanları,

Diyarbekir zindanını kuran kafa ile buna faşizm diyenleri,

Andımızı zorla okutturan kafa ile bu zorba uygulamayı tarihe gömenleri kıyaslayıp ilkini mazur gösteren Demirtaş'ı,

CHP-MHP ikilisiyle anlaşmaya yanaşıp Ak Parti'yi düşmanlaştıran HDP'yi,

"Seni Başkan yaptırmayacağız" diye yola çıkıp Kılıçdaroğlu'nu Başbakan yapmayı hedefleyenleri önce Allah'a, sonra Kürtlere havale ediyorum.

Kürtleri cellatlarına âşık etmek bu kadar kolay mı?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.