03 Aralık 2024
  • İstanbul10°C
  • Diyarbakır4°C
  • Ankara5°C
  • İzmir12°C
  • Berlin7°C

KÜRDİSTAN KURULURKEN…

Sezin Öney

04 Nisan 2017 Salı 00:28

Gerçekten de tuhaf bir ülke Türkiye…

Bir yandan, siyasette milliyetçi söylemler çok güçlü ve Kürt Sorunu politik olarak en dikenli mesele; diğer yandan ise, konuya ilişkin büyük bir bilinçsizlik ve ilgisizlik var. Herkesin canını yalan bir sürü fevrî davranış sergileniyor; ama ne, ne için ve neden yapılıyor- o da meçhûl.

“Büyük kȃbus” sonunda gerçekleşiyor. Büyük ihtimalle, bağımsız Kürdistan, 2017 içinde kurulacak. Irak’tan zaten yıllardır ayrılmakta olan bir Kürdistan varlığı söz konusuydu. Aslında, olacak olan; zaten olmuş olanın adının konması…” Fiilen var olanın”, hukukî olarak da tescillenmesi… Çok da ironik değil mi; Türkiye’de referandumda “Evet” için şekillenen milliyetçi-muhafazakȃr cephenin, “fiili olarak var olduğunu” iddia ettiği şeyin, hukukî gerçeğe dönüşmesini savunduğu bugünlerde, aslında bu denilen tam da sınırın öte yanında gerçekleşiyor.

Kuzey Irak, Irak Kürdistanı, Güney Kürdistan, Irak Bölgesel Yönetimi; artık ne derseniz deyin, bölgenin önde gelen partileri, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), 2 Nisan Pazar günü, ortak bir komite oluşturmak üzere bir araya geldi. Ortak komitenin derdi, “vatan-millet” meselesi 2017’de yapılması kararlaştırılan, bağımsızlık referandumunun zamanlaması, mekanizması ve diğer tüm organizasyonu; ve tabii, diğer partilerle diyaloğu bu komite ayarlayacak. Komite, bir yandan da, “komşu” ülkeler ve Bağdat ile, bağımsızlık müzakeresine başlayacak.

Komite’nin bir başka ortak karara vardığı konu ise, 28 Mart’ın “ulusal gün” olarak kutlanması.

28 Mart’ta ne mi olmuştu?

Yazının başındaki konuya geri dönüyoruz; hem milliyetçi söylem ve Kürt Sorunu üzerinden bu kadar gerilim ve kutuplaşma yaşanıyor-hem de, gerçekten ne olup bittiğini takip eden ve bilen çok az. O zaman, neden bu kadar asabileşiyoruz bu konuda?

28 Mart’ta, Kürdistan bayrağı, Kerkük’te göndere çekilmişti. 28 Mart da, bundan sonra, yeni kurulan ülkenin “bayrak yükseltme günü” olacak.

Bölgenin Başkanı Mesud Barzani’nin üst düzey danışmanı Hemin Hawrami, referandumda tek bir soru sorulacağını duyurdu: “Bağımsız bir Kürdistan’dan yana mısınız?”. Acaba, bölgedeki Kürtler arasından yüzde kaçı bu ifadeye destek verir? Rekor düzeyde bir destek olacağını öngörmek çok da zor değil…

Tabii, şunu unutmamak gerek: “Değişim Hareketi” Gorran ve onun çizgisinden apayrı muhafazakȃr bazı siyasi gruplar, referandum konusuyla ilgili bazı şartlar ileri sürdüler.  Ancak, asıl zor olan KDP ile KYB’nin bir araya gelmesi ve Kerkük konusunda anlaşmasıydı. Kerkük’ün, daha kurulmamış Kürdistan’a karşı özerkliğini ilan etmesi bile söz konusuydu. Bölgedeki tüm politik gruplar da, bağımsızlığa karşı olmaktan çok, “yeni kurulacak devlette benim rolüm ve yerim ne olacak” derdinde.

