21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara15°C
  • İzmir19°C
  • Berlin0°C

HDP LİSTESİNİN ÖNEMİ

Serpil Çevikcan

08 Nisan 2015 Çarşamba 07:47

Türkiye gibi önce partiye ve veya lidere oy verilen ülkelerde milletvekili aday listelerinin seçim sonuçlarına etkisi abartıldığı kadar değildir.

Genel seçimlerde adayın profilini ve seçim kampanyasında ne söylediğini esas alarak oy kullanabilmek aslında demokratik olgunluğu gösterir, ancak reel politik bunu söylemiyor.

Siyasete damga vuran; lider sultası, lider partisi gibi ifadeler de bu deneyimden süzülüp tanımını buldu.

Buna karşın, başkanlık sistemi ve çözüm süreci bağlamında, Türkiye’de çok kritik bir eşiği ifade eden 7 Haziran seçimlerinde istisnai bir durumu yaşamaya hazırlanıyoruz. Bu istisnanın adı HDP’dir.

12 Eylül’ün yüzde 10 barajına bu kez meydan okuma cesaretini toplayan HDP’nin aday listesi büyük önem taşıyor.

Çünkü, bugüne kadar genel seçimlerde sadece kendi mahallesinden ve en fazla yüzde 7 oy alabilen HDP’ye barajı aşırtacak olan iki temel faktörden biri seçmenin önüne çıkaracağı adaylar.

İkinci faktör ise Cumhurbaşkanlığı seçiminde geniş sol söylemiyle, muhalefet etme biçimiyle ve demokrasi vizyonuyla elini uzatabildiği dost oylarla ilişkisini tazeleyebilmesi.

HDP’nin dün YSK’ya teslim ettiği aday listesine bu pencereden bakmak gerekiyor.

“Batıda CHP’nin, doğuda Ak Parti’nin, metropollerde hem CHP hem Ak Parti’nin oylarına talip” HDP listesinde dikkati çeken noktalar çok. 

Çözüm süreci ve sol oylar

Listede, “çözüm süreci” ayarı net şekilde görülüyor. İki dönem kuralı bulunan HDP’de Demirtaş ile İmralı heyetinin en etkili isimlerinden olan Grup Başkanvekili Pervin Buldan için kural esnetildi. Bu iki isim, mutlaka seçilebilecekleri yerlerden aday. Yine İmralı heyetinden Sırrı Süreyya Önder Ankara 1. bölge, 1. sıradan aday gösterildi. İdris Baluken de partinin kalesi Diyarbakır’da ilk sırada. Sürecin kilit isimleri, baraj geçilirse yeniden Meclis’te olacak.

Batıda, “sosyalistleri, azınlıkları, Alevileri” mutlaka etkilemesi gereken HDP’de, geleneksel tabanının olduğu kentlerde ise seçmeni küstürmeyecek isimleri seçmesi zorluğu bulunuyordu. HDP, listesinde, bu güçlüğü kabul edilebilir adaylarla aşmaya çalışmış.

İstanbul, Ankara, İzmir, Mersin, Adana gibi kozmopolit büyük kentlerde, hem Kürt hareketine hem sosyalistlere hem de diğer kimliklere listelerde eşit şekilde yer verme çabası görülüyor. İstanbul 1. bölgede ilk sırada Demirtaş’ın, 2. bölge 1. sırada ise Alevi kanaat önderlerinden Turgut Öker’in olması bunun göstergesi.

Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkanı Rıdvan Turan, SDP kökenli Filiz Koçali, EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, eski ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç gibi isimlerin listelerde ilk sıralarda yer bulmalarını da bu hassasiyetle açıklamak gerekiyor.

Leyla Zana, Osman Baydemir, Öcalan’ın yeğeni Dilek Öcalan, PKK’lı Kemal Pir’in yeğeni Ziya Pir gibi isimlerin özellikle geleneksel tabanın güçlü olduğu kentlerden aday gösterilmesi de dengenin sonucu.

İlerici muhafazakâr oylar

HDP’nin en önemli sorunsallarından biri muhafazakâr kesimler. HDP, 7 Haziran’da, “ilerici” muhafazakâr kesimlerin temsilini de sağlayacağı iddiasını taşıyor.

Altan Tan’ın son dakikada yeniden aday gösterilmesi, Hüda Kaya’nın İstanbul 2. sırada yer bulması, Diyarbakır’da muhafazakâr kimliği öne çıkan isimlerin vitrine çıkartılması da denge arayışının sonucu.

Ancak bu isimlerin muhafazakâr seçmeni ne kadar tatmin edeceği, umulan katkıyı sağlayıp sağlamayacağı tartışmalı gözüküyor.

Kadın adaylar konusunda HDP, bu seçimde de birinciliği kaptırmadı. 22’si liste başı 268 kadın aday listede. Üstelik, liste yapılırken bir kadın bir erkek aday gösterilmesi konusunda hassasiyetle hareket edildiği de görülüyor. Kadın temsili konusunda HDP’nin söylemine en yakın davranan parti olduğunu söylemek mümkün.

15 vekilin çizik yediği listede, her ne kadar Gezi mağdurlarının yakınlarına da yer verilmek istense de bunun başarılamadığı görülüyor. Roboski’de yakınlarını kaybedenlerden ise adaylar mevcut.

HDP’nin en önemli iddialarından biri, “ötekilerin” de Meclis’te temsilini sağlama vaadi. Listelerde, Süryani, Ezidi, Ermeni, Caferi, Roman kimlikleri öne çıkan isimler seçilebilir sıralarda.

Barajı aşabilirse

HDP, parti olarak seçime girmeseydi, listelerini nasıl oluştururdu, aynı isimlere aynı sıralarda yer verir miydi?

Belli ölçüde evet.

Ancak Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimindeki söylemlerine paralel olarak Türkiye partisi görüntüsü vermeye çalışan, Kobani olayları gibi olaylarda bu çizgisinde sapmalar oluşsa da dengede kalmak için çaba sarf eden HDP’nin Meclis’teki varlığı ve Meclis’e taşımak istediği isimler sadece HDP için önemli değil.

İşin trajik yanı ise, seçim akşamına kadar bütün yorumların sonuna “Tabii barajı aşabilirse” ihtimalini koyma zorunluluğu.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.