KEMAL BURKAY'IN SIRADIŞI ÖNEMİ
Nihal Bengisu Karaca
06 Ağustos 2011 Cumartesi 01:27
KEMAL Burkay'ın dönüşü, kimliğinden ve yaklaşımından mütevellit olağanüstü bir öneme sahip. Çünkü; kendisini Kürtlerin tek temsilcisi olarak konumlandıran ve her ne kadar "Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku" diyerek işin içine "sol" tonlamalar katsa da, Kürtleri/Kürt meselesi etrafındaki politik eğilimleri bal gibi "ırk" temelli "ulusalcı" bir eksende toparlamayı, tahkim etmeyi hedefleyen bir BDP-DTK-İmralı-Kandil hattı gerçeği var. Bu hattın ve sözcülerinin çözüm istemediği, taleplerini de bu istememe halini garantiye almak üzerinden kurguladıkları ayan beyan ortada.
Kemal Burkay ise,
a) Çözüme ilişkin niyetinin halis olduğu konusunda kimsenin şüphe duymadığı biri. Irk temelli şahin Kürt ulusalcılarının söylemlerine mesafeli olan biri.
b) Kürt meselesinin halli için verilen mücadelelerin PKK ile başlamadığını ve onunla tamamlanmak zorunda olmadığını gayet iyi bilen biri. (Burkay, PKK'dan çok önce varlık göstermiş olan Kürdistan Sosyalist Partisi'nin içinde yer aldı. Kürdistan Sosyalist Partisi, daha 70'li yıllarda gösterdiği bağımsız adaylarla Doğu'daki bazı belediyeleri kazanmıştı.)
c) Hariçten gazel okumayan, başkalarından ithal ettiği tecrübeler üzerinden çile fetişizmi yapmayan, bilakis ancak çile çekerek varılabilecek bir olgunluğun içinden konuşan biri.
d) Sorunun boyutları hakkında da, alınan mesafe konusunda da "adaletli" teşhisler yapan, kamu vicdanı denilen terazinin neyi nasıl tarttığının farkında olan biri.
Bu cihetleriyle BDP-PKK hattı siyasetçilerinden elbette farklı.
İKİZ VESAYETLER
Bakın, daha dün denilecek bir zaman diliminde şunlar oldu: BDP-PKK hattı hükümet açılım yaptığında destek vermedi, bilakis hükümetin her girişiminden, "kendinden olmayan" her sivil toplum örgütünün çabasından rahatsız oldu. Hatta bu yetmedi, hükümetin "askeri vesayet" ile mücadelesinden bile huzursuzluk duydu, duymaya da devam ediyor.
Hükümet, generallerin istifa ederek yaratmaya çalıştığı krizi sivil siyaset lehine çözmeye çalışırken PKK, Van'da üç erin öldürülmesiyle ilgileniyor; askeri vesayetin devamına bel bağlamış militarist ağızların kullanacağı malzemeyi bizzat temin ediyordu.
Artık çok açık: Asker ve PKK vesayetleri, "ikiz vesayet"lerdir; aralarındaki lojistik, telepatik, narkotik bağları sona erdirecek bir kırılma yaşanmadığı, yeni bir siyasi perspektif geliştirilemediği sürece, tercihlerini birbirlerinin devamına hizmetten yana yapacaklar.
Ancak bütün bunlar, her ocağında dağa çıkmış bir akrabası bulunan bölge insanlarının arasında PKK'yı sevenler olduğunu, bu sevginin de gayet doğal olduğunu inkâr etmemizi de gerektirmiyor. Çile çekmiş olan, bu çilenin sesi olmuş, sesi olabilmek için can vermiş olana minnet duyar. Hem de kör olmayı göze alacak kadar.
İKLİM DEĞİŞTİ AKDENİZ OLMADI AMA...
Gelgelelim, kimsenin minnetin ya da bir örgüte anlam yüklemenin "sınırları" konusunda çokça düşünmüş ve PKK çizgisinden uzak durmuş Kürtler gerçeğini inkâr etme hakkı da yoktur. Hemen belirtmek lazım, o Kürtler PKK'nın iddia ettiği gibi "cemaat tarafından ele geçirilmiş", yani dindar Kürtlerden ibaret filan da değildir.
Onlar, demokratik haklarını talep etmekle beraber, PKK'nın Kürtlerin başına gelmiş kötü şeylerden biri olduğunu düşünen Kürtler. Onlar, örgütün içindeki bazı kliklerin, şahinlerin, Kürt halkının haklı talepleri arkasına sığınarak kirli ittifaklar içine girdiğini görebilen Kürtler. Hükümetin önemli işler yaptığını ama bir süredir savrulduğunu düşünen Kürtler. Türkiye'de Kürt ve Kürt olmayan vatandaşların hepsini kucaklayacak çoğulcu bir kamuoyunun tesisini özleyen Kürtler.
Onlar, "İklim değişmedi, Akdeniz olmadı, ama değişen çok şey var" diye düşünüyor.
Onlar Kürt meselesinin din ortak paydasını genişleterek çözülebilir olduğuna da inanmıyor; Türk ulusalcılığının kötü bir taklidi olan otoriter ve ulusalcı Kürt siyasetlerine de.
Kemal Burkay'ın dönüşü, onlar için daha da anlamlı. Burkay'ın sesine katılmaları, silahsız demokratların sesini çoğaltmaları için bir imkân doğmuş oldu. Umarım bu imkân doğru kullanılır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.