KÜRT SİYASETİNDE ÇOĞULCULUK VE HAK-PAR
Orhan Miroğlu
20 Mart 2014 Perşembe 09:14
2011 genel seçimleri Kürt siyasetinde ‘ulusal birlik’ tartışmalarıyla geçti. Rahmetli Şerafettin Elçi’nin liderliğini yaptığı KADEP ve o dönemde Bayram Bozyel’in liderliğindeki HAK-PAR’a seçim işbirliği götürüldü. Bu iki partinin dışında, 12 Eylül askeri darbesinden önce bölgede faaliyet gösteren, ama bugün güçleri epey azalmış eski Kürt gruplarına mensup bir takım siyasi aktörler ve Kürt sorununa duyarlı muhafazakar-demokrat kimliğiyle bilinen Altan Tan gibi siyasetçilerle seçim ittifakı için, belli diyaloglar kuruldu.
Kürt siyasi hayatı bakımından bu belki de bir ilkti, ya da ben bir ilk olduğunu hatırlıyorum.
2011 seçimlerinde, Şerafettin Elçi ve Altan Tan Diyarbakır’dan ve BDP listesinden milletvekili seçildi. Ama HAK-Par’la bir uzlaşma sağlanamadı. Buna rağmen HAK-PAR bu seçimlerde BDP’yi destekledi.
Aradan geçen zamanda, Kemal Burkay HAK-PAR’ın Genel Başkanı oldu. HAK-Par 30 Mart seçimlerine kendi adaylarıyla giriyor.
Kürt şehirlerinde seçimler derken, doğal olarak iki büyük parti, AK Parti ve BDP akla geliyor..
Kürt sosyalist geleneğini 70’li yıllardan bugüne kadar sürdüren Kemal Burkay’ın liderliğindeki HAK-PAR ve 1990’lı yılların toz dumanı içinde, PKK’yle mücadele ederek sesini duyurmuş Hizbullah geleneğinden gelen HÜDA-PAR’ın seçimlere girmesi, muhtemelen seçimlerin sonuçlarını etkilemeyecek olsa da, siyasal zeminin çoğulculaşması bakımından önem taşıyor.
- Kentli orta kesimler
- Savaş mağdurları
- Aşiret aidiyeti önde olan geniş bir nüfus
- Dini cemaatlerin referanslarıyla hareket eden dindarlar..
Bu tablo aşağı yukarı Kürt seçmenin sosyolojisini oluşturan bir tablo.
Savaş mağdurları, köyden şehirlere göç etmek zorunda kalanlardan ve aynı zamanda şehirlerde de ihlallere maruz kalmış, faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş, çocuklarını dağda kaybetmiş ailelerden oluşuyor. Savaş mağdurları aynı zamanda Kürtler’in en yoksul kesimidir.
Kürt şehirlerinin zaman içinde değişen sosyolojisi, geniş bir orta sınıfın oluşmasına yol açtı. Bu kesim BDP’nin Belediyeleri yönetttiği şehirlerde tercihini önemli oranda BDP’den yana yapıyor. Kürt aydın sınıfı ve okumuşları, ağırlıklı olarak bu toplumsal katmandan geliyor. Kürt sorununda, BDP’den yana bir tutum alıyorlar.. Ama bu toplumsal katman içinde, kuşkusuz AK Parti’yi destekleyenler de var.
Aşiretlerin bir kısmı BDP’yi bir kısmı da AK Parti’yi destekliyor.
Bu seçimlerin belki de en dikkat çeken yanı BDP ve geçmişte koruculuğu kabul etmiş aileler ve aşiretler arasında gerçekleşen barış toplantıları. Gerçi bu gelişmeyi, siyasi çıkarlara bağlayanlar var. Belki öyledir. Ama BDP ile korucu ailelerin, siyasi çıkarlar olsa da-sanırım seçim listelerinde bu ailelerden bazı kişilere yer veriliyor- bir araya gelmeleri, önemli bir gelişme. Koruculuğun tasfiyesi ve yılların yarattığı düşmanlıkların aşılması bakımından değerli bir adım. Unutmayalım ki, çözüm süreci, Kürtler’in kendi iç barışlarını yeniden inşa etmeleri anlamına da geliyor.
Hem bu genel barış havası hem BDP’den başka Kürt partilerinin de seçime giriyor olması, demokratik süreci olumlu yönde etkiliyor ve etkilemeye de devam edecek.
Burkay’ın liderliğindeki TKSP (Türkiye Kürdistanı Sosyalist Partisi) 1977 yerel yönetimler seçimlerine büyük bir iddiayla girdi. Diyarbakır’da Mehdi Zana ve Ağrı’da Orhan Alpaslan’la seçimleri kazandı.
Sonra 12 Eylül askeri darbesiyle beraber, parti kadrolarının bir kısmı yurtdışına çıktı. Genel Başkan Kemal Burkay da yurdu terk edenlerin arasındaydı. 30 yıl sonra yurda geri döndü. Partisinin seçimlere girmesini savunuyordu ve bu savunusu bu seçimlerde nihayet hayata geçiriliyor.
Seçim bildirgesinde bol bol vaat yok HAK-PAR’ın. Bu sosyalist gelenek dün de federasyonu savunuyordu, bugün de savunuyor. Demokrasi ve barış taleplerini öne çıkaran bir bildirgesi var HAK-PAR’ın ve 54 ilde belediye başkanlığı ve meclis üyelikleri için adayları var.
Mersin’de Hüseyin Özdemir, Antakya’da Feride Göçmen ve Adana’da Arif Sevinç, HAK-PAR’dan aday oldular. Hüseyin, Feride Arif benim 1980’li yıllardaki mücadele arkadaşlarım ve dostlarım..
Arif Diyarbakır cezaevinde yaşadıklarını ve tanıklıklarını resimlerle anlatmış bir sanatçı. Kısa da olsa aynı koğuşta kalmışlığımız vardır.
HAK-PAR’a ve adaylarına başarılar diliyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.