HDP YA BARAJI AŞAMAZSA?
Fadime Özkan
07 Ocak 2015 Çarşamba 09:00
HDP’nin seçimlere parti olarak girme eğiliminde olması, parti yetkililerinin de “biz bu barajı aşarız” güveni, altı aydan az bir zamanın kaldığı seçimlere dair tek tartışma konusu. Soru şu; HDP ya barajı aşamazsa?
Kürt siyasi hareketi şimdiye dek Meclis’e 1991’de SHP ile kurduğu ittifak ve 2007’den sonra seçimlere bağımsız adayla gitme formülü sayesinde girebildi ancak. Alınan oy oranı 6, 6 buçuk civarında seyretti ve onca çabaya rağmen 7’ye dahi çıkmaması parti üzerinde psikolojik baskıya yol açtı.
BDP’yi terk edip HDP ile Türkiyelileşmek istemek, siyasi yelpazenin ucunda gösterilmek dışında varlığı olmayan bir avuç sol-sosyalisti sırtlanmak gibi manevralar biraz da bundandı. Oy getirisi yoktu ama uzun vadede psikolojik eşikleri aşmaya yarayacak bir siyasi hesaptı.
Nitekim işe de yaradı. Demirtaş Kürt siyasi hareketi adına, Türkiye’nin 12. cumhurbaşkanı olmak için“biz de varız”dediğinde, bugüne dek Kürtlere değil oyunu, günahını dahi vermeyecek siyasi toplumsal kesimler bu asma köprüler üzerinden bu tarafa geçebildi. Sonradan gelişen bu itimatta ve yüzde 9,9 civarı oydabirinci etki kuşkusuz çözüm süreciydi ama HDP’nin Türkiyelileşme siyasetinin de etkisi vardı.
Buraya kadar tamam lakin “Ağustos 2014’te aldığımızı Haziran 2015’te de alırız” çıkarsaması, legal siyaset tecrübesi yirmi beş yılı bulan bir hareket için fazlasıyla ergen kumarı gibi duruyor. Hele de Kobani ve Cizre olaylarının Batı’dakileri irrite ettiğini, bölge halkını endişelendirdiğini ve oyları erittiğini bilenler nezdinde.
HDP’nin seçimlere parti olarak girme eğilimi AK Parti ve çözüm karşıtları için çoktan yeni “kaos senaryoları” çıkarabilecekleri son kaynak durumunda. Kimisi “HDP baraj altında kalırsa Kürtler sokağa çıkar ve Rojava’daki gibi burada da kendine ayrı bir yol çizer” diyerek Türkiye ile Suriye’yi kıyaslama gafletini / cehaletini sergiliyor. Kimisi “HDP barajı aşamaz, AKP fazladan 30 koltuk alır ve anayasayı tek başına yapar, başkanlık sistemini getirir, kesin AKP ile PKK arasında iğrenç bir anlaşma var” diyerek AK Parti’den de Kürt siyasi hareketinden de zerrece anlamadığını aşikâr ediyor.
Peki, HDP barajı aşamama riskine rağmen seçimlere neden parti olarak giriyor?
Aslında henüz bir karara varılmış değil. Parti içinde de, tabanda da seçimlere bir kez daha bağımsız adaylarla gidilmesi ve yeni anayasa yapım sürecinde aktif rol alınması görüşü ağır basıyor.
Parti yetkililerinin her platformda “biz bu barajı aşarız, ha gayret” demesi bir tercihten çok bir dileği ve hedefi işaret ediyor. HDP’nin böylesi mühim bir konuda kendi kendine hareket etmeyeceği de ortada. Silahlı bir örgütü Ortadoğu gibi bir coğrafyada 30, meşru siyasi ayağı 25 yıldır var tutabilen siyasi aklın çözüm sürecini bırakıp kaostan medet umacağını iddia etmek her şeyi yanlış okumaktır. Hele de Demirtaş’ın dediği gibi, dananın kuyruğunun kopacağı bir zamanda. Kuyruğa değil danaya talipken üstelik.
Seçim barajının yüksek olması, darbe yönetimince konulması temsil adaleti ve siyaset ahlakı bakımından tartışılabilir elbette.
Lakin, İmralı’dan başlayarak bütün Kürt siyasi hareketi de gayet iyi bilir ki çözüm süreci Türkiye’de siyasi ekonomik istikrarın sürmesine göbekten bağlı.
İşin ideal-ahlaki yanı bir yana, reel-siyasi yanı bir yana. Marifet, ideal ile reel arasındaki açığı kapatmakta ve o makasla kendi göbeğini kesebilmekte.
O yüzden muhtemelen AK Parti yöneticileri gibi Kürt siyasi hareketi de baktığı yerden şunu görüyor:
Müzakerelerin yürütülmesi de, Kürt sorununun çözümünü kayıt altına alacak olan yeni anayasanın yazımı da, silah bırakan PKK’lıların evlerine dönüş ve sivil siyasete geçiş sürecinin yönetilmesi de ancak güçlü ve kararlı bir siyasi iktidar sayesinde olur. Ve süreç hala yürüyorsa AK Parti kendi şahsında çözüm sürecine yönelen tüm saldırıları savuşturabildiği için yürüyor.
HDP ise şu anki söylemleriyle daha çok geleceğe yatırım yapıyor. Haziran seçimlerinde yüzde 10 barajını aşma ihtimali de, seçimlere parti olarak girme tercihi de bana göre hayli zayıf o yüzden.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.