24 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara3°C
  • İzmir11°C
  • Berlin9°C

IŞİD’İN REHİNESİ

Kadri Gürsel

16 Haziran 2014 Pazartesi 05:09

Dün, Musul Başkon- solos- luğu’ndaki 48 kişinin IŞİD tarafından rehin alınması ve Sünni Irak şehirlerinin birbiri ardına El Kaide türevi IŞİD’in eline geçmesinin Türkiye açısından bir felaket olarak görülmesi gerektiğini yazmıştım. Bu felaketin elle tutulur, gözle görülür ilk sonucu, Ankara’nın Suriye ve Irak’la ilgili siyasi iradesinin tutsaklar serbest kalana kadar IŞİD’in rehinesi haline gelmesidir.

Sadece Türkiye değil, Türkiye ile birlikte çalışmak zorunda olan NATO müttefikleri de, Ankara’nın telkin ve tutumlarını dikkate aldıkları nispette IŞİD’in rehinesi durumuna düşmüşlerdir.

Rehineliğin karinesi dünkü Sabah gazetesinin manşetindeydi.

Başlıkta “Sakın Musul’a harekat yapmayın” yazıyordu.

Sabah’a göre ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Musul’daki gelişmeler hususunda Başbakan Erdoğan’ı aramış, Erdoğan da Biden’a “Musul’daki vatandaşların can güvenliğini tehlikeye atacak her türlü girişim Türkiye’nin kırmızı çizgisidir. Ne ABD, ne de Irak hükümeti, bölgeye herhangi bir operasyon yapmasın” demiş.

Başbakan Erdoğan, Biden’dan ricasında haklı. Sorumlu bir liderlik, rehine vatandaşlarının hayatı tehlikeye atılmasın ister.

Diğer taraftan, şunu da vurgulamak zorunlu: Sorumlu bir liderlik o vatandaşların rehin düşmemeleri için gerekli risk değerlendirmelerini de zamanında yapıp tedbirlerini alırdı.

Erdoğan’ın Biden’dan ricası, IŞİD’in Musul Konsolosluğu’ndakileri rehin almakla kendi açısından ne kadar “akıllıca” bir iş yaptığını gösteriyor. Rehin Türkler dış askeri müdahalelere karşı IŞİD’in canlı kalkanıdır.

IŞİD’in rehineleri Ankara’yı Suriye bahsinde de bir adım atarken iki kere düşünmeye zorlayabilir.

Bu rehine krizi, Suriye’ye gidip gelmek için Türkiye’yi adeta bir otoyol gibi kullanan uluslararası cihadistlerin engellenmesi için Ankara’nın Batılı müttefikleriyle koordineli bazı adımlar atmaya başladığı yolundaki haberlerden hemen sonra, 11 Haziran’da patlak verdi.

Türkiye, El Kaide uzantısı An-Nusra’yı 3 Haziran’da nihayet “terörist” ilan etti; Ankara’nın Batılı müttefiklerinden Avrupa çıkışlı cihadistler hakkında gelen istihbaratı değerlendirerek sınırlarında önlem almaya başladığı haberi sızdı; Dışişleri’nin iki numarası Feridun Sinirlioğlu 9-10 Haziran’da Washington’da cihadistler konusunun da gündeminde yer aldığı üst düzeyli görüşmeler yapmaktaydı.

AKP’nin Esad’ı devirme politikası uzun zaman önce çöktü... Dolayısıyla, buharlaşmış sınır üzerinden Suriye ile Türkiye arasında mekik dokuyan cihadistlerin görmezden gelinmesinin bir anlamı da kalmamıştı.

Cihadistler meselesi, AKP iktidarının muradına nail olamadığı Suriye politikasının yol açtığı muazzam hasarın sadece bir boyutudur. Ankara’dakiler cihadistler meselesini Batılı müttefiklerinin de baskısı sonucunda şimdi gerçekten halletmek gerektiğini düşünüyorlarsa, bu rehine krizinin frenleyici etkisini üzerlerinde hissedebilirler.

IŞİD ilerleyişinin kuvvetle muhtemel bir sonucu da Irak’ın üçe bölünmesidir.

Mamafih Ankara, Irak’ın parçalanması fikrini çok önceden satın alarak hazmetmiş ve pozisyonunu almıştır.

Şii Maliki yönetiminin otoritesinin Sünni bölgelerinde sona ermesi normal şartlarda Ankara’yı endişelendirmez, bilakis memnun ederdi...

Oysa memnun olmak ne kelime, Ankara’dan bakınca endişeli olmayı gerektiren sonuç ve ihtimaller var:

Başat bölücü aktör, vahşi ve gayrimeşru bir cihatçı terörist ordusu olan IŞİD.

Şii Türkmenlerin IŞİD tenkiline maruz kalmaları da yabana atılmaması gereken bir ihtimal.

IŞİD kaosu Türkiye’nin bölgeyle olan kara ticaretini sekteye uğratıyor.

İran’ın mezhepçi iç savaşa artan oranda müdahil olduğuna dair haberler geliyor.

Bu arada Kerkük’ün Kürtler tarafından tamamen ele geçirilmesi de hazmedilmesi gereken bir sonuçtur. Çünkü “stratejik ortak” Kürtlerin egemenliğindeki bir Kerkük, Türkiye için ulaşılabilir bir Kerkük’tür.

Felaketin nedenlerinden ve sonuçlarından bahsettik; sıra “temenniler”e geldi.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.