04 Aralık 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır5°C
  • Ankara4°C
  • İzmir11°C
  • Berlin5°C

İNANMAYACAKSINIZ AMA BARIŞ İSTİYORUZ

Mesut Yeğen

25 Ocak 2016 Pazartesi 13:46

Bir yandan bildik imza kampanyalarından biri gibiydi, bir yandan değil. Bir açıdan, ‘bir kısım aydının’ memleket ahvaline dair kanaat serdedip, serzenişte bulunduğu son zamanlardaki onlarca imza kampanyasından birine benziyordu, başka bir açındansa benzer kampanyalardan epey farklı bir tarafı vardı. Başka zaman olsa bir araya gelmesi zor yüzlerce insan, kampanya başlar başlamaz imzacı olmuştu. Bu ayrıksı halin benim anlayabildiğim tek sebebi vardı: Son bir kaç aydır Cizre’de, Silopi’de Sur’da yaşananlara tanıklık etmekten utanmışlık duygusu ve beterinden sakınmak arzusu. 

İmza kampanyası duyurulduktan sonra yaşanan cadı avını yürütenlere göre ise kampanyanın esas müşevvikleri bu dediklerim değil, Türkiye’yi dışarının nazarında zor durumda bırakmak ve ‘terörü desteklemek’. Kampanyayı beğenmeyen ama cadı avını uygun bulmayanlara göreyse ortada ifade hürriyeti var ve ifade hürriyeti infial yaratması muhtemel aykırı fikirlerin de serbestçe savunulabilmesini gerektiriyor. 

Kampanyanın asıl hedefinin “terörü desteklemek” ya da “Türkiye’yi dışarının nazarında zor bırakmak” olduğu tespitine dair söyleyecek çok bir şey yok. Neresinden, hangi niyetle okunursa okunsun, kampanya metninden bunu çıkarmanın imkanı olmadığını düşünüyorum. İçine düştüğümüz bir iki aylık bağlamla birlikte okunduğunda, iyi ifade edilmiş olsun olmasın, kampanya metninin ana fikri ortada: “Sur’da, Cizre’de, Silopi’de insanlar ölüyor, ölmesin”. Benim anladığım kadarıyla, benim de aralarında bulunduğum 2000 kadar akademisyen esas olarak bunu demek istedi, barış talep etti. Ama galiba, kampanyadan duyulan rahatsızlığın esas sebebi metnin içeriğinden ziyade bizzat böyle bir metnin ortaya çıkabilmiş olması oldu. Kampanya, Sur’da, Cizre’de, Silopi’de devletçe yapılanların sorgusuz sualsiz kabul edilmediğini gösterdiği için tehlikeli bulundu. Sanıyorum, derdini daha iyi ifade etseydi de kampanya öyle ya da böyle büyük bir rahatsızlığa sebep olacaktı. 

İfade özgürlüğü meselesine gelince... Evet, ifade özgürlüğü, şiddete çağrı yapıp, nefret suçu barındırmadıkça, en ayrıksı fikirlere de tahammülü gerektirir, doğru. Ama doğrusu kampanya metninde infial yaratacak çok bir şey de yok. Dolayısıyla, “tamam, berbat şeyler söylüyorlar, ama şiddete çağrı yapmadıklarına, nefret suçu işlemediklerine göre, bu da onların ifade özgürlüğü” denecek bir durum da yok ortada. Sorunu metinden ziyade memleketçe infial eşiğimizin düşük oluşunda aramak daha iyi olur. 

Öte yandan, bütün bu dediklerim kampanya metninin pir u pak, mükemmel olduğu anlamına gelmiyor. Metin duyurulduktan sonra gelen iki eleştirinin kıymetli, ciddiye alınması gereken eleştiriler olduğuna katılmamak, benim açımdan, imkansız. İlk eleştiri, metnin muhatabıyla ilgili malum. Evet, olmak zorunda değildi, bu diyeceğime kapalı da değildi, ama kampanya devletle PKK’yi aynı anda çatışmasızlığa davet eden iki muhataplı bir metin olabilirdi. Sur’da, Cizre’de, Silopi’de yaşananların devam etmemesi için, “hendekler kapatılsın, müzakerelere dönülsün” türünden, iki muhatabı da mevcut pozisyonlarını terk etmeye davet eden bir çağrı daha yerinde olabilirdi gerçekten. 

İkinci olarak da, denmek istenen denmek kaydıyla, yürüyen eziyet ve zulmü kaydetmekten vazgeçmeden, daha kapsayıcı, barışı dert edenlerin sayısını arttırmayı dert eden daha mutedil bir terminoloji tercih edilebilirdi. 

Öte yandan, kampanyanın ardından başlayan cadı avı metinde yer bulan barış çağrısının yetkinleştirilmesini şimdilik engellemiş görünse de, bunu yapmak halen mümkün ve vazgeçmemek gerekiyor. Memlekette yürüyen çatışma durumundan müşteki, ülkenin yarınından endişeli herkesin akademisyenlerce başlatılan kampanyayı referans alarak ya da almaksızın barışın nasıl sağlanabileceğine dair teklifini ortaya koyması gerekiyor. 

Bunu yapmaz da cadı avına devam edip, kampanyayı ifade hürriyeti etrafında konuşmaya çekilirsek, Sur’da, Silopi’de ve Cizre’de insanlar ölmeye, ülkenin geleceği kararmaya devam edecek. (basnews)

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.