2017 ve 2018, sadece “Kürdistan bağımsızlığı” oylamasının yapılacağı zamanlar değil; aynı zamanda, İspanya’da Katalonya’nın ve Birleşik Krallık’ta İskoçya’nın bağımsızlık referandumu yapacağı zamanlar olacak.

28 Mart’ta, bu bölgeden çok uzaklarda başka birşey daha oldu mȃlum…

İskoçya Parlamentosu, 28 Mart’ta yaptığı oylamada, ikinci kez bağımsızlık referandumuna gitme kararı aldı. İskoçya Parlamentosu Holyrood’da onaylanan karara göre, 2018 sonbaharı ve 2019 baharı arasında bir tarihte, İskoçya halkı, Londra’dan tamamen kopacak şekilde bağımsızlığı yeniden oylayacak.

Hatırlanacağı gibi, 18 Ekim 2014’te İskoçya’da yapılan ilk bağımsızlık referandumunda, yüzde 55,3’lük bir oranla Birleşik Krallığın bir parçası olarak kalmak tercih edilmişti. 2014’te bağımsızlık oyunun yüzde 44,7’de kalmasının en büyük sebebi, İskoçyalı seçmenlerin, Avrupa Birliği’nin bir parçası olarak kalmak istemeleri ve AB ile bir kumara oynamaktan çekinmeleri olduğu öne sürüldü. Brexit, tüm bu dengeleri alt üst etti.

İskoçya, Brexit referandumunda, yüzde 62 oranında AB üyesi kalmayı destekleyerek, AB’den ayrılığa en yüksek oranda karşı çıkan bölge olmuştu. Şimdi de, bağımsızlık referandumuna gidilmesinin en büyük sebebi, Brexit karşıtlığı olarak gösteriliyor.

Kuzey İrlanda da, hem Brexit, hem de İskoçya’nın bağımsızlık referandumu rüzgȃrından etkilenen başka bir bölge. Kuzey İrlandalı seçmenlerin yüzde 56’sına yakını, Brexit’i reddetmişti. Şimdi orada da, siyasi kriz yaşanıyor ve Katolikler/İrlanda milliyetçileri, referanduma gitme fikrini ileri sürüyor. Onların referandumu, bağımsızlık değil; İrlanda ile birleşmek için. Ancak, gene de söz konusu olan bir “ayrılık referandumu”; Britanya, hem İskoçya, hem de Kuzey İrlanda’yı birden kaybedebilir 2019’a kadar…

2017 sonbaharında söz konusu olan bir başka ayrılık referandumu da, bahsettiğimiz gibi Katalonya’da gerçekleşecek.

İlk referandum, 2014’te gerçekleşen “Katalonya’nın geleceği için vatandaş katılımı referandumunda”, oylamaya katılanların yüzde 81’e yakını, “devlet olmayı” desteklemişti. Tabii ki, bu oylama bölgenin iradesini yansıtmak açısından “belirleyici bir gösterge” değildi.  Zira, referanduma katılım yüzde 41’lik bir oranla oldukça düşük olmuştu.

Eylül 2015 seçimlerinde ayrılıkçı partilerin Katalan seçimlerini kazanması ertesi, Katalan Meclisi, Kasım 2015’te Declaració d’inici del procés d’independència de Catalunya’yı (Katalonya’nın Bağımsızlığı Sürecinin Başlangıcı Bildirisi) onayladı. Bu bildiri, 24 Ocak 2017’de Avrupa Birliği Parlamentosuna sunuldu. Katalonya da, Eylül 2017’de ikinci bağımsızlık referandumuna gidiyor.

2017-2019 arası, yeni ülkeler ve özerk bölgelerin ortaya çıkacağı; Avrupa ve Ortadoğu haritasının epey değişeceği bir dönem olacağa benziyor.

Tabii, bu gelişmeler Türkiye’yi de çok etkileyecek ama politik olarak kimse hazırlanıyor mu o döneme hiç emin değilim. Biz, sadece günü kurtarmak (veya daha doğrusu batırmak) ile meşgulüz. (Artı Gerçek)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.