22 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara12°C
  • İzmir16°C
  • Berlin1°C

KOBANÊ; MUHASEBE VAKTİ

Bayram Bozyel

18 Ekim 2014 Cumartesi 03:55

Bir aydan bu yana IŞİD’in üç koldan yoğun saldırı ve kuşatması altında bulunan Kobanê, şimdilik büyük bir felaket ve katliam tehdidini atlatmış görünüyor. Kürtler, Kobanê’nin IŞİD kuşatmasına alındığı günden bu yana burada yaşanacak bir katliam olasılığına karşı yürekleri ağızlarında yatıp kalktı. Karşı karşıya bulunduğu katliam nedeniyle Kobanê sıradan bir ilçe olmaktan çıkarak dünyanın gündemine oturdu. Son dönemde Kobanê ile dayanışma adı altında başlayan olaylar ise neredeyse Türkiye’nin iç barış ve istikrarını tehdit eder bir noktaya ulaştı.

Kobanê kuşatmasının yol açtığı sarsıcı etkiler gelinen aşamada ilgili bütün aktörleri klasik pozisyonlarını gözden geçirmeye zorladı. Türkiye, her zaman olduğu gibi yumurta kapıya dayanınca tekrar Çözüm Süreci’ne geri dönüp diyalog kanallarını harekete geçirdi. HDP ile görüşmeleri sıklaştırdı, Akil adamları topladı. ABD, son anda hava saldırılarını artırarak IŞİD’in Kobanê üzerindeki baskısını azalttı. Ve ilk kez PYD ile aynı masada oturdu. Daha da önemlisi iki temel Suriye Kürt siyasi akımı ENKS ve PYD, iki yıl önce varılan ama bir süre sonra işlemez hale gelen Hewler Mutabakatı’na yeniden dönmek üzere Duhok’ta bir araya geldi, Söz konusu buluşma bir kez daha Federe Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Mesut Barzani başkanlığında gerçekleşti.

Birbiriyle bağlantılı bütün bu gelişmeler özel olarak Kobanê, genel olarak da Batı Kürdistan konusunda yeni bir sürece girildiğinin göstergesi. Gelinen nokta aynı zamanda Kürtlerin Kobanê süreci hakkında sağlıklı bir muhasebe yapmaları için bir fırsat niteliğinde.

Kobanê’de son bir ayda yaşananlardan çıkartılması gereken dersleri sıralamak gerekirse;

1. Kobanê’de Kürtler son bir ayda IŞİD barbarlarına karşı büyük bir direniş gösterdi. IŞİD, elindeki bütün maddi, teknik ve askeri üstünlüğe rağmen haksızdı, işgalci konumdaydı ve kamuoyu vicdanında peşinen kaybeden taraftı. Kürtler ise diğer bütün eksiklik ve dezavantajlarına rağmen kendi onurlarını ve vatanlarını korumak uğrunda bir mücadele yürüttü. Bu haklı ve meşru konum, bir avuç Kürt savaşçısına güçlerinin ötesinde bir motivasyon, direnme gücü ve mücadele azmi sağladı. Kobanê sürecinden çıkartılması gereken birinci ders bence budur.

2. Kobanê olayı Kürtler bakımından kazanmak için haklı olmanın yetmediğini, bunun için aynı zamanda doğru ve zamana uygun bir ittifak politikasına sahip olmaları gerektiğini gösterdi. Ortadoğu’da mevcut rejimlere; Mollalara, Esad gibi diktatörlere ya da El Abadi gibi mezhepçi güç odaklarına dayalı bir ittifak stratejisinin geleceğinin olmadığı görüldü. Bölgede can çekişen güçler üzerinden Kürtlerin yeni bir gelecek kuramayacağı anlaşıldı. Kürtler eğer kazanmak ve özgür olmak istiyorlarsa bölgedeki statükonun çürüyen artıkları ile değil, çıkarlarının çakıştığı Batılı güçlerle birlikte hareket etmeli. IŞİD’in püskürtülmesinde Kürt güçlerinin etkisi inkâr edilemez, ancak hem Güney Kürdistan’da hem de Kobanê’de Kürt halkını büyük bir felaketten kurtaran esas olarak ABD ve batılı müttefikleri oldu. Eğer PYD daha önceden doğru bir ittifaklar siyaseti izleyip Esad rejimine bu kadar angaje olmasaydı, bütün bu olup bitenler, bütün bu yıkıcı sonuçlar yaşanmayabilir, söz konusu etkili hava saldırıları daha erken gerçekleşebilirdi.

