22 Kasım 2024
  • İstanbul11°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara14°C
  • İzmir18°C
  • Berlin2°C

İSLAMCI DOKTORUN MİLLİYETÇİLİK TEŞHİSİ

Mücahit Bilici-

02 Ekim 2013 Çarşamba 08:26

Adamın biri destursuz bir iddiaya girmiş. Bir perdenin arkasındaki canlının “kurt” olduğunu söylemiş. Perde kaldırılmış ve ona, “yanıldınız, oradaki sizin gibi bir insan. O insanın Kürt olmasından dolayı ve siz gözlükleriniz yokken tembelane baktığınız için kürt etiketini kurt diye okudunuz” denmiş. “Dikkatle baksanız u’nun üzerindeki iki noktayı da görür böyle bir hata yapmazdınız.

Bu açıklama karşısında canı sıkılan adam haklı kalmak için kurtlara dair kitaplardan öğrendiği şeyleri durduğu köşede sıralamaya başlamış. Ne kadar zararlı olduklarını, ümmet-i Muhammed’in malına nasıl zarar verdiklerini anlatmış. Ümmetin zarardide olmasını kim ister ki? Söyledikleri çok doğru ama konuyla alakasız imiş. Kürt adamla yüzleşmemek için onu “kurt” canavar olarak görmek ve halka bu tehlikeyi göstermek tercihi, izleyenlerde şapka büyüklüğünde kızamık çıkarttıracak bir büyüklük alâmetidir.

Demek ki eline neşteri alan herkese cerrahlık yaptırılsaydı, kendini ümmet çekici sananların herkese çivi muamelesi yapması da normal karşılanırdı. Kendileri bu kızamığın yeşil versiyonunu çıkartırken kendisi gibileri eleştirmiş olanlara şimdi hasta diye bağırmaları birilerini doktor yapmıyor. Evet, teşhis doğru, hastalık ise pek fenaymış. Lakin, ortada hastanız yok!

Okuyucunun sabrını zorlamayalım: Bahsettiğimiz teşhisçimiz Ali Bulaç. Kendisi isim vermeden “Kürtler zımmi midir?” başlıklı yazımdan alıntı yaparak “İki dindarın çatışan milliyetçilikleri” yazısında haksız yere Kürtçülük, milliyetçilik ithamında bulundu. Kendisine gereken cevabı “Dinime dahleden İslamcı bari Müselman olsa” yazısı ile vermeme rağmen son yazısında bu kez “kavim aydını,” “kızamık çıkartmak” gibi iltifatlar eşliğinde hatasını sürdürmeyi tercih etmiş.

Her şeyden önce kendisine, bir daha demokrasi dersini iyi çalışmadan milliyetçilik konulu meclise bodoslama dalmamalarını salık veririm.

Somut olarak milliyetçilik ile itham ettiğiniz bir insanın reddiye ve ispat çağrısına ‘milliyetçilik nedir’ başlıklı ve kızamık reçetesine sarılı okul kitabı bilgileri ile cevap veremezsiniz, verememiş olursunuz. Yaptığınız şey hayaletlere ateş ederek olay mahallinden kaçmaktır.

Beni milliyetçilik ile suçlayabilmeniz için bu konuda çeşitli vesilelerle yazdığım herhangi bir yazımdan delil getirmeniz lazım. Buyurun “şuradaki şu fikrin milliyetçi veya Kürtçü” deyin, tartışalım. Yoksa sizin davul çalıyor olmanız ortada bir düğün olduğu anlamına gelmez.

Bundan neredeyse yirmi yıl önce üniversite öğrencisi iken yazdığım (ve acıdır ki bugün Türkiye üniversitelerinde doçentlik yapan birinin daha bu yaz yer yer intihal yaptığını yakınlarda farkedip, yazık olur diye gündeme getirmediğim) şu yazımla başlayabilirsiniz: “Modern Dünyanın Yeni Dini: MilliyetçilikKÖPRÜ dergisi, Güz 1995, Sayı 52 (Link: http://www.koprudergisi.com/index.asp?Bolum=EskiSayilar&Goster=Yazi&YaziNo=238).

Başkalarına “kavim aydını” diyebilmeniz için önce “aydın kıvamı”nda dersinizi çalışmanız gerekir. Fazilet ki belagatin bir diğer adıdır, mukteza-yı hale mutabakatı gerektirir. Doğru adama yanlış şeyleri söylemek yanlış olduğu gibi yanlış adama doğruları yanlış ithamlarla savurmak da yanlıştır.

Bir mahallede hırsızlık yaygın diye her önüne çıkana hırsız derseniz, yaptığınız şey nasıl desem, çok ayıp kaçar. Tahkik ehli olun, somut fikirle gelin, ta ki saygı göstermeye devam edelim.

Evet, “Hak müstağnidir. Hakikat ise zengindir.” Yani hakkın pazarlanmaya, hakikatin ambalajlanmaya ihtiyacı yoktur. Hakikat, Türk veya Kürt olmaya bağlı olmadığı gibi, gerektiğinde Türk veya Kürt olmaktan da korkmaz.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.