IŞİD ÇÖZÜM SÜRECİNİ SABOTE EDİYOR
Aslı Aydıntaşbaş
25 Eylül 2014 Perşembe 04:22
Dün bilgisayarın başına oturup, ”çözüm sürecinin” zora girmeye başladığına dair bir yazı döşenmeye hazırlanıyordum ki KCK’dan ateşkesin bittiği açıklaması geldi.
Şaşırmadım. Bugünün gelişi dünden belliydi. İki tarafta da birbirine karşı paranoya ve hoşgörüsüzlük tavan yapmış durumda. Ankara’da konuştuğum yetkililer, PKK deyince yüzünü ekşitip ”Şov yapıyorlar” havasında konuşuyor; Kürt tarafında ise Türkiye’nin kendilerine bir tuzak kurduğu ve el altından IŞİD’i desteklediği görüşü hakim.
Üstelik başta IŞİD olmak üzerine yepyeni ”sınır ötesi dinamikler” var.
Bu yüzden durum ciddi.
Oysa çözüm sürecinde bu zamana kadar ortaya çıkan gerilimler, ”kontrollü gerilim” dediğimiz cinstendi. Gün oldu, iki taraf da “tribünlere oynadı.”
Ancak süreç, bu karşılıklı ”yan çizmeleri” kaldırabilecek çelik iradeler üzerinde yükselmişti.
Şimdi ise durum farklı. IŞİD, bölgesel dengeleri altüst ederken, çözüm sürecini de zorlaştıran bir dizi yeni durum yaratıyor. Bakın anlatayım:
1. ROJAVA ARAYI AÇTI: PKK hareketi açısından Rojava, önemli bir siyasi ve coğrafi kazanım. Ankara, çok gönüllü olmasa da bugüne kadar PYD’nin o bölgede bir ”demokratik özerklik” denemesi yapmasına fazla ses çıkarmadı. Ama IŞİD saldırıları başlayınca, IŞİD ve PKK arasında taraf olmak istemediği için dışarıdan seyretmeyi seçti. Kürt hareketi ise bütün enerjisini Rojava’ya akıtıyor. Ankara’nın sessizliğini de ”IŞİD’e zımni destek” olarak algılıyor.
2. BARZANİ’NİN YOKLUĞU: Erbil hükümeti ve Barzani ailesi, aslında çözüm sürecinin en önemli (ve gizli) aktörlerinden. Son yıllarda Ankara ve Kandil arasında ipler ne zaman gerilse, KDP yönetimi devreye girip ‘yatıştırıcı’ rol oynadı. Özellikle de KCK üst yönetiminin ikna süreci, Neçirvan Barzani sayesinde gerçekleşti. Ancak Erbil şu anda kendi IŞİD belasıyla meşgul. Üstelik de IŞİD konusunda yardım etmediği için Ankara’ya bozuk. İmralı ve Ankara arasında olası bir krizde eskiden olduğu gibi elini taşın altına sokmayacaktır...
3. PKK’YA YENİ STRATEJİK ALAN: PKK’nın, dünyanın bir numaralı belası haline gelen IŞİD’e Kuzey Irak ve Suriye’de kafa tutması, uluslararası kamuoyunun dikkatinden kaçmadı. Daha da ötesi, PKK medyada sempatisi kazandı. Türkiye’nin konumu kısmen zayıflarken, PKK, Batı nezdinde kendisine yeni bir stratejik alan açıldığının farkında. Bu durum, örgütü pazarlık sürecinde daha talepkâr hale getirecektir.
4. KOMPLOLAR VE GÜVENSİZLİK: PKK cephesi, Türkiye’nin el altından IŞİD’e destek olduğuna ve fırsattan istifade ABD ile anlaşıp Kobani’deki Kürt varlığından kurtulmak istediğini düşünüyor. Ankara ise, PKK’nın Rusya ve İran’la gizli anlaşmalar yaptığını, bilerek Türkiye’yi IŞİD’le ilişkilendirmeye çalıştığını, çözüm sürecini zora sokmak istediğini düşünüyor. Karşılıklı güvensizlik had safhada.
5. ÖCALAN’IN ROLÜ: Öcalan, çözüm sürecinde bugüne kadar çok kilit bir rol oynadı: Sürecin selameti açısından, iktidarın ‘seçim takvimi’, ‘iç siyaset’ gibi konular yüzünden bazı başlıkları yavaştan almasını, İmralı’ya kabul ettirdi. Ancak sürecin çok ağırdan gitmesi, Öcalan’ın elini zayıflatıyor. Bunu çok iyi gören PKK lideri, mesajlarını sertleştirdi. Ankara çözüm sürecinde bir yol haritasıyla elini güçlendirmezse, işler zorlaşabilir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.