16 Ocak 2025
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır3°C
  • Ankara5°C
  • İzmir8°C
  • Berlin4°C

KÜRTLERİN İRADE BEYANI

Oral Çalışlar

14 Haziran 2011 Salı 11:02

Bağımsızları seçen Kürtler, Türklerle yaşama iradesine sahip.

Kürt siyasi hareketi, kendi yakın tarihinin en büyük siyasi başarısını kazandı. Tabii, ‘Blok adayları’nın aldıkları yüzde 6 civarındaki oyu ‘Türkiye geneli oyu’ olarak görmek yanıltıcı olur. Bağımsızlar 30 civarında ilde seçime katıldılar. Ayrıca bağımsızlarla katılmanın dezavantajı var. Türkiye çapında seçime parti olarak katılmış olsalardı yüzde 10 barajını aşmış olabilirlerdi. Bu da 4 milyondan fazla oy anlamına gelecekti…

KCK davasında binlerce Kürt politikacısının tutuklanmasına, önlerine değişik yasal ve hukuki engeller çıkarılmasına rağmen bölge halkı, Kürt siyasi hareketinin temsilcilerinin Meclis’te olması için tayin edici bir destekte bulundu. Bu bir barış ve diyalog tercihi ve devam edeceği açık. Kürtlerin ‘Kuzey Kürdistan’ dediği coğrafyada dünden itibaren yeni bir enerjinin doğduğu, ‘Kürt meselesinin Kürtlerin milli meselesi olarak ilan edildiği’ bir döneme girildiği söylenebilir.

KCK tutuklamaları başladığında, ‘Kürt siyasi hareketini PKK’dan bağımsızlaştırma’ operasyonunun hatalı olduğunu, bu yöndeki tutuklamaların geri tepebileceğini anlatmaya çalışmıştık. KCK operasyonları yaygınlaştıkça, tepkiler de derinleşti. Değişik Kürt siyasetleri ortaklaşmaya ve birlikte tepki vermeye başladılar.

Kürtlerin istediği

Bölgenin Kürtleri ‘kendi kendilerini yönetme’ özlemlerini dile getiriyorlar. Şu gibi değerlendirmeleri sık sık duydum: “Belediye başkanımızı yüzde 60-70-80 oy oranlarıyla göreve getiriyoruz. Ankara’nın atadığı vali isterse onun il dışına çıkmasına bile izin vermeyebilecek kadar geniş yetkilere sahip. Anlamsız iddialarla tutuklanıyorlar, mahkeme önüne bile çıkarılmadan aylarca tutuklu kalıyorlar. Kendi seçtiğimiz yerel yöneticiler tarafından yönetilmek, kendimizin yöneticisi olmak istiyoruz.”

Peki “Bu talepler Türkiye’yi bölünmeye götürür” şeklindeki klasik refleks bir anlam ifade ediyor mu? Bence hayır. Çünkü, zaten Türkiye’nin gündeminde olan AK Parti ve CHP’nin de değişik programlarında yer alan Avrupa Birliği Yerel Özerklik Şartı üzerindeki çekincenin kaldırılmasıyla bu sorun aşılabilir. İki büyük partinin bu konudaki uzlaşması işleri kolaylaştırır. Ayrıca bağımsızlara destek veren Kürtler, Türklerle birlikte yaşama iradesini sürdürüyor. Süreç doğru yönetilirse, yaşanan gerginlikten bir çözüm enerjisinin doğması zor değil.

Dil sorunu

Seçim sonuçları AK Parti’yi de BDP’yi de ciddi şekilde güçlendirdi. Türkiye’nin hem batısında hem doğusunda demokratik olgunluk gelişim gösteriyor. Kürtlerin yasal alanın etkisinin artması yönündeki isteklerini, beklentilerini göstermiş olmaları çok ciddi bir mesajdı. Kürtlerin seçime olan ilgi yoğunluğunu Kürt siyasi aktörlerinin de hükümetin de değerlendirebildiğini varsayıyorum.

Bütün bunlar çözüm imkânları açısından güzel bir arkaplan oluşturuyor. Her iki tarafın da çözüm yönünde ilerlemeye başlaması ve yeni adımlar atması için çok güzel bir noktadayız…

Kürt siyasi aktörleri, Türkiye’nin siyasi ve entelektüel yelpazesindeki önemli eğilimlerin ve çevrelerin desteğini de alabilmiş bir şekilde, şimdiye kadar kurabildikleri en büyük grupla Meclis’teler. Elde ettikleri tarihi fırsatı, Türk kamuoyunun ikna edilmesi için gereken özenli ve sabırlı üsluptan sapmamaya çalışarak kullanacakları konusunda umutluyum.

Başbakan’ın üzerindeki siyasi ve psikolojik basınç artıyor. Sorunu barış içinde ve Kürtleri incitmeden çözebilecek bir samimiyet ve dikkat göstermesi şart. Sorunun birlik içinde çözümü için yüzde 50’lik bir desteği olan, Türkiye’nin hemen hemen bütün bölgelerinde varlığını ispat etmiş Tayyip Erdoğan’ın kilit isim olduğu açık. Diğer önemli isim ise Kılıçdaroğlu. Seçim bildirgesinde çözüme yönelik etkili mesajlar veren CHP yönetimi, umuyoruz ve bekliyoruz ki, parti içinden ve dışından gelmeye devam edecek olan milliyetçi baskıları göğüsler ve söylediklerinin arkasında durur.

Yeni şansların, olumlu ve çözüme yönelik olarak kullanılmasının mümkün olduğu yeni bir dönemin içindeyiz. Toplumun beklentilerini karşılayabilecek olgunlukta siyasetler görmeyi umuyoruz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.