21 Kasım 2024
  • İstanbul11°C
  • Diyarbakır13°C
  • Ankara14°C
  • İzmir21°C
  • Berlin3°C

KOLOMBİYA’NIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Sezin Öney

26 Eylül 2015 Cumartesi 03:09

İki haftadır Kolombiya’daki barış süreci üzerine yazıyorum. Benim ilgimi çeken, Türkiye’de barış sürecinin çöktüğü bir dönemde, Türkiye ile karşılaştırıldığında çok daha zor koşulların sözkonusu olduğu bir örnekte, nasıl olup da barış sürecinin çok hızlı ilerleyebildiği idi.

23 Eylül 2015 günü, Kolombiya Devlet Başkanı Jose Manuel Santos ve devlet ile savaşan tarafı, birçok ülkenin “terörist” listesindeki silahlı örgüt Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia- Ejército del Pueblo (FARC-EP) lideri Rodrigo Londoño, yani daha çok tanındığı takma adıyla “Timoleón Jiménez” veya Timoçenko ile aynı kareye girdi, el sıkıştı. Santos ve Londoño, çatışmayı tarihe gömecek nihai anlaşmayı 23 Mart 2016’ya kadar imzalama konusunda sözleşti. Anlaşma imzalandıktan sonraki 60 gün içinde de FARC silah bırakacak.

Havana’da, Küba lideri Raul Castro’nun, iki tarafı tokalaştırdığı fotoğraf, Kolombiya’nın kaderinde gerçekten de tarihî bir dönüm noktası. Bir kere, Kolombiya’nın en üst düzey devlet temsilcisi, “terörist” olarak nitelenen silahlı örgüt lideriyle, eşit taraflar olarak, sembolik olarak da aynı kıyafetleri (kravatsız, beyaz gömlek) giymiş olarak biraraya geldi. Devlet ve FARC arasında ilk anlaşma yapıldı; canlı olarak televizyonda yayınlanan imza törenini milyonlarca Kolombiyalı izledi.

Şimdiye kadar devletin ve FARC’ın görevlendirdiği müzakere ekiplerinin Havana’da, Norveç ve Küba garantörlüğü ile Şili ve Venezuela gözlemciliğinde gerçekleşen temasları son derece şeffaf gerçekleşmişti. Devlet ile FARC’ın ilk resmî anlaşmasının metnine, içeriğine Kolombiya Devlet Başkanlığı olmak üzere kolayca erişmek mümkün.

Müzakerelerde, dört ana başlıkta anlaşma sağlanmıştı;

  • Toprak reformu gerçekleştirilmesi ve kırsal kesim için ekonomik-sosyal gelişim tedbirleri,
  • FARC üyelerinin siyasete katılımının sağlanması adımları,
  • Uyuşturucu ticaretinin önlenmesi tedbirleri (FARC’ın başlıca gelir kaynaklarından biri uyuşturucu),
  • Geçiş döneminde adalet sürecinin gerçekleşmesi adımları (Af, özel mahkemeler kurulması, yargı süreçleri).

İmzalanan anlaşmadaysa, üç ana başlık var: “Kırsal kesim için reform”, “Siyasete katılım için demokratik açılım” ve “Uyuşturucu ticaretinin önlenmesi”. Bunlar zaten üzerinde tamamen anlaşmaya varılmış konular. Dördüncü ve beşinci adımlar, “Hakikat, Tazminat, Adaletin Sağlanması ve Yaşananların Tekrarlanmasına Yönelik” yargı sistemi oluşturulması ve ardından da silahsızlanma. İşte önümüzdeki aylarda, bu “geçiş döneminde adalet” mekanizmasının oluşturulmasına çalışılacak ve Mart 2016’nın nihai anlaşması hazırlanacak.

Devlet Başkanı Santos, barış sürecinin son adımı olarak, halkın onayının alınacağı, yapılacak referandumda halkın reddedeceği bir adımın atılmayacağı vaadinde de bulunuyor.

Çatışma, Kolombiya’nın “ulusal kimliğine dönüşecek” kadar uzun soluklu bir geçmişe sahip: 1964’te başlayan, yarım asırlık bir çatışma süreci sözkonusu. Bu nedenle de çatışma, “Güney Amerika’nın ve Batı Küresinin en uzun soluklu çatışma süreci” olarak anılıyor. Yoksulluk ve eşitsizlikler, politik olarak sağ-sol ayrımının çok derin travmalara yol açacak biçimde kutuplaşması, Kolombiya’da daha da gerileri giden “daimi bir siyasi iç savaş” manzarasına yol açtı.

Öyle ki, bugüne kadar gelen çatışma sürecinin köklerinin izini, 19. yüzyıl sonundaki Guerra de los Mil Días’a (Bin Gün Savaşı) kadar sürmek mümkün. Gerek bu savaş, gerekse de 1948-1958 yaşanan ve La Violencia (Şiddet) olarak anılan iç savaş dönemi, yüzbinlerce insanın ölümüne neden oldu. 19. yüzyıldaki kuruluşlarından itibaren, Katolik değerlerine vurgu yapan, sağ Partido Conservador Colombiano(Kolombiyalı Muhafazakâr Parti) ve sosyal demokrat Partido Liberal Colombiano (Kolombiyalı Liberal Parti) arasında yaşanan çatışma ve çekişmeye, 1960’larda sol militanların kurduğu FARC eklendi. Küba Devrimi’nden etkilenen bu militanların başlattığı savaşa, 1980’lerden itibaren sağcı paramiliter gruplar eklendi. Sağ-sol çatışmasının radikal boyut almasına paralel olarak gelişen uyuşturucu ticareti, gerek FARC gerekse de sağ paramiliterlerin fena hâlde bulaştığı korkunç bir çarka dönüştü.

1990’lardan itibaren sağ paramiliterlerin oluşturduğu Autodefensas Unidas de Colombia(Kolombiya’nın Birleşik Öz Savunma Güçleri), FARC, Kolombiya Ordusu arasındaki çatışmalarla, ülkenin önemli bir kısmında “devlet” kalmadı. Güçlü olanın ayakta kaldığı vahşi bir “düzen” oluştu.

İşte Kolombiya’da barış süreci, bu cehennem tablosu karşısında 2012’de başladı ve hızla aşama kaydetti. Daha önceler de denenmiş ve hep hüsran yaşanmıştı.

Bence bu seferki başarının çeşitli sebepleri var ama en önemlilerinden biri: “Dağdakilerin”, yani FARC’ın üniformasını çıkarıp sivil olarak masaya oturması –aradaki aracıların kalkması. Yani, FARC’ın kendisinin “siyasal parti” rolünü üstlenmesi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.