22 Aralık 2024
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır0°C
  • Ankara4°C
  • İzmir10°C
  • Berlin6°C

KÜRDLERİN BİRLİĞİ

Ersin Tek

28 Eylül 2014 Pazar 22:21

‘‘Cömertlik, himmet, mertlik.
Beylik, hamiyyet ve yiğitlik.
Hep Kürd kabileleri için onaylanmıştır,
Onlar kılıçla ve himmetle ün salmıştır.
Cesaretten hamiyyetli oldukları kadar.
Minnetten de nefret ederler.
Bu hamiyyet ve yüksek himmettir ki.
Engel oldu minnet yükünü yüklenmelerine.
Bunun içindir ki hepsi her zaman ittifaksızdır.
Her zaman birbirlerine karşıdır ve parçalanırlar.
Olsaydı eğer bir ittifakımız bizim.
Hep birlikte bir birimize itaat etseydik,
………………………………………………
………………………………………………
O zaman dini de, devleti de ikmal eder,
İlmi de, hikmeti de elde ederdik.
Sözler o zaman birbirinden ayırdedilir,
Gerçek hüner sahipleri çıkardı ortaya.’’
(Ehmedê Xanî / Mem û Zîn)

Yaklaşık üçyüz yıl önce Ehmedê Xanî bir aydın, bir filozof, bir peygamber misali büyük bir gamla ve ferasetle Kürdlerin birlik ihtiyacını ve Özgür Kürdistan rüyasını dilllendirmişti. Xanî, kalbindeki bu gamı dışarıya akıtmak için de bir şaheser olan ‘Mem û Zîn’i yazmıştı.

Mem û Zîn’in yazılmasının üzerinden üçyüz yıla yakın süre geçti. Bu süre zarfında Kürdlerin siyasal, toplumsal ve kültürel yaşamlarında herhangi büyük bir değişim ve iyileşme gerçekleşmedi. Ehmedê Xanî gibi ilim-irfan sahibi ve ferasetli şahsiyetlere sahip olan bir milletin yaşam koşullarında bugüne kadar dişedokunur bir iyileşmenin ve gelişmenin olmamış olması çok düşündürücü ve trajik.

Kürdler Xanî’nin kalbinden akıttığı gamı ya anlamadı, ya da yanlış anladı. Çünkü Kürdler bugün bile paramparça, milyonlarcası sürgünlerde, aç, sefil, işgalcilerin tutsağı ve hamalı durumundadır. Hatta diyebiliriz ki, Kürdler Xanî’nin dönemindeki parçalanmışlıktan daha büyük bir zihinsel/amaçsal parçalanmışlık ve uzaklık içerisindedirler. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Kürdlerin/Kürdistanın durumu daha da kötüleşmiş, parçalanmışlık ve trajedi büyümüştür; Kürdler asimile edilmiş, kendi benliklerinden uzaklaştırılmış, Kürdistan kendi kadim ismini(sınırlarını) kaybetmiş, azgın devletler arasında bölüştürülmüş ve tüm zenginliklerini yitirmiştir…

Kürdlerin en büyük şansızlığı; insanlığın beşiği sayılan bereketli toprakların üzerinde yaşamak, emperyal güçlerin iştahını kabartacak derece önemli petrol rezervlerine sahip olmak ve üç acımasız yerli işgalci devlet(halk) arasında bölüştürülmüş olmak. Kürdlerin bu şansızlıklarının farkına varıp, derin uykularından uyanmak için kıpırdandıkları dönemlerde ise hemen ideolojik sorunlar, siyasî çıkarlar, hizipsel ve aşiretsel damar millî duyguların ve ulusal menfaatlerin önüne geçirilmiş, Kürdistan hakikati bastırılmış ve Kürdlerin zihninde bulandırılmaya, yok edilmeye çalışılmıştır. Emperyalist güçler ve yerli işgalciler bugüne kadar Kürdlerin ittifakı ve Kürdistan’ın özgürlüğü önünde büyük bir engel olageldiler.

