HDP BU GİDİŞLE BARAJI AŞAR
Aslı Aydıntaşbaş
02 Mart 2015 Pazartesi 03:43
İmralı heyetinin iktidarla birlikte yaptığı ortak açıklama ve Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yönelik çağrısı, HDP’yi nasıl etkiler?
Çözüm rüzgârı, HDP oylarını arttırır mı azaltır mı?
Malum, bu seçimde yarım puan bile baraj sorunu olan HDP açısından kritik.
Ağustos’ta Selahattin Demirtaş’ın aldığı yüzde 9.7 oy göz önüne alınırsa, HDP tam bıçak sırtında. Son günlerde piyasada saygınlığı olan iki araştırma kuruluşu, Ocak sonu itibariyle HDP’yi yüzde 10 barajının hemen üzerinde gördü.
Peki , Cumartesi günkü açıklama sonrasında HDP oyları ne yönde etkilenir?
Ben Öcalan’ın PKK’ya yönelik çağrısının HDP’yi olumlu etkileyeceğini, şu zamana kadar ”bıçak sırtında” gözüken partinin elinin biraz daha rahatlayacağını düşünüyorum. Daha net söyleyeyim: HDP’nin baraj sorunu, düne nazaran daha az.
Birkaç nedenden dolayı. Birincisi kamuoyu, özellikle de Kürt seçmen, silahların susmasını, 30 yıllık bu çatışmanın durmasını şiddetle istiyor. Çatışmasızlık hali, hem Doğu hem de Batı’da HDP’ye yönelik ilginin artmasına neden oluyor. Seçmen, kalıcı barışa giden yolda katkı sağlayan aktörleri ödüllendirecektir.
İkincisi Türkiye’de şu ya da bu biçimde kendini Kürt kimliğiyle ilişkilendiren (”Ben Kürt’üm”, ”Annem Kürt”, ”Eşim Kürt” vs) seçmen sayısının yüzde 18 civarında olduğu söyleniyor. BDP ve geçmişte Kürt hareketinin uzantısı görüntüsündeki partiler, bu seçmenin sadece yarısının oyunu alabildi. Son yıllarda kalan Kürt oyları çoğunlukla Ak Parti hanesine yazdı. Ancak , bu son açıklama ve HDP’nin “Türkiye partisi” olma hamleleri, daha geniş bir orta sınıf Kürt seçmen bloğu için cazibe merkezi olmasına neden olacaktır.
Ayrıca, Selahattin Demirtaş ve HDP yetkililerinin Ak Parti’ye yönelik kullandıkları sert söylem, aynı Ağustos seçimlerinde olduğu gibi, bu sefer de Türkiye’nin Batı’sındaki sol-liberal-muhalif seçmene cazip geliyor. Her ne kadar Ak Parti muhalifleri zaman zaman ”Öcalan iktidarla anlaştı mı?” gibi bir kuşkuyu dillendirse de, HDP’nin söylem bazında kullandığı sert üslup ve sokaktaki aktivizmi, bu kaygıyı dengeliyor.
Dördüncüsü, HDP’nin elinde önemli bir koz var. Artık HDP temsilcileri bunu açıkça dillendiriyor: ”Ak Parti’yi geriletmenin tek yolu, bizim barajı aşmamız. Aşamazsak başkanlık sistemi gelir.”
Daha da ötesinde, bu hafta sonu itibariyle HDP’nin yeni bir imajı var: Sadece şikâyet eden değil ”sonuç alan” muhalefet partisi olma iddiası. Bunun en somut örneği, Cumartesi günü açıklanan 10 maddelik müzakere başlıkları ve ardından Pervin Buldan’ın dün yaptığı “İç güvenlik paketiyle ilgili bazı değişiklikler yapılacak” açıklaması. HDP, ”Ben sadece Kürt sorununu değil, kıran kırana pazarlıklarla memleketin demokrasi sorununu da çözmeye adayım” diyor. Bu iddia, kendi içinde bir güç algısı içeriyor ve bu yüzden de seçmen açısından test edilmeye değer bir durum.
Bütün bunları alt alta koyunca, akıllıca bir kampanya ve Türkiye’nin Batı’sında ”Kürt partisi” algısını kırabilecek iddialı adaylarla HDP’nin barajı aşabileceğini düşünüyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.