04 Aralık 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır5°C
  • Ankara4°C
  • İzmir11°C
  • Berlin5°C

HALEPÇE, ROBOSKİ, KOBANİ YA DA KÜRDLERİN DEVLETSİZLİĞİ

Mücahit Bilici-

24 Eylül 2014 Çarşamba 09:44

IŞİD’den kaçan Rojava Kürdleri canlarını kurtarmak için mülteci oluyorlar. Türkiye dışındaki Kürdlerin Türkiye’ye mülteci olarak geldiği geçmişteki en büyük hadise Saddam rejiminin Enfal Operasyonu ve Halepçe Katliamı’ydı. Halepçe, birkaç yıl süren gaddar bir etnik temizlik operasyonunun son demlerinde kimyasal silahla katledilmiş mazlumların toplu ölümü ve medyaya yürek yaralayıcı fotoğraflarla yansıyan kısmıdır. Halepçe’ye gelinceye kadar diktatörlük rejiminin takriben iki yüz bin Kürd’ü sistematik olarak öldürdüğü söyleniyor.

Kürdlerin kaderi hâline gelen mevcut sınırlar, içeren ve koruyan sınırlar değil de nedense parçalayan ve yaralayan sınırlar olageldi. 

Kürdlerin başına böyle devlet eliyle gelen zulümlerin sayısı çoktur. Saddam ve Esed gibi Baas diktatörlerinin katliamları beklenir zulümlerdir. Ancak Kürdlerin Türkiye gibi demokratik bir ülkede bile diğer vatan-daş-larına göre daha kolay öldüklerini görüyoruz. En son Roboski’de devlet 34 Kürd’ü öldürdü. Kazara oldu dedi ama nedamet gösterdiğine, özür dilediğine şahit olmadık. Acaba neden Kürdler azıcık başlarını kaldırdıklarında hastalıklı hayvan gibi itlaf ediliyorlar ve kimse hesap soramıyor?

Halepçe’den Roboski’ye ve bugün Kobani’ye Kürdlerin neden bu kadar kolay öldürüldükleri ve sürüldükleri sorusunun cevabı Kürdlerin devletsizliğidir. 

Sahibi olmadığın devletin, mağduru ve maktulu olursun.Kürdler altında yaşadıkları devletlerin sahibi değiller. Hâlbuki sahibi olmayıp da altında yaşıyorsan, o devlette esirsin. Hürriyet odur ki (buna Allah’a iman da dâhil), senin üstüne, hükmetme makamına, hiçbir şey rızan olmadan gelemesin. Senin olmayan hiçbir devletin gölgesi altında olmayacaksın. Sayın az veya çok olabilir. Hatta tek kişi bile olsan, senin dışındaki milyonların gölgesi altında yaşamaya mahkûm değilsin.

Kürdlerin devletin sahibi olması şarttır. Bu devletin mevcut bir devlet veya müstakbel bir devlet olması arasında hiçbir fark yoktur. Önemli olan mahkûmu olduğun devletin hâkimi olmandır. İnsanı esir tutan hiçbir devletin meşruiyeti yoktur. Üzerinden kalkması hayırdır. Yine, hürriyetinin hizmetine ve iradenin emrine girdikten sonra devletin adı o kadar da önemli olmaz. Devletin adı Türkiye, Kürdistan yahut Kardeşistan olabilir. Fakat Kürdlerin devletin sahibi olması, Kürdlerin eşitliğinin ve egemenliğinin gereğidir. 

Kürdler için devlet, din kardeşinin insafına terkedemeyeceğin kadar önemli görülmeli. Devletin kurbanı olmamak için sahibi olman gerekir. Din kardeşleri çoban iken, Kürtler koyun kalmaya devam etmemeli. Kürtler devlete sahip olma konusunda Türk kardeşlerini örnek almalı. 

İnsan öyle yaratılmıştır ki, özgür olması için, üzerinde kendisinin rızasıyla gelmemiş hiçbir şeyin olmaması gerekir. Allah’a bile rızasıyla iman edip abd olan insana Allah, kendinden başka bir şeye ‘rıza göstermeden teslim ol’ dememiştir. Allah’a iman insanın özgürlüğünün en temel garantisidir. Allah bile insanın rızasına müracaat etmişken, Allah’ın aciz mahlûklarının insan üzerinde tahakküm kurmalarının meşruiyeti yoktur. 

Eğer bir yerde, devlet kaçınılmazsa, onun altındaki herkese ait olması gerekir 

Devleti elde edenlerin kibir ve rahatlığına bakıp ders almalı. Onların haksız rahatlığına değil, o kibirden ve tahakkümden azad olmanın haklı hürriyetine çalışmalı. Devletin hiç kimseye ait olmaması ile herkese ait olması aynı şeydir. Herkesin çoban olduğu devlete demokrasi denir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.