3. Suriye Kürtleri sadece dışarıda değil içerde de sağlam bir ulusal ittifak gerçekleştiremedi. 2012 yılında gerçekleşen Hewlêr Mutabakatı aradan kısa bir süre geçmeden terk edildi. PYD ve yandaşları, içerde ulusal birlik ve dayanışmayı bir yana ittikleri için, dışarıya dönük yaptıkları birlik ve dayanışma çağrıları yeterince yankı bulmadı, aksine bu tür destek taleplerinin samimiyeti sorgulandı. Suriye Kürtleri tam bir ulusal ittifak kurmuş olsalardı bile IŞİD gibi barbar bir sürüye güçleri yetmeyebilirdi. Ancak doğru bir ulusal birlik siyaseti, onlara uluslararası alanda daha güçlü bir konum kazandırabilirdi. Gelinen noktada Kürtlerin tekrar bir araya gelme çabaları geç de olsa olumludur ve teşvik edilmeli.

4. Kobanê’de son bir ayda yaşananlar aynı zamanda Türkiye’nin Kürt politikası bakımından da bir turnosal işlevi gördü. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın PKK ile IŞİD’i aynı kefeye koyan açıklamaları, Türkiye’nin hem Kürt sorununda hem de IŞİD konusunda gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu ortaya koydu. IŞİD, bütün dünyayı karşısında birleştirecek kadar küresel bir tehdit oluştururken, PKK, Türk devletinin Çözüm Süreci’nde muhatap aldığı bir örgüt değil miydi? Dünya, IŞİD belasından kurtulmak uğruna yüz binlerce yurttaşını katleden Esad rejimi ile işbirliğine girmeyi bile göze alırken, Türkiye, PKK ile kıyaslamakla IŞİD tehdidini sıradanlaştırmaya çalıştı. Türkiye, son dönemde Kobanê konusunda sergilediği tutumla Kürt sorununda doğru dürüst, bütünlüklü bir politikaya sahip olmadığını bir kez daha gösterdi, yetkililerinin tahrik edici söylemleriyle ateşe benzin döktü.

5. PKK-HDP çizgisi özellikle son dönemde gerçeklikten iyice koptu, ‘sokağa çıkma’ çağrıları ile yaşanan olaylar zinciri Kobanê davasına katkı sunmak yerine ona zarar verdi. IŞİD’in Kobanê’de bir haftada katledemediğinden daha fazla Kürt HDP’nin çağrısıyla başlayan olaylarda yaşamını yitirdi. IŞİD Kobanê’nin boğazını sıkarken, Kuzey Kürdistan’da Kobanê ile dayanışma eylemleri adı altında Kürtlerin evleri başlarına yıkıldı. Sıradan insanlar bir anda neye uğradığını şaşırdı. Ekmeğini, varını yoğunu Kobanê ile paylaşan esnafın işyeri, arabası, eşyası Kobanê ‘dostları’ tarafından viraneye çevrildi. İnsanlar, akılların tutulduğu o günlerde boşuna Çözüm Süreci’ni aradı. Çünkü Çözüm süreci denen şey çoktan göstermelik bir tiyatroya dönüşmüştü. Çözüm Süreci’nin olduğu yerde polis göstericilere kurşun sıkmaz, Kürtler birbirlerini çıldırmışçasına infaz etmezdi.

Kobanê’yi olası bir katliamdan kurtarayım derken az kaldı Kuzey Kürdistan bir iç savaş alanına dönüşüyordu.

Neyse ki, süreç, her şeye rağmen dönülmez noktada değil. Bütün öteki yollar tükendiğine göre şimdi aklıselim seçeneğinde buluşma vakti.

Atalarımız boşuna ‘bir musibet bin nasihatten iyidir’ dememişler. Başta Kürtler olmak üzere ilgili bütün aktörlerin Kobanê dersleri üzerine kafa yormalarının zamanı geldi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.