Kürdler için bugün bu şansızlığa(parçalanmışlığa ve işgale) dur demenin vakti gelmiştir artık!

Doğu-Batı mücadelesinin bilindik denklemlerinin, yüzyıl önce masa başında fantezilerle kurulan emperyal projelerin birbir çöktüğü, değişim geçirdiği şu dönemde fikri ve ideolojisi ne olursa olsun her kürd lider, her kürd parti, her kürd organizasyon Ehmedê Xanî’nin gölgesi(Özgür Kürdistan rüyası) altında toplanmalı, birlik olmalı, kalpleri aynı amaç için çarpmalı ve bu amaç için ellerinden gelen gayreti sarfetmelidirler. Son dönemde büyük direnişlere sahne olan Kerkük, Musul, Şengal ve Kobanê bu birlik olma gerekliliğinin bir işareti ve fırsatı olarak önümüze çıkmaktadır. Bu fırsat kaçırılmamalı ve doğru bir biçimde değerlendirmelidir.

Elbette şu gerçeğin altını da çizmemiz gerekiyor, ‘Kürdlerin Birliği’ lafı yanlış anlaşılmaya ve istismara açıktır. Çünkü bu ‘birlik lafı’, gerektiğinde birbirine en acımasız biçimde saldıran tüm kesimler tarafından kullanılmakta, kendi şahsi/grupsal çıkarları doğrultusunda çarpıtılmakta ve çok kolayca istismar edilebilmektedir. Bu nedenle, böylesi karmakarışık bir dönemde birlikten bahsetmek birçok risk içeriyor.

Kürdlerin birliğinden kastımız nedir, ne değildire gelince, bunları ‘Kürdlerin Birliği Sorunu’ yazılarımda açıklamıştım. Aynı şeyleri bir daha tekrar etmek gerekmiyor. Kısaca hatırlatmak gerekirse; Kürdlerin Birliği derken, bir olmaktan, yani tekleşmeden, tek renklilikten, tek seslilikten, tek gücün olmasından bahsetmiyoruz. Çünkü böylesi bir birlik anlayışı Kürdler için fitneye ve faşizme dönüşür, Kürdlerin helakı olur. Ancak Kürd gruplar/şahsiyetler arasında ilkeli, dürüst ve disiplinli bir birliktelik(dayanışma) olabilir ve de olmalıdır. Bu ilkeli, dürüst ve disiplinli birliktelik Xanî’nin solmaya yüz tutmuş Özgür Kürdistan rüyasını yeniden yeşertecek ve Kürdlerin boynundaki kölelik zincirini kıracaktır.

Ve iyi bilinmelidir ki, bu birlik sorunu tarihsel ve toplumsal bir düğümdür; bir günde, bir gecede, bir yılda çözülemez. Yalnızca savaşmakla, ölmekle, öldürmekle, yazmakla, konuşmakla, sloganlarla, yalan yanlış propaganda ve politikalarla da çözülemez. Çünkü, birlik olmanın belirli şartları vardır. Bu şartlar sadece sitem etmekle ve istemekle oluşmuyor, yerine gelmiyor. İstemek burada yalnızca bir tane faktördür ama her şey değildir. Bu düğümün çözülmesi ve şartların oluşması için uzun bir süreç, derin bir strateji, sabır ve tahammül gerekiyor. Kürdler arasındaki nifak, düşmanlık, idelojiperestlik, liderperestlik, partiperestlik, aşiretperestlik, küçük iktidarlıklar kurma hevesi ve  içimizdeki yıkıcı hased ortadan kalkmalıdır. Ki, Kürdler bir millet ve modern bir ulus olabilsin, demokratikleşebilsin, bağımsızlaşabilsin, özgürleşebilsin, kendisi olabilsin...

Bütün bunlar için de bizim daha çok seneye, daha çok imkâna, daha çok donanımlı adama(lider, siyasetçi, savaşçı, bilimadamı, vs.) ve daha çok ferasete ihtiyacımız var..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.