23 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara13°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

KRİZDEN ÇIKIŞ YOLU: ANAYASA PAKETİ…

Ali Bayramoğlu

12 Temmuz 2013 Cuma 08:38

Meclis Başkanı Cemil Çicek'in anayasa konusunda yaptığı liderler turunda sıra Başbakan'a gelince, bir umut doğdu.

Başbakan 1,5 yıldır çalışan partiler arası komisyonun üzerinde mutabık kaldığı 48 maddeyi hemen bir anayasa değişikliği paketi olarak çıkarmaya hazır oldukları söylüyordu:

'48 tane mutabık kalınan madde var. Bunu çıkarın 68'e, 78'e. Çıkaramıyorsanız 48'i gelin hemen Meclis'ten geçirelim. Olağanüstü olarak Meclis'i toplayalım, madem 48'inde mutabıkız. Hemen süratle, bu 48 maddeyi süratle 1 hafta içinde Meclis'ten çıkarırız…'

Bardağın dolu tarafına bakalım.

Tam 447 gündür Meclis'te grubu bulunan siyasi partiler bir anayasa metni konusunda uzlaşmaya çalışıyor. Ve özellikle temel hak ve özgürlükler konusunda belli bir noktaya gelmiş bulunuyorlar.

İstenilen sonuca varılamamış, siyasi partilerin kırmızı çizgileri uzlaşmayı engellemiş olabilir.

Ancak gelinen nokta ve oluşturulan şekil bile alışık olduğumuz durumlardan değildir. Anasayalar bu ülkede 1960'tan itibaren askerin oluşturduğu olağanüstü kurucu meclisler tarafından siyasi hacir altında hazırlanmışlardır. Bugün Kürt meselesi ve başkanlık rejimi tarzı keskin meseleler etrafında MHP ve BDP'nin ayrım noktalarını, CHP ile AK Parti'nin sürtüşme alanlarını dikkate alacak olursak, ortaya çıkan 48 madde bile önemlidir. Kaldı ki, dört partiden üçünün anlaştığı maddeler bu rakama eklenirse, mutabakat çıtası yükselmekte, anlaşılan madde sayısı 80 civarına ulaşmaktadır.

Gelinen bu noktanın siyasi bir karşılığının olması gerekir.

Mutabık kalınan maddelerden hare- ketle hazırlanacak bir anayasa paketi hem bu açıdan önemlidir, hem ileriye yönelik vereceği umut bakımından..

Umalım Başbakan'ın bu çağrısına diğer siyasi partiler de koşulsuz destek versin.

Türkiye için yeni anayasanın ne denli elzem olduğunu söylemeye gerek var mı?

Türkiye'nin 2002'de başlattığı değişim hamlesinin kurumsallaşması, bunu kuşatan yeni ve sivil bir felsefe 2010'dan bu yana ülkenin en önemli meselesi olarak karşımızda duruyor.

Anayasalar, malum, sadece devlet yapısını düzenlemekle kalmazlar, devlet ile toplum arasındaki, dolaylı olarak farklı toplumsal eğilimler arasındaki bir sözleşmeyi de ifade ederler. Kürt sorunundan Alevi meselesine ve gayri müslimlerin durum ve öyküsüne değin kendisiyle konuşma ve yüzleşme sürecine girmiş bir Türkiye'nin yeni bir anayasa metni devreye girmeden bu süreci tamamlaması ya da hızlandırması mümkün değildir.

Kürt meselesine elbet ayrı yer ayırmak ge- rekir. Barış sürecinin ana araçlarından birisi de anayasadır. Adem-i merkeziyetçi bir yapılanma, yeni bir vatandaşlık tanımı olmadan, örgütlenme hakkı yeniden ele alınmadan Kürt sorununda ateşi söndürmek, çözüm için siyasi alanı genişletmek ve bunları anayasa devreye girmeden yapmak mümkün görünmemektedir.

En nihayet Gezi olayları değil midir, devlet-toplum ilişkilerinde ciddi blokajların, kopuklukların olduğunu gösteren?

Gezi hadiselerinin arkasında yatan talepler, temsili demokrasi yanında katılımcı demokra- sinin devreye girmesi, karar süreçlerinin buna göre yeniden düzenlenmesi, çoğulculuğun derinleştirilmesine ilişkin taleplerse, derde deva yine anasayal düzenlemeler ve yeni bir toplumsal sözleşmedir.

Başbakan'ın söylediği paket biraz genişleti- lerek hemen çıkarılabilir.

Kürt meselesine değecek kimi maddeler liderlerin anlaşması üzerinden bu pakette yer alabilir.

Olmadı ayrı geçici bir paket hazırlığına girişilebilir.

Mevcut siyasal doku belli ki, anayasanın ancak bu şekilde parça, parça hazırlanmasına müsaade ediyor.

O zaman vakit kaybetmemek gerek.

48 maddelik paket bile ülkedeki havayı değiştirir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.