21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır12°C
  • Ankara16°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

HDP MAHKÛMİYETİ

Hadi Uluengin

07 Şubat 2015 Cumartesi 06:12

6 Haziran seçimlerindeki oy pusulamı şimdiden açıklayabilirim: HDP’ye vereceğim!

Elim mahkûm!

Muhtemelen baştan beri öyle yapmayı düşünüyordum ama artık tamamen mahkûmum.

Ancak ne yazık ki sözkonusu mahkûmiyet Kürt hassasiyetli partiye duyduğum sempatiden ziyade Erdoğan’ın başkanlık sistemine duyduğum antipatiden kaynaklanıyor.

Hattâ bu kuruma ilişkin aynı sempatimin epey darbe yediğini de eklemem gerekiyor.

Başka bir deyişle, son derece bencil davranan HDP öyle bir şantaj yapıyor ki, alternatifsizlikten dolayı ister istemez boyun eğmek zorundayım.

***

ÇÜNKÜ malûm, yukarıdaki HDP seçimlere tekil olarak katılmak kararı aldı.

Oysa barajı aşması çantada keklik değil… Sondajlar çok rizikolu bir çizgide tıkanıyor.

Hâlbuki Kürt duyarlılıklı temsilciler şayet parlamentoya giremezse AKP büyük ihtimalle 330 milletvekili sayısına ulaşmış olacak.

Bu durumda da başkanlık sistemi öngören anayasa değişikliğini referanduma sunacak.

Ve spekülasyon payı olsa dahi sonraki senaryo al gülüm, ver gülüm çerçevesinde ve iktidarın Kürt meselesinin çözümünde radikal adımlar atmak sözü vermesi kaydıyla, HDP’nin Erdoğan için uyarlanmış yukarıdaki sisteme he demesi biçiminde şekillenecek.

***

EH, son tahlilde gemisini kurtaran kaptan mantığıdır!

Dolayısıyla da şu kadar zamandır mazlum ve mağdur Kürtlerin bu yaklaşımını bir dereceye kadar anlıyorum.

Anlıyorum ama onaylamıyorum!

***

ONAYLAMIYORUM çünkü bir… Sözkonusu Kürtlerin hak ve özgürlüklerini daima sahiplenmiş bir Türk olarak genel anlamdaki bütün özgürlükler için aynı Kürtlere tam ihtiyacım olduğu bir sırada onların takındığı bu bencil tutum en azından vefasızlık anlamına geliyor.

Sonra onaylamıyorum, çünkü iki… Çaresizliğimi ve alternatifsizliğimi bildiği için HDP’nin 6 Haziran seçimlerinde yukarı şantajı uygulayacak olması hem gücüme gidiyor, hem de ağzından düşürmediği “Türkiyelilik” kavramındaki samimiyeti çok şüpheli kılıyor.

Ardından onaylamıyorum, çünkü üç… Ne kadar “sağlam kazığa bağlayacaklarını” düşünseler de, başkanlık sistemi karşılığında Kürtlere verilecek garantinin aslında ağza bir parmak bal çalmaktan öteye gitmeyeceği konusunda ciddi endişeler taşıyorum.

Ve nihayet onaylamıyorum, çünkü dört… Cengiz Aktar’ın ifadesini aynen alıntılarsam, böylesine tek taraflı bir gelişme karşısında “batıdaki Kürtlere karşı aniden ‘Sevr sendromu’ depreşecek Türk milliyetçisi unsurların neler karıştırabileceğini hesaplamamanın” çok pahalıya mal olabileceğinden kaygı duyuyorum.

***

FAKAT en başta dediğim gibi, başka çıkar yol olmadığı ve başka gerçekçi alternatif ufukta belirmediği için 6 Haziran seçimlerinde HDP’ye oy vermeye elim mahkûm!

Ve gariptir ki bu tercih aynı zamanda o HDP’yi onaylamamak anlamına da gelecek!

Zira pusula sayısı sözkonusu partinin TBMM’de temsiline imkân sağlarsa, giremediği takdirde uygulanacak al gülüm, ver gülüm senaryo da dolaylı yönden müpheme dönüşecek.

Böylelikle de hem Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık projesi şüpheli bir rotaya oturacak, hem de Kürt duyarlılıklı kurum farklı taktik ve stratejiler üretmek zorunda kalacak.

Ancak her halükârda şu kesin: Hiçbir zoraki mahkûmiyet etik tavırla bağdaşmadığı ve bağdaşmayacağı için HDP’nin Türkiye demokratlarını kendisine mahkûm etmesi de aslında bizzat onun demokratlığına büyük, çok büyük gölge düşürmüş olacak ki, eyvah ve yazık…

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.