KÜRT VE TÜRK ÇOCUKLAR
Ece Temelkuran
23 Eylül 2009 Çarşamba 13:24
Ali Kırca, yayın döneminin ilk programına psikiyatr Yankı Yazgan ile beni davet etmişti. Konu ‘demokratik açılım’, başroldeki konuklar da Türkiye’nin her yerinden gelen çocuklar olunca tatili yarıda kesip gittik. Program yayınlandı ve çok yüksek oranlarda izlendi. Öyle ki, aynı gece youtube’a programdan çok sayıda parça yerleştirilmiş, ekşi sözlük’te sayfalarca yorum yapılmış, internet sitelerinde tartışmalar başlamış, Show TV’nin telefonları kilitlenmişti. Program boyunca yapılan canlı ankete katılım rekor düzeydeydi.
Ürkütücü çocuk sözleri
Programa katılan çocukların anlattıkları... Nasıl desem? Ürkütücü şeyler oldu. Büyüklerin, çocukların ağızlarını ırkçı, faşist söylemler için kullandıklarını ve boş levha gibi kalplerin bu söylemleri doğuştan getirdikleri bilgilermiş, kendi fikirleriymiş gibi anlatmasını izlemek ürkütücüydü.
“Niye Kürtçe konuşuyorlar? Konuşmasınlar!”, “Anneleri onlara niye Kürtçe öğretiyor?” gibi soruların öfkeyle sorulması, “Onlar da Türk aslında ama bilmiyorlar”, “Dış mihraklar bizi bölüyor”, “Türkçe konuşmayacaklarsa gitsinler” gibi cümlelerin kalpten söylenmesi, muhtemelen benim kadar Kürt illerinden gelen çocukları da şaşırttı ve ürküttü. Muhtemelen Diyarbakır’dan, Hakkâri’den, Mardin’den gelen çocuklar kendileriyle ilgili bu söylemi ilk kez canlı canlı duydukları için kalpleri kırıldı.
Çocuklar arasında yaşanan bu hadise bir kez daha ‘demokratik açılım’ meselesinin en önemli ayağının ‘Kürt açılımı’ değil, ‘Türk açılımı’ olduğunu düşündürttü. Daha önce de yazdım bunu. Bu memlekete çok geniş kapsamlı bir ‘Türk açılımı’ gerekiyor.
Hükümetin dili
Hükümet, dün Taraf gazetesinde sevgili Mithat Sancar’ın yazdığı gibi, demokratik açılım sürecinin başında tutturduğu özenli dili karşı taraf sertleşmeye başladığından beri korumakta güçlük çekiyor. Dilin sertleşmesi sadece biçimsel bir mesele değil. Açılımdan yana olanlar, tedirgin oldukları ilk anda o ilk ezbere, bugüne kadar 50 bin kişinin ölümüne neden olan o ‘terör dili’ne dönüyorlar. Bir başka deyişle, Kürt açılımına cesaret edenler Türk açılımına cesaret edemiyorlar. Ve bu ülkede asıl cesaret gerektiren
Türk açılımıdır!
Bunun kanıtı, programın hemen ardından Ali Kırca, program yapımcıları ve Show TV hakkında Türkiye Gençler Birliği adlı bir grup tarafından yapılan suç duyurusudur. Suç duyurusunda programın ‘halkı kin ve düşmanlığa sevk ettiği, bunun çocuklar üzerinden yapıldığı’ iddia edildi. Bu da gösteriyor ki ‘konuşmayı’ unutmuş bir ülkede en çok ihtiyaç duyulan şey, ‘Türklerin’ kafasının açılması. Bunun için de cesur ve açık kafalara, söylemini karşıtı yüzünden değiştirmeyen bir siyasi iradeye ihtiyaç var.
Açılıma ‘tüyo’
Programla ilgili, demokratik açılımın mimarlarına önemli bir ‘tüyo’ vereceğine inandığım bir ayrıntı:
Program boyunca yapılan, “Demokratik açılımı destekliyor musunuz?” canlı anketinin sonucu yüzde 65 hayır, yüzde 35 evet çıktı. Sorduğumda, yapımcılar şöyle bir bilgi verdi:
Aslında hayır oylarının oranı çok daha fazlayken programın sonunda benim konuştuğum beş dakikalık bölümde hayır oylarında yüzde 5’lik bir düşüş olmuş. Hemen söyleyeyim, mesele ‘ben’ meselesi değil. Çocuklara hitaben, neredeyse çocuk dilinde söylediğim şey şuydu sadece:
Siz hiç kimseye taş atmadınız mı? Attınız! Peki sizi de altı yaşında sadece İngilizce konuşulan bir okula koysalar, Türkçe konuşunca dövseler, siz de bunu yapanlara taş atmak istemez misiniz? Ama sizin yaşınızda çocuklar bu yüzden şimdi hapishanelerde yatıyor, on yıllarca da yatacaklar. Saatlerdir Kürt arkadaşlarınızla birliktesiniz. Hepiniz İngilizce nasıl ‘merhaba’ denir bilirsiniz. Ama sizce neden Kürt arkadaşlarınıza Kürtçe nasıl ‘merhaba’ denir diye sormadınız?
Dil, buradan kurulmalı. En dipten. En insani yerden. Yoksa Mithat Sancar’ın da dediği gibi ‘güvenlik dili’ne doğru bir kez büküldü mü ağzımız öyle kalır. Nefretin korkudan beslendiğini unutmamak gerek. Bu korkuyu hükümetin kullandığı dille sakinleştirmesi lazım.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.