İMRALI VE KANDİL
Güneri Cıvaoğlu
03 Aralık 2014 Çarşamba 03:18
Demokratik “barış süreci” üzerinde bir kuşku bulutu var:
“Kandil, Abdullah Öcalan’ı dinlemiyor mu?”
***
“İmralı tutanakları”na göre Abdullah Öcalan’ın şu sözlerini yansıtıyorum:
Öcalan: (Sırrı’ya dönerek)
“PKK bile beni anlamıyor.
Beni bir ağabey ve baba gibi görüyor.
Endişelerini paylaşıyorum. Benim dosyalarım (hazırladığı mektuplara vurarak) endişelerini giderecek bir çatışmasızlık öneriyor.”
Öcalan burada elini üzerlerine vurduğu dosyalarda ve mektuplarda neler olduğunu sıralıyor.
Birinci Belge - demokratik barış sürecine felsefi bakış:
Bu toplam 10 maddeden oluşuyor
İkinci Belge - demokratik çözüm planı:
Bu da toplam 10 maddeden oluşuyor. Buna kısa bir giriş de diyebiliriz.
Üçüncü Belge - demokratik barışın eylem planı:
Üç aşamalıdır. Birinci aşama 7 madde, ikinci aşama 5 madde, üçüncü aşama 7 madde.
AĞABEY VEYA BABA
ÖCALAN’ın İmralı’da ziyaretine gelen HDP heyetine “PKK bile beni anlamıyor, beni bir ağabey ve baba gibi görüyor” söylemi önemlidir.
Apo’nun, Kandil’de bir “üst simge” olarak algılandığı kuşkusunu yansıtıyor.
Gerçekten yerleşmiş inançlar vardır.
Örneğin...
“Şirkette kasa anahtarı kimdeyse, son söz onundur...”
Düzene, sisteme, devlete başkaldıran siyasi örgütlerde “Silah kimdeyse, güç ondadır, sözü esastır” gibi.
Ancak...
İmralı PKK’nın, KCK’nın, HDP’nin öyle bir üst simge diye sadece sevip sayacağı, bir “ikon” olamaz.
Hem Kandil’in hem HDP’nin dayandıkları taban “Öcalan’ı tanır.”
Onun önderliğine inanır.
Kandil’de de bu gerçek kesin ve tartışmasız algılanır.
O nedenle gazetecilere her konuşmalarında “önderliğin kararlarını uygulayacaklarını” söylemişlerdir.
Arşivimde ayrı ayrı gazetecilere bu “mutlak kabullenmeyi” vurgulayan pek çok söylem var.
SINIR ÖTESİNE ÇEKİLMEK
PEKİ Öcalan’ın Nevruz açıklamasına rağmen silahlı PKK’lıların sınır dışına çekilmiş olmamaları nasıl izah edilir?
Kandil’e göre Öcalan “Stratejik açıklama yapmış. Tarih vermemiş. Takvim ise teknik konu.”
Ayrıca “bunun yasal altyapısının da oluşması” isteniyor.
***
Derine biraz inildiğinde devreye giren üçüncü aktörler fark ediliyor.
ABD’nin parmağı hissedilmekte.
ABD bir yandan PKK’yı “terörist örgütler listesinde” gösteriyor ama aynı PKK’yı IŞİD’e karşı ağırlıklı, hatta “tek” silahlı güç olarak kullanıyor.
Ve...
Demokratik çözüm sürecinde “üçüncü göz” olmak için Kandil aracılığıyla bastırıyor.
Ankara’da “Kandil’in ABD’ye yaslanma yol güzergâhı” dikkatle izlenmekte.
Bu durum ve Türkiye sınırının hemen dibindeki PKK uzantısı PYD’nin özerk Kobani’si, Kandil’in tavrı, İmralı’da Öcalan’ın elini bir ölçüde kuvvetlendiriyor.
Öcalan’ın son açıklamasının “daha öncekilerden farklı ve daha köşeli olması” iyi okunmalı.
Kandil’le “örtüşmemek” yorumlarını doğrulamıyor.
Ancak...
Bütün bunlara karşın “çözüm sürecinde” yolun yarısından hayli fazlası yüründü, geriye dönmekten ileriye gitmek daha kolay, ilerideki yol daha kısa.
“Dönüş olasılığı” giderek azalıyor.
Taraflar tabana yeniden silaha ve eyleme geçişi izah edemezler.
Çözüm, “Bütünlüğü koruyarak, tam eşitliğe, insan haklarına, özgürlüklere, kişiliklere saygıya dayalı bütün kuralları ve kurumlarıyla işleyen demokrasidir.”
“Yeni Türkiye” bir anlamda budur.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.