KÜRT SORUNU AÇISINDAN DEMOKRASİ PAKETİ
Ali Bayramoğlu
04 Ekim 2013 Cuma 08:46
BDP paketten memnun değil, Kandil'in açıklamaları da son derece olumsuz. Öcalan'ın vereceği tepki elbette önemli. Ancak bu tepkinin ilişkiyi koparmadan 'farklı model' talebinin tekrar altını çizmesi şaşırtıcı olmaz. Sözünü ettiğimiz bu modelin iki unsuru var: Öcalan'ın özgürleşmesi ve açık müzakere yapması (yapılması). İki de hedefi var: Statü ve affı içeren bir siyasi örgütlenme özgürlüğü...
Bu çerçevede bakıldığında demokrasi paketinin Kürt Hareketi'nin beklenti ve taleplerini karşılamadığı açıktır.
Öcalan'ın 'barış süreci formulü' temel olarak bu modelin aşamalarının ters yüz edilmesiydi. 'Önce müzakereler üzerinden taleplerin karşılanması ve siyasi alanın genişlemesi sonra silahsızlanma' formulü yerini 'önce silahların çekilmesi sonra siyasi alanın açılması ve müzakere' fikrine bırakmıştı. Siyasi alan genişlemesi ve bu alanda verilecek mücadele genel bir demokratikleşmeyi öngörüyor, ancak 'af' ve 'örgütün statüsü' gibi unsurlar müzakereyi kaçınılmaz kılıyordu.
Açıktır: Bu bakış 'Kürt sorunu ile Kürt siyasi hareketi arasında tam bir özdeşlik' kurmaktadır.
Siyasi iktidarın bakışı ise farklıdır. 'Kürt Siyasi Hareketi ile Kürt sorunu arasında önemli bir mesafe' olduğu varsayımına dayanan bu bakış, bireysel bazda tüketilecek tüm kimlik haklarının tanınması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesiyle Kürt siyasi alanının siyasi rekabete açılması, Kürtlerin kendilerini yönetme taleplerinin bu çerçevede tatmin edilmesini öngörmekte, Kürt sorununun bu çerçevede çözüleceğini varsaymaktadır. Bunu 'demokratik entegrasyon modeli' olarak tanımlamak mümkündür. AK Parti zaman içerisinde bu model önündeki en büyük engellin PKK'nın silahlı mücadelesi olduğunu teslim etmiştir. Ve Öcalan ile açık temas üzerinden örgütün talepleriyle kendi modeli arasında kesişme noktaları aramaya ve silahsız ortamı oluşturmaya soyunmuştur. Siyasi iktidar açısından barış sürecini başlatan güdü budur. Ve bu durumda demokratik entegrasyon modeli itibariyle bakıldığında, demokratikleşme paketi şüphe yok ki, önemli ve ileri yönler içermektedir.
Şunu görmek gerek: Barış süreci başından beri bu iki ayrı bakış ve model arasındaki farkı içermektedir. Örgüt iradesiyle devlet iradesinin siyaset temelinde ortak bir söylem tutturmuş olmaları bu gerçeği hiç bir zaman değiştirmedi.
Nitekim basında barış sürecine yönelik beğeniler ya da eleştiriler temel olarak bu iki model etrafında toplanmıştı. Bugün demokratikleşme paketine bakışlar açısından da durum aynı. Bir yanda Kürt sorununu bağımlı değişken gibi gören örgüt merkezli tavır, öte yanda örgütü görece hale getiren Kürt sorunu merkezli tavır var ...
Ancak şüphe yok, bu iki duruş yeni girdilerle yeniden şekilleniyor.
Kürt hareketi açısından, Rojava'da oluşan yaşam alanının siyasi anlamı büyük oldu. Rojava örgütün Ortadoğu aktörü olma niteliğine güç kattı ve bir tahayyül oluşturdu. Kendileri açısından örgütün dağılması değil pekişmesi, Türkiye'nin Kürt sorununun iyice örgüt ve politikalarına endeksli hale gelmesi yeni gerekçelere kavuştu. Rojava 'fırsatı'nın ikinci önemli girdisi Öcalan'a oranla Kandil'in hareket alanını genişletmesiydi. Bu gelişmelerin Kürt Hareketi açısından örgüt modelini daha anlamlı kıldığı söylenebilir.
Bu yeni girdi siyasi iktidarı da bağlamaktadır.
Siyasi iktidarın çözüm sürecini Öcalan'la yürüttüğü gözönüne alınırsa, kendi demokratik entegrasyon modelini gözden geçirerek, Öcalan'a daha geniş bir hareket alanı vermesi bir gereklilik haline gelmektedir. Öte yandan barış sürecinin başlangıcından bu yana geçen zaman, siyasi iktidara toplumsal meşruiyetin önemini bir kez daha göstermiş olmalıdır. Demokratik entegrasyon modelinin pekişmesi Kürt kamuoyunun kuşatılmasıyla mümkündür. Bu ise siyasi hamleleri özgürlük alanının genişletilmesi, af gibi mekanizmaları kaçınılmaz kılmaktadır.
O zaman mesele başta ve özellikle siyasi iktidar olmak üzere tarafların kendi modelleri dışında ara bir noktaya doğru ilerlemeleridir.
Demokratik entegrasyon modeli bizce esastır, Kürt alanında çoğulculuğun da garantisidir, ancak bu modelin siyasi dozu yukarıda altını çizdiğimiz çerçevede arttırılmalıdır.
Umarız bir sonraki demokrasi paketi bu istikamette yol alır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.