KÜRT VE İSLAM AÇILIMINDAKİ ÖRTÜŞME
Erol Manisalı
08 Eylül 2014 Pazartesi 08:08
AKP iktidarı ile birlikte Ankara, “iki açılımı birlikte ve birbirlerini tamamlayan bir biçimde” yürütmeye başladı.
Oysa 1999’da PKK sorunu halledilmişti. Çözülemeyen ise “Kürt sorunu” idi. 1999’da PKK’yi içerde ve bölgede çözen Ankara esas mesele ile yüz yüze geldi.
AKP iktidarı ile birlikte Kürt açılımı (ve PKK açılımı) uygulamaya kondu. Çözülen PKK sorunu yavaş yavaş eski haline döndü ve “Kürdistan sorunu” ile birleşti.
PKK-Öcalan-Kürdistan boyutları birleştirilerek tek bir Kürt açılımı haline sokuldu. Ecevit 1999’da “Öcalan’ı niye bize teslim ettiler, anlamıyorum” derken Kürdistan açılımının ön hazırlıkları yapılıyordu.
2002 seçimlerinden sonra ise artık Kürt açılımı, Ankara’nın resmi politikası haline sokuluyordu. Ecevit’in 3 yıl sonraki U dönüşünü 1999’da görmesi oldukça zordu.
Bugün Kürt açılımının geldiği nokta Kasım 2002’nin hayal edilemeyecek kadar ilerisindedir; Kürdistan sorunu çözülmek üzeredir(!)
Gelelim ikinci boyuta
AKP’nin (ve Erdoğan’ın) Sünni İslami açılışı da Kürdistan açılımı ile eşzamanlı yürüdü.
AKP (ve Erdoğan) Müslüman Kardeşler üzerinden Sünni bir açılımı devreye soktu.
- Sünni Müslüman ülkeler farklı algılandı, öne çıkarıldılar.
- Türkiye’nin Ortadoğu ve Uzakdoğu politikasında yeni derinleşmeler yaratılmaya çalışıldı.
- Avrupa (ve AB) ikinci plana itildi. ABD’ye “daha özel” bir önem verilmeye başlandı.
Peki ABD’nin Türkiye’deki İslamlaşmaya (ve Sünnileşmeye) bakışı ne oldu?
ABD (ve AB) Türkiye’nin “yeni bir Türkiye oluşumuna girmesini istiyorlar.” “Ilımlı İslam” adı altında eski Cumhuriyet yerine yenisini ikame edecek bir formül arandı.
İşte bu noktada AKP üst yönetimi ile ABD aynı noktada birleştiler; laik, Cumhuriyet devrimlerini korumaya çalışan “eski Türkiye” yerine her şeyi tersine çevirecek bir yapılanma ancak “İslamlaşma ile olabilecek diye düşündükleri” AKP’ye 2002’den itibaren büyük destek verdiler.
G. Fuller’in Yeni Türkiye Cumhuriyeti kitabı, eskisinin neden değişmesi gerektiğini anlatır!
Ortak noktalar
Kürdistan (Kürt) açılımı ile Sünni açılım arasında birbirini tamamlayan öğeler bulunuyor. Bunlar nelerdir:
1) Her ikisi de üniter devlete ve Lozan’a karşıdırlar.
2) Her ikisi de ülkede “değerler sisteminin bütünü ile değişmesini”savunurlar.
3) Her ikisi de ülkenin yerinin Batı Avrupa’da (ve Batı’da) değil, Ortadoğu’da olduğunu öne sürerler.
4) Her ikisi de Türk milleti kavramına ve Atatürk’e karşıdırlar.
5) Her ikisi de Batı’dan destek alır.
Çelişen yönleri
Buna karşılık çelişen yönleri de vardır:
1) Biri milliyetçi, diğeri ümmetçidir.
2) İslami (ve Sünni) açılım Batı tipi demokrasiyi reddetmesine karşın diğeri karşı çıkmaz.
3) Biri laikliği ve kadın-erkek eşitliğini reddeder, diğeri ise kabullenir.
4) Biri yaşam tarzı olarak Sünni dünyayı esas alır, diğeri Batı’ya sıcak bakar.
5) Birinin, “Batı’nın İslamofobisi ile yüz yüze olmasına karşın diğerinin böyle bir sorunu yoktur.”
Sonuç olarak Kürdistan açılımı ile Sünni (ve İslami) açılımlar 2002’den sonraki yıllarda birbirlerini tamamlayarak ilerlerken aralarındaki çelişkileri “şimdilik ertelediler.”
Sünni açılım dış ilişkilerde değilse bile içerdeki yeniden yapılanmada çok hızlı bir ilerleme gösterdi.
Kürt sorunu ya da Kürdistan meselesine gelince, “hukuki olarak değilse bile fiili olarak” bu konu son aşamasına gelmiş bulunuyor.
Yeni süreç
Oyunun birinci perdesi tamamlanmıştır. Ancak ikinci perdede iki açılım arasındaki çelişkiler ve çatışmalar şiddetli bir biçimde ortaya çıkacaktır.
Hele Davutoğlu’nun başbakanlığa getirilmesi durumun daha da vahim noktalara gelmekte olduğunun habercisidir. Ancak “Kürdistan işinin tamamlanması ile birlikte roller yeniden dağıtılacak.”
Son perdede tamamen farklı bir “oyun” izleyeceğiz, senaryo çoktan yazıldı bile.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.