04 Aralık 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır5°C
  • Ankara4°C
  • İzmir11°C
  • Berlin5°C

KÜRT MESELESİNDE BİR İLERİ İKİ GERİ

Pınar Öğünç

13 Şubat 2012 Pazartesi 07:25

Zorunlu göç mağdurları için Tazminat Yasası nasıl uygulandı? TESEV'in raporu, kaçırılmış bu fırsatı inceliyor. 

Geçen hafta oynanan iktidar satrancının gösterdiklerinden en mühimi, Kürtlerle ilgili olan kısmı. İzlenecek politikaların güvenlik çerçevesinde kalmaya, meselenin şiddet doğurmaya gebe şiddet yöntemleriyle ele alınmaya mahkûm olduğunun teyidi...

Atılan ‘bir ileri iki geri’ adımdan birini inceleyen, TESEV’in ‘Adaletin Kıyısında: ‘Zorunlu’ Göç Sonrasında Devlet ve Kürtler’ başlıklı raporu, kaçırılmış bir fırsatı ele almasıyla önemli. TESEV Demokratikleşme Programı Direktörü Dilek Kurban ile İstanbul Şehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Mesut Yeğen’in kaleme aldığı rapor, Van’ı laboratuvar alarak Tazminat Yasası olarak bilinen 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un hangi saiklerle çıktığına, nasıl uygulandığına bakıyor. 2004 tarihli yasayla 90’larda göçe mecbur kalanların kayıplarını ne kadar tazmin edilebildi? İhlal edilen vatandaşlık hakları ne kadar iade edilebildi? Durum iç açıcı değil. 

Yasa var mı, var

OHAL Yasası’nın uygulandığı 19 Temmuz 1987’den sonra, bilhassa 90’lar boyunca 3 binin üzerinde yerleşim birimi boşaltıldı, bir milyonun üzerinde Kürt toprağını zorla terk etti. Devlet bu rakamı 300 bin sularında tutmak istese de zamanında BM baskısıyla kendi yaptırdığı araştırmada dahi 950 binin altına düşmüyor.

‘Kürt sorunu’na yaklaşım zihniyeti değişmemişken, üstelik tarih ‘Türkleştirme’ geleneğinin meyvesi türlü iskân ve tehcir hamleleriyle doluyken, kimin başına nasıl bir taş düştü de bu yasayı çıkardı? Devlet birden nasıl Kürt vatandaşlarının mağduriyetini kasasından ödemeye gönüllü oldu? Şöyle...

Hukuk dışı biçimde yerlerinden edilenlerden, daha 90’larda cesurca suç duyurusunda bulunanlar çıkmıştı. Takdir edersiniz ki sadece birkaçına soruşturma açıldı, onlardan da bir sonuç çıkmadı. Mağdurların başvurabileceği tek merci vardı: AİHM. 1996 tarihli Akdıvar davasından 2004’e kadar benzer müracaatların sayısı 1500’ü bulmuştu. Bu bir ülke için başta itibar kaybı ama daha da mühimi inanılmaz bir tazminat yükü demek. Rapordan, sabaha karşı 03.00 sularında çıkan yasa görüşmelerinde ‘haksız zenginleşmenin önüne geçmek’ gibi tabirlerin dahi kullanıldığını görüyoruz. Zihniyet bu. Yasa var mı, var. Yeter ki AİHM’ye gidilmesin.

Bu motivasyonla hayata geçirilen Tazminat Yasası’nın baştan iyi duyurulmaması, zar zor üç kez başvuru süresinin uzatılması şaşırtıcı değil. Diğer zaafları da... 

Ederi 15 bin TL

En büyük zaaf tabii ki manevi tazminat içermemesi. Ev, arazi, hayvan, ağaç tamam; yaralanan, sakatlanan, ölenler için de bir bedel düşünülmüş. Lakin yeni bir hayat kurarken ağır sefalet yaşayanlar, senelerce çadırlarda kalanlar, aileleri dağılanlar, yaşlıları kederinden ölenler, ruh sağlığını yitirenler için tazmin söz konusu değil.

Başka?.. Kurulan zarar tespit komisyonlarının biçtiği bedeller birbirini tutmuyor. Tek başına başvuramayan, eşini kaybetmiş, Türkçe ve okuma-yazma bilmeyen kadınlar tamamen unutulmuş. Yerinden edildiği sırada 18 yaşını doldurmamış, şimdi 30’larındakiler için tazminat yok. Örgüte yardım yataklık suçundan sicili olanların yararlanması mümkün değil. Üstelik bu suç, sicillerine, köyleri boşaltıldıktan sonra işlenmiş olsa bile...

Velhasıl 2004-10 arası 360 bine yakın başvurudan sadece 145.468’i için tazminat kararı çıkmış. Onların da alabildiği, 15 bin TL gibi bir para. Bütün o acının bedeli.

Bu yasa AİHM başvurularının önünü kesmesiyle bir başarı sayılıyor devlet nezdinde. O açıdan öyle, AİHM sonra iç hukuk yolu görerek bu yasadan sonra zorunlu göç mağdurlarının başvurularını reddetti. Yasanın mağduriyeti hakkıyla gidermeyişine, onarım önermeyişine rağmen bunu yaptı. Bir sille de AİHM’den yani.

Bu yasa bir tür hakikat komisyonu gibi işletilebilir, yüzleşmenin vasıtası haline getirilebilirdi. ‘Dostlar alışverişte görsün’ prensibi ağır bastı.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.