22 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara12°C
  • İzmir16°C
  • Berlin1°C

KÜRTLERİN TÜRKLEŞECEĞİNE DAİR UMUDUN SONU

Pınar Öğünç

28 Ocak 2013 Pazartesi 08:30

Türk ulusu mu büyük/Kürt milliyeti mi küçük?' tartışmasının tek kaynağı Kemalizm mi? Bu 'tipik Kemalist kafa' mı? Yeni olan bir şey var

Meclis’te anadilde savunma hakkı görüşülürken yaşanan tartışmalar ve CHP milletvekili Birgül Ayman Güler’in “Türk ulusuyla Kürt milliyetini eşit, eşdeğerde gördüremezsiniz” cümlesiyle billurlaşan görüşü geçen hafta içinde ziyadesiyle masaya yatırıldı. Çekirdeğini ırkçılıkta bulabileceğiniz fikriyat haklı biçimde eleştirildi ve dahi yerden yere vuruldu. Çokça söyleneni sarihleştirebilecek, yeni bir de tespit getiren bir yazıdan söz edeceğim.

İnkârdan tahkire

SoL Haber portalında yayımlanan Cenk Saraçoğlu imzalı yazının başlığı: Biz ‘ulusuz’, onlar ‘milliyet’: Acayip bir tasnifin politik anlamı.

Saraçoğlu, Ayman Güler’in bilimsel olduğunu iddia ederek kurduğu milliyet-ulus hiyerarşisinin ne akademide ne de siyasette bir karşılığı olduğunu söyledikten sonra ‘yeni’ bir durumun tespitini yapıyor. Gaf olmadığı aşikâr bu çıkışa ‘İşte o Kemalist kafanın dışavurumu’, ‘bildiğimiz Kemalizmin yüzeye çıkışı’ şeklinde yaklaşmanın eksik olduğunu savunuyor.

Saraçoğlu’na göre Ayman Güler’in söylemindeki mühim nokta Türklüğün, bu kez açık bir biçimde Kürtlüğe referans verilerek, hiyerarşik bir ilişkide zikredilmesi. Yani sadece geleneksel ‘Kürtlüğün inkârı’ esaslı asimilasyon politikasının bir uzantısı olarak değerlendirilemez; ‘klasik Kemalizmin geri dönüşü’ değil.

Türkiye içinde ve dışında olup bitenlerle, bugünün dayattığı çaresiz bir ‘revizyondan’ söz ediyor Saraçoğlu. “Bütün bu revizyonun ve sonrasında ortaya çıkan ‘tuhaf’ formülasyonların arkasında Kemalizmin en çekirdek öğesi olan türdeş ve yekpare ‘ulus’ kurgusunun bu kez Kürt realitesini mecburen kabul ederek, onu veri almakla kalmayıp onunla bir karşıtlık içinde kurulması/kurtarılması çabası vardır. Böyle bir anlayış ve çaba, bu boyutuyla yenidir” diyor.

Bu nokta, Kürtlerin Türkleşebileceğine dair umudun sonu; Kürtlerin içinde eridiği ‘Türk ulusu’ tahayyülünün imkânsızlaştığı yer. İnkârın beyhudeliği halinde yönelinmiş bir tahkir gayreti...

Tanıyarak dışlama

Cenk Saraçoğlu’nun 2006’da başladığı doktora tezi, 2011’de ‘Şehir, Orta Sınıf ve Kürtler’ ismiyle (İletişim Yay.) basılmıştı. Toplumsal muhayyiledeki Kürt algısına, zorunlu göç mağdurlarının yerleştiği Batı kentlerinden bakmak isteyen Saraçoğlu, ‘tanıyarak dışlama’ diye yeni bir kavramdan söz ediyordu orada. Türk’le Kürt’ün kesiştiği yerden türeyen, neo-liberalizm, kentsel dönüşüm, dışlanma, yoksulluk gibi dinamiklerin de etkisiyle yeni bir hale bürünmüş, sınıfsallaşmış bir tür ırkçılıktı söz ettiği.

90 derinlemesine görüşmeyi de İzmir’de yapmıştı. Başladığında daha Cumhuriyet Mitingleri yapılmamış, DTP konvoyu taşlanmamış. Kitabın ve düşünceye davetkâr ‘tanıyarak dışlama’ kavramının o dönem hem toptancı hem de indirgemeci biçimde bir İzmir meselesi olarak algılanması meramını gölgeledi diye düşünüyorum.

Bugün de Birgül Ayman Güler’in İzmir milletvekili olduğunu hatırlatan çıkabilir mesela. Diyeceğim de şu... Vekilinin ağzından çıkanın aslen CHP’yi bağlaması ve CHP’nin tasarrufunu gerektirmesi bir tarafa, bu yaklaşımın aslen partilerüstü yanını görmemek de eksik olur. Bu cümleyi AK Partili bir vekil kursa çok şaşırır mıydınız yani?

Bu yaklaşımın tek kaynağı Kemalizm değil; ne de bu ‘birilerini’ ülkenin sahibi kılan zihniyetin tek numunesi...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.