22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır2°C
  • Ankara9°C
  • İzmir13°C
  • Berlin7°C

İYİ Kİ ARADA KÜRTLER VAR!

Aslı Aydıntaşbaş

24 Ağustos 2013 Cumartesi 09:35

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 3 günlük Bağdat gezisi sonrasında dönüş yolunda şöyle dedi: ”Irak’ta tüm taraflar Türkiye ile iyi ilişkiler istiyor. Türkiye ile ilişkilerin bu hale gelmesi herkesi rahatsız etmiş durumda. Biz kendi adımıza ilişkilerin düzelmesine bir katkı sağlamak için döndüğümüzde tüm görüşme tutanaklarını Dışişleri Bakanlığı ile paylaşacağız.”

CHP’nin Irak temaslarını Dışişleri ve hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile paylaşma niyeti, siyaseten son derece doğru bir tavır. Nihayetinde Irak’la ilişkileri bozan da, düzeltecek olan da Ak Parti hükümeti. Ana muhalefet partisi dış politikaya yeni yeni ısınmaya başlıyor. Irak gezisi, pek iyi planlanmamış, ancak iyi niyetli bir geziydi. Bir amaca ulaşması için, daha geniş bir diyaloğun bir parçası olması lazım.

Bu ve benzeri geziler, ana muhalefet liderine iç politikada artı puan getirir mi bilemiyorum. Ancak ben kendi adıma uzun bir aradan sonra Bağdat’a gitmiş olmaktan memnunum. Hayır, hayır orada çok keyifli bir zaman geçirdiğimiz için değil. Tam tersine, her an bombaların patladığı Bağdat çok acıklı bir yer, o güzelim Mezopotamya ise ‘siyasetçi’ adıyla dolaşan savaş baronlarının parsellediği dehşet bir güvenlik devleti haline dönüşmüş. Hayatının büyük bir bölümünü Saddam’la mücadele etmeye harcamış bir siyasetçi, akşam yemeğinde eğilip ”Saddam döneminde insanların hali iyiydi” dedi.

Ama bir gazeteci olarak bu resmi görmesem olmazdı.

Doğruyu söylemek gerekirse Bağdat’ta gördüğüm bu resim, bana Irak konusundaki tüm yanlışların yanında, Ak Parti hükümetinin bazı politikalarının da çok isabetli olduğunu düşündürdü. Kuşkusuz yanlış olan, Irak hükümetiyle bu ölçüde kanlı bıçaklı olmak. Evet Nuri el Maliki, ülkesinde iç barışı sağlayamamış, hesapçı bir otokrat. Ancak Ankara, Maliki ve Şii bloğunun aleni düşmanlığını kazanmadan, büyük abilik taslamadan, stratejik ve ekonomik ilişkiyi bozmadan gitmeliydi. Erdoğan’ın Maliki’ye yönelik eleştirileri haklı bile olsa, Ocak 2012’de işi Irak başbakanı ile telefonda bağrış çağrış noktasına getirmemeliydi. Biz artık buraların ağası değiliz.

Ancak hükümetin yaptığı çok doğru bir şey de var; o da tam gaz Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile ilişkileri geliştirmek. Irak, önümüzdeki 10 yıl terör ve mezhep çatışması içinde kavrulacak. Kürt bölgesinin bu berbat yerle aramızda bir ‘tampon bölge’ olması, Türkiye’nin en büyük şansı. Bağdat mutsuzluk, huzursuzluk, yolsuzluğun kol gezdiği bir yerken, Erbil Mezopotamya’nın Dubai’si olma yolunda. Süleymaniye’sinden Zaho’suna kadar Irak’ın Kürt bölgesi, doğasıyla ve insanıyla iç açıcı. Iraklı Kürtler hem zengin, hem daha iyi yönetiliyor, hem de laik. Bağdat’taki kaotik ve huzursuz tabloyla kıyaslanamayacak kadar mutlu bir yer Kürdistan...

İşte tüm bunlardan dolayı, Bağdat’ta güvenlik duvarları arkasındaki Yeşil Bölge’de hapsolmuş, dışarıya bakarken, hep aklımdan şunlar geçti:

İyi ki bu istikrarsız bölgeyle aramızda Kürtler var. Ve iyi ki tüm Kürtleri kucaklayan, onları kendi doğal hinterlandı olarak gören yeni bir dış politikanın arifesindeyiz...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.