21 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır9°C
  • Ankara15°C
  • İzmir19°C
  • Berlin0°C

HAKAN FİDAN NİKÂH TAZELEDİ

Serpil Çevikcan

11 Mart 2015 Çarşamba 03:50

Başbakanlık ve MİT’ten esen rüzgâr, Fidan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkisinin bir aşınmaya uğramadığı, ‘Sır küpüm’ ifadesine uygun mesainin devam edeceği yönünde.

Başbakan Davutoğlu açısından ise durum biraz farklı. Hakan Fidan’ı aktif siyasetin içinde en çok görmek isteyen Başbakan Davutoğlu’nun ‘buruk’ olduğu belirtiliyor.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan’ın 1 ay önce ayrıldığı koltuğuna dönmesine ilişkin yazılıp çizilecek yorumların kaçınılmaz bileşkesi kuşkusuz şu cümlede yatıyor:

“Ak Parti siyasetinde Tayyip Erdoğan’a rağmen ciddi bir adım atmak mümkün değil.”

“Fidan krizi” olarak nitelendirilebilecek bu 1 ayın tarafları getirdiği noktayı değerlendirirken önce bu cümleyi kurmak, daha sonra işin detaylı arka planına bakmak gerekiyor.

Dün bu satırları yazarken, MİT Müsteşarlığı’nda Başbakanlık Personel Başkanlığı’ndan gelecek yazı bekleniyordu.

Malum, Fidan istifa metnini Başbakanlığa vermişti. Göreve iade için aynı adresten yazılacak, “Görevine geri döndürülmüştür” mealinden bir yazının Müsteşarlığa iletilmesi gerekiyordu. Nitekim akşam saatlerinde Fidan’ın görevine başladığı haberi geldi.

Bu noktada, Danıştay’a da taşınan, Fidan’