KÜRDİSTAN KAVGASI KIZIŞIYOR
Günay Aslan
24 Kasım 2012 Cumartesi 07:20
İsrail’in Gazze’ye saldırdığı günlerde Irak da İran’ın iteklemesiyle Kerkük’ü işgale yöneldi.
Irak ordusunun başkomutanı Başbakan Maliki, Dicle Operasyon Gücü’nü bu amaçla bölgeye gönderdi.
Böylece zaten gergin olan Hewler-Bağdat ilişkileri daha da gerildi. Teyakkuza geçen Peşmerge Duzxurmatu’da Irak ordusunun karşısına dikildi.
Eski Baascı general Zeydi’nin komuta ettiği Dicle ordusu, 30 bin kişiden oluşuyor. Katyuşa ve fecr füzeleri, topları, tankları ve Kürtlerden farklı olarak helikopterleri var.
Bu gücü karşılayan Peşmerge sayısı ise 60 bin civarında. Kürdistan’da hali hazırda 200 bine yakın Peşmerge var. Ayrıca Kürdistan’da bir seferberlik anında cepheye gidecek en az 500 bin kişi var.
Tabii, sorun bu değil. Maliki’nin Kürdistan’ı işgal etme şansı yok. Onu bu girişimi Irak’ın parçalanmasından başka bir sonuç vermez.
Fakat Maliki İran’dan bağımsız hareket edemiyor.
Amerika çekildikten sonra ülkesini İran’ın ileri karakolu haline getiren Irak Başbakanı, İran’ın savaşı sınırlarının dışında tutma politikasına alet oluyor ve ülkesini ateşe sürüklüyor.
Maliki, Kürtlerle savaşın sonuçlarının farkında ama, kendisini buna mecbur hissediyor. Esad gibi o da İran’ın elinde esir ve karşı duramıyor. Karşı dursa ipinin çekileceğini biliyor.
Öte yandan Maliki’nin işgal girişimi ilk elden Kürtleri birleştirdi.
İlk tepki de Irak Cumhurbaşkanı Talabani’den geldi. Talabani Bağdat’ı bırakıp Hewler’e gitti. KDP ve YNK polit büroları Barzani başkanlığında bir zirve düzenledi.
Barzani’nin bağımsızlık ilan etmesi halinde Süleymaniye’yi bunun dışında tutacaklarını söyleyen Talabani, bu kez Peşmerge güçlerinin birleştirilmesi de dahil, her konuda Barzani’ye tam destek verdi.
Barzani ve Talabani’nin biraraya geldiği gün, PKK’den de Kerkük’ü savunmak amacıyla Peşmergeyle omuz omuza savaşacakları açıklaması geldi. Açıklama Güney’de geniş yankı yarattı.
Yine Goran’dan PÇDK’ye, Yekgirtuya İslami’den Zehmetkeşan’a, Demokratik Türkmen Cephesi’nden de Asuri ve Ermeni birliklerine kadar bütün siyasi güçler Kürt liderliğine destek verdi.
Önceki gün yapılan açıklamada Maliki, Dicle ordusunu lağvetmeye ve sorunları diyalogla çözmeye davet edildi.
Kürdistan liderliğiyle merkezi hükümet arasında yıllardır çözüm bekleyen bir dizi sorun bulunuyor. Petrol satışı, Peşmerge ordusunun Savunma Bakanlığı’na bağlanması, anayasanın Kerkük ve Xanekin gibi tartışmaları bölgelerle ilgili 140’ıncı madddesinin uygulanması bunların başlıcaları.
Kerkük gibi petrol zengini Kürt bölgelerini Irak’a bağlamak amacıyla oluşturulan Dicle ordusu bunların üzerine tüy dikiyor.
Zira Kürt tarafı, ne pahasına olursa olsun bu bölgelerin Kürdistan’dan koparılmasına izin vermeyeceğini söylüyor. Bu da Kürt-Arap savaşını kaçınılmaz hale getiriyor.
Gerçi Amerika’nın müdahalesiyle savaşın eşiğinden dönüldü ancak, savaş hali sürüyor.
Irak ordusunun eğitimsiz ve moralsiz olduğu, ayrıca arkasında halk desteği olmadığı da biliniyor. Sunni Araplar Kürtleri destekliyor. Şiilerin de önemli bir bölümü Kürdistan’a sefer yapılmasına karşı çıkıyor.
Buna rağmen ama, Irak ipleri geriyor çünkü, böyle olmasını İran istiyor. Ne de olsa Kürt-Arap savaşı en çok onun işine geliyor...
Irak’ta bunlar olurken Suriye’de de Özgür Suriye Ordusu’yla (ÖSO) Kürtler arasındaki savaş devam ediyor. Daha önce yazdığım gibi bu savaşın arkasında da Türkiye duruyor.
Esad karşısında yenilen, geri çekilen ve dağılma eğilimi gösteren ÖSO, şimdi Kürtlerle savaşıyor.
Saldırılarının tamamı da geri püskürtülen ve ağır kayıplar veren bu çete adeta intihar ediyor.
Türkiye de sanki başına bela ettiği bu çeteden kurtulmak istiyor. Bir taşla birkaç kuş vurmak hesabıyla bunları Kürtlere kırdırtıyor.
Irak’ta Maliki’nin Suriye’de de ÖSO’nun şansı yok ama, Kürtlerin özellikle de Suriye’de iç sorunlarını aşmaları gerekiyor.
Suriye Kürtleri de geçen hafta Hewler’de toplantılar ve sorunlarını konuştular. Toplantının ardından KDP-PYD ilişkisinin güçlenmesi bekleniyordu ancak, Türkiye buna fırsat vermek istemiyor.
Güney Kürdistan’ın Akdeniz’e açılmasını engellemeye çalışan Türkiye, Suriye sınırında oldu bittiler yaratarak Kürdistan’ı kuşatmaya çalışıyor.
Türkiye-Suriye sınırındaki provokasyonların altında bu yatıyor. Fakat bu yolla sonuç alması da imkansız görünüyor.
Hem Kürtlerin mücadele birikimi hem dış dinamikler Kürtleri yeniden ‘tedip ve tenkil’ ederek sindirmesine izin vermiyor.
Geriye Kürtlerle uzlaşması kalıyor ama, onu da hazmetmekte zorlanıyor.
Yine de Türkiye’nin stres yaratan bu hazımsızlıktan biran önce kurtulması gerekiyor. Aksi durumda Kürdistan’ı unutması gerekecek...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.