23 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara16°C
  • İzmir13°C
  • Berlin3°C

HAŞİM KILIÇ’IN KONUŞMASI ÖNEMLİYDİ

Nabi Yağcı

04 Ekim 2010 Pazartesi 16:58

Bakıyorum da, “değişmeyen tek gerçek değişimdir” sözünü doğrularcasına “değişimden” söz etmeyen yok gibi artık. Nasıl etmesinler ki, durdukları nokta yerinde durmuyor. Türkiye kocaman bir kazan olmuş fokur fokur kaynıyor. Gerçekler kendi kendilerini ifşa ediyor. Hani JİTEM yoktu? Hani Ergenekon fasa fisoydu? Arif Doğan konuşuyor işte, “JİTEM’i ben kurdum, ruhsatsız silah dağıttım, terörist yetiştirdim” diyor, Diyarbakır’da süren davanın seyri değişiyor. Körün istediği bir göz Allah vermiş iki göz. Daha ne olsun. Ama bakar körlük de var!

“Kırk yıl kaynatırım kaynamaz” türünden olanlar –ne yazık ki solda da olduğu gibi- az değil. Ama kaynayanlarla, kaynamayanlar, değişenlerle değişmeyenler de yan yana duramıyorlar. Numan Kurtulmuş ile Necmettin Erbakan’ın birlikte duramayışları gibi. Ayrışma ve netleşme hızlanacak, öyle görünüyor.

Değişmeyi döneklik diye anlayan, edilmedik laf bırakmayan tüm taifenin kulakları çınlasın... Ama çınlamayı duyarlar mı acaba?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç son konuşmasıyla herkesi şoka etti. Anayasa’daki dokunulamaz denen maddelere de dokunulabileceği sözü birilerini fena halde rahatsız etti. Aslında Haşim Kılıç’ın söylediklerini daha bütünsel olarak pek çoğumuz söylüyorduk, bu anlamda Kılıç bilinmeyen bir şey söylemiş olmadı ama bu sözlerin şok yaratıcı olmasının nedeni Anayasa Mahkemesi gibi her değişime karşı duran bir “ana” kurumun başkanının ağzından çıkmış olmasaydı. Önemli oluşu da bundandı gerçekten.

Kılıç, gelen tepkiler üstüne yaptığı açıklamada “sözlerim yanlış anlaşıldı” dedi ama sanıldığı veya bizde alışıldığı üzere sözlerine açıklık getirdiği açıklaması bir tevil değildi. Tepkilere yanıt verirken de söylediğinin arkasında duruyordu. Gerçekten de konuşmasında Anayasa’nın ilk üç maddesi kaldırılmalı dememişti, bunu demesi beklenemezdi zaten ama dememesi yaptığı konuşmanın anayasa değişikliği tartışmalarında “yol açıcı” önemini ortadan kaldırmıyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, özetle, “Anayasa’nın ilk üç maddesini dondurmak evrensel hukuka aykırıdır” ve “İlk üç maddenin içerik olarak geliştirilmek ve pozitif yönde zenginleştirilmek kaydıyla değişimi söz konusu edilebilir” demişti. Hepsi bu... Fakat bu sözler anayasa tartışmalarını minderin ortasına çekti. Şimdiye dek minder etrafında uzaktan el ense çekiliyordu. Daha önce birkaç kez değindiğim gibi bence de yeni anayasa meselesinin tutulacak halkası, değişikliğin ruhu, özü Anayasa’nın başlangıç ilkeleri ve bu ilk üç maddede yatıyor. Çünkü vesayet rejiminin felsefesi bu bölümlerde çiziliyor ve sonra da 4. Madde’yle, “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” denerek bu zihniyet ve ideoloji zarflanıyor, kapatılıp mühürleniyor.

Haşim Kılıç konuşmasında vesayet rejiminin felsefesini tartışmaya açmadı, dikkat çektiği husus Anayasa’nın bu 4. maddesinin, “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” ibaresinin kendisinin çağdaş demokratik anayasa ilkelerine, teknik hukuk ve hukuk felsefesi açısından ters oluşudur. Kılıç’ın işaret ettiği de budur. Zira kurucu irade bir defalık bir irade olmuş olsaydı anayasa değişiklikleri, yeni anayasalar yapılamazdı, bu irade her tür anayasa değişikliğini yapmaya ehildir. Bu ilke tartışılamaz. Diğerini yani başlangıç ve ilk üç maddenin içeriğini yani bana göre vesayet rejiminin ideolojisini ise çoktandır zaten tartışıyoruz. Resmî tarihin delik deşik edildiği yerde bunların tartışılmaması mümkün müdür?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın bu konuşmasına gelen tepkilere de tarihe kayıt düşmek için işaret etmek yerinde olur. Hükümet Anayasa’nın ilk üç maddesiyle ilgili bir çalışmanın gündemlerinde olmadığını söyleyerek temkinli bir tutum ortaya koyarken MHP ve CHP ise çok sert çıktı, adeta ateş püskürdü.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Devletin milletiyle bölünmez bütünlüğünü, üniter yapımızı, ulus-devlet yapımızı ve Cumhuriyet’in temel niteliklerini kimse tartışmaya ve değiştirmeye cüret etmesin” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ise, “Bir yandan hükümet, Kuzey Irak’a giderek birtakım temaslar yaparken, terör örgütüyle dolaylı olarak temaslar yürütülürken, eşzamanlı olarak Sayın Başkan’ın açıklamasını hükümete bu konuda bir destek olarak yorumlamak mümkündür. Her açıdan talihsiz bir açıklama, bunu düzeltmesini bekliyorum. CHP böyle bir niyete kesinlikle karşı duracaktır” diyerek MHP’den de daha sert tutum sergiledi.

Tek destek ise BDP’den geldi ve Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın açıklamasını bir hukuk insanının yaptığı açıklama olarak olumlu bulduklarını söylediler.

Sözün özü, hayatın dokunduğuna yasaklar çare değildir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.