HDP VE KÜRDLERİN TEMSİL ZAFERİ

Demokrasi, iktidar dağılımında gerekli tadilatı yaptı. Antidemokratik baraj, hürriyet ve eşitlik taleplerinin yolaçtığı yeni dalgayla yıkıldı. Türkiye’yi imar edip, kendi tabanı dışındaki vatandaşlarını sürekli aşağılayan, ülkeyi bir paranoya cumhuriyetine çevirip siyaseti hayır ve şer mücadelesine çevirerek bütün toplumun akıl dengesini komplolarla bozan iktidar partisi halktan “dur” ihtarı yedi. İftira ve yalanlarla siyasi kampanya geri tepti.

Evet, bu seçimin iki önemli vukuatı var. İkincisi AK Parti’nin gere gere patlama noktasına getirdiği toplumun diğer yarısından “artık yeter” ikazı alması ve yüzde ona yakın bir oy kaybıyla seçimi kaybederek kazanmasıdır. AK Parti birinci parti olarak kazandı. Ancak Tayyip Erdoğan’ın siyaset tarzı kaybetti. Yani kader mütekebbirleri terbiye etmiştir. Birincisi ise HDP’nin barajı aşarak muteber bir parti olarak Meclis’e girmesidir. Bu seçim, baraj ile çalınan temsili, hakiki sahiplerine yani Kürd siyasetine iade etmiştir. Seçimlere en demokrat programla giren HDP’nin barajı aşması hem Kürdler açısından hem de tüm Türkiye açısından çok önemli bir hadisedir. Her ne kadar HDP Türkiye’nin çok çeşitli demokrat ve özgürlükçü unsurlarını bünyesine katarak başarılı bir kampanya yürütmüşse de asıl oyunu Türkiye’nin her tarafındaki dindar, laik, Sünni, Alevi vesair Kürdlerden almıştır. Bu Türkiye demokrasisinde yaşanan bir Kürd devrimidir. Kürdler bir üçüncü kamu olarak Türkiye demokrasisine dâhil olmuştur. Kürdistan bir Cumhuriyet olarak Türkiye tasavvuruna doğmuştur.

Bu başarıyı mümkün kılan unsurlardan bazıları: Bütün iyi niyetine rağmen AK Parti’nin Kürd ve barış süreci politikalarının ilkesel olmayıp ticari olmasının son tahlilde Kürdlerce görünmeye başlaması ve nihayet reddedilmesi. Kürd siyasi hareketinin yerlileşme, kendi halkıyla bütünleşme istikametinde ciddi adımlar atması, ittifaklar yapması ve herkese hitap ederek Kürdistan’da büyük bir Kürd bloku oluşturması. (Bu arada, Selahattin Demirtaş fevkalade başarılı bir liderlik sergilemiştir.) HDP’nin başarısındaki en önemli bir diğer faktör: AK Parti’nin dini siyasete alet edip eline yüzüne bulaştırdığı bir zamanda HDP’nin İslam’la barışma, yerlileşme ve demokratik derinleşme çabalarını saygıya layık bir samimiyet ve netlik ile yapmasıdır. Dindar Kürdler AK Parti’yi büyük ölçüde terkederek HDP’ye oy vermiştir. Çünkü, Kürdleri din kardeşliği ile oyalayıp oylarını sömürmenin miadı dolmuştur. Kürdler bir millet olarak uyanmıştır. Kürdlerin talep ettiği şey diyanet vaazları değil, özgürlük ve demokratik bir anayasadır. Demokrat Türklerin de desteğiyle tarihî bir başarı elde edilmiştir. Türkiye’ye hayırlı olsun.