IŞİD- PYD EŞİTLİĞİ
Murat Belge
07 Şubat 2016 Pazar 09:28
Hükümet ve başta Cumhurbaşkanı, iç siyasette, dış siyasette, “burnunun dikine” denebilecek bir çizgi tutturmuş, başka kimseyi dinlemeden, herkesle kavgalı olmayı göze almış, hattâ herkesle kavgalı olmayı hedefleyen bir tutumla gidiyorlar. Dünyada hangi yaptıkları daha çok eleştiriliyorsa, ona özellikle devam etme kararlılığını gösteriyorlar. Dünyada insanların, gazetecilerin yazdıklarından ötürü hapse atılması kabul görmeyecek bir şeydir. Burada hükümet, uygulamasıyla, dünyanın bu tavrıyla inatlaşıyor.
Tayyip Erdoğan’ın dünyaya kabul ettirmeye azmettiği çeşitli konulardan biri IŞİD’le PYD’nin “eşdeğer” olduğu. Bunun basit bir dayanağı var, ona göre, bu konuda ağzını açtığı zaman onu tekrarlıyor: “Terörizm değil mi, terör örgütü değil mi, hepsi birdir. Daha iyisi, daha kötüsü olmaz.”
Oysa elbette ki bu böyle değildir. “Terör” eşittir “şiddet” diye basit bir formülasyon yapabiliriz, diyelim ki yaptık. Terörist dediğimiz örgüt (çünkü herhalde bir “örgüt” olmalı) hangi koşullarda, neden ötürü “şiddet”e, yani silâhlı mücadeleye başvurmuş? İkincisi, bu mücadele süresinde neler yapmış? Silâhını nasıl kullanmış?
PYD, PKK, olmuş ya da henüz olmamış, şiddete başvurmuş Kürt örgütleri ne için silâhlanmış, hedefleri ne? “Kültürel haklar” diyen var, “özerklik” diyen var. Diyelim ki bunlar aldatmaca; hedef bağımsızlık; hedef, Ortadoğu’da bağımsız bir Kürt devleti kurulması.
IŞİD ise “fundamentalist” diye tanımlanan İslâmcı örgütlerden biri. IŞİD’in yakın vadeli hedefi –ki onu benzerlerinden bir ölçüde ayırıyor– adının da bildirdiği gibi, Irak’ta ve Suriye’de belirli bir toprak üstünde egemen olmuş bir İslâm devleti kurmak. Buraya kadar PYD, YPG vb. örgütlenmelere benziyor. Ama bunun için mi IŞİD Paris’te ya da Ankara’da ya da başka yerlerde eylem yapıyor? Benzeri El Kaide niçin Amerika’ya saldırdı? Bunların hepsinin İslâm’ın “cihad” kavramına dayandığını (onun belirli bir yorumuna) ve nihaî hedefinin de bütün dünyayı Müslüman yapmak olduğunu bilmiyor muyuz?
Bilmiyorsak, IŞİD’in ve benzer örgütlerin kendilerinin açıklamalarına bakarak öğrenebiliriz.
Bu, Kürtlerin kendi yaşadıkları topraklarda kendilerine bir bağımsız devlet kurma istekleriyle aynı kefeye konacak hedef midir?
Ama daha önemlisi bu örgütlerin hedeflerine varmak için ne yaptıkları, nasıl bir mücadele yöntemi seçtikleri.
Bütün bu “fundamentalist” İslâmcı örgütlerin başlıca eylem tarzı düşman bellediklerini öldürme temeline dayanıyor. Boko Haram ya da Şebab olabilir; El Kaide, Taliban ya da IŞİD olabilir. Mümkün olduğu kadar çok sayıda insanın ölümüyle sona erecek eylemler planlıyor ve uyguluyorlar.
Ne var ki, New York’ta Dünya Ticareti binalarına pike yapıp binlerce insan öldüren El Kaide bile IŞİD kadar tiksinti verici eylemler yapmadı.
Sıradan insana “tiksinti veren” o eylemler, IŞİD’in kendine yeni militan çağırmak için seçtiği propaganda yöntemi. Ellerinde kılıçları, satırlarıyla kelle kesen o cellâtlar, bu örgütün kurmaya çalıştığı ideal düzenin hepimiz için ne kadar “cazip” olduğunu simgeliyor.
Yarı beline kadar kuma gömüldükten sonra taşlanarak öldürülen insanlar –kadınlar– bu örgütün oluşturacağı toplum düzeninin ne kadar insanî olacağının kanıtı.
Ve bir insanı bir kafes içinde diri diri yakmak gibi bir “göz ziyafeti”, seyrine doyum olmayacak bir gösteri!
Tabii bu arada antik eserlere gösterdikleri vahşet de gözden kaçırılmamalı. Bu da derin insan saygılarının bir örneği.
Ezidîler’e uyguladıkları… Gayrı Müslimler’e uyguladıkları… “Zimmî” olmayı, her türlü yurttaşlık hakkından yoksun olmayı kabul edersen yaşamana, bir yerlerde soluk almana izin veriyorlar.
Şimdi kalkıyorsun, bu olayları, sahneleri dehşetle, tiksintiyle vb. seyreden dünyaya, ısrarla, “PYD ve IŞİD aynı şeydir” diyorsun.
Dediğine göre insanları da buna ikna edeceğin yolunda bir umudun var.
Oysa ikna edeceğin tek şey, bu olayları senin pek de korkunç bulmadığın olacaktır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.