IŞİD
Murat Belge
10 Ağustos 2014 Pazar 08:10
IŞİD sonunda Amerika’nın da sabrını taşırdı. Bakalım şimdi neler olacak Irak’ta ve Suriye’de, Sünniler ve Şiiler arasında, Arap dünyasında?
Saydığım bu alanlarda bugün olanların gerisinde Amerika zaten hep var. Hep var da, tabii George Bush’un “Irak harekâtı” bugünkü gelişmelerin dolaysız arkaplanını meydana getiriyor. Onun için de, şimdi yaşanan son derece anarşik durumun birinci derecede sorumlusu ABD. Bush’un ülkesini soktuğu bataktan çıkmak, Obama’nın en önemli politikası haline gelmişti. Ama işler bu raddeye gelmişken, Amerika’nın Iraktan çekilmesi en fazla Amerika’nın işini çözerdi --o da, çözerse! Olan olmuş, orası ve oranın da çevresi, kolay kolay yatışmayacak bir hercümercin kucağına itilmişti. IŞİD denilen nesne de bu kaotik durumdan (yalnız ondan değilse de) beslenen bir örgüt. Dolayısıyla Amerika’nın yeniden burada inisiyatif alacak şekilde davranması, “karaya ayak basmam” yemin kasemlerine rağmen, önemli bir gelişme.
Obama herhalde hiç mi hiç yapmak istemediği bir iş yaptı, hiç vermek istemediği bir karar verdi.
Buna belki “IŞİD’in gücü” demeli. “Çıktım, kurtuldum!” diye bayram eden Amerika’yı gerisin geriye Irak’a getirmeyi onların vahşeti başardı.
Nasıl bir örgüttür bu? Ne yapmak istiyor?
Buna doyurucu cevap verecek çok kişi olduğunu sanmıyorum. Yapısının son derece heterojen olduğunu tahmin ediyorum. Ama “ne yapmak istediği” daha da belirsiz olmalı. İşte, orada bir “İslâm devleti” kurmak istiyor. Bunun nasıl bir “devlet” olacağını da şimdiye kadarki icraatından anlıyoruz. Bu “icraat”, evet, “feci” olmakla birlikte, adamlar koskocaman bir alan içinde at koşturuyorlar. Bu bakımdan hafife alınır gibi değiller. Nitekim işte koca Amerika (“nedir başıma gelen?” diyerek herhalde) yeniden olaya karışmak zorunda kaldı.
Amerika’nın olaya karışması bundan sonra bazı başka aktörlerin de karışmasının yolunu açabilir. Böylece IŞİD durdurulabilir. Bu aşamada bu bir fiziksel güç sorunu oluyor. IŞİD’e karşı kurulacak koalisyon herhalde ondan daha güçlü olacaktır.
Gelgelelim, bundan diyelim bir yıl öncesinde --ya da daha da yakınlarda-- hiçbirimizin zihninde “IŞİD” diye bir kavram yoktu. Şu kısa zaman içinde şu işleri yaptılar. Kimbilir kaç hayat kayboldu, kaç hayat söndü bu adamların elinde? Öyleyse, fiziksel güçle oradaki IŞİD birliklerini dağıtmak, toplumsal düzeyde ne anlam taşıyacak? Bu adamlar buharlaşmayacağına göre, nereye gidecekler, ne yapacaklar, nerede yeniden ortaya çıkacaklar?
Zaten bu konuya daha “orta- vadeli” bakmaya başladığımızda bu gibi örgütlenme ya da eylemlerin Sovyetler’in Afganistan işgali yıllarında başladığını görüyoruz. Tabii o zaman bunlar Amerika’nın cömert yardımlarıyla oluyordu. Bu sonuncu noktayı da fazla abartmamak gerek sanırım. Böyle bir ittifak o zaman kurulmamış olsa da, bu potansiyel kendine akacak bir yatak açardı.
Son analizde “tepkisel” hareketler bunlar. Geleceğe yönelik bir proje gibi duruyorlar --işte, Irak ve Suriye’yi içine alan bir Sünni devleti kurmak. Ama gücünü geçmişten alan, geçmişin “intikam” duygusunu seferber eden bir hareket. Ayrıca “desperado” karakterinde, çünkü güçlü bir “şehadet” inancına oturuyor. Bütün bu çıkışların ortak özellikleri bunlar.
Dolayısıyla bunu Irak’ta, Suriye’de F-16’yla ya da bazı başka silâhlarla askerî düzeyde etkisizleştirmek şu andaki çarpıcı vahşet ve felâket olaylarını duraklatabilir ama bununla tabii ki sorun çözülmez.
Bu gelişme karşısında “askerî” ya da “polisiye” tedbir dışında ciddi bir teşhisle ve ciddi bir programla ortaya çıkan yok. Bunu “askerî” yoldan --geçici olarak-- durdurmaksa, zaten işin temeli olan o intikam tutkusunu bilemekten başka bir şey yapmıyor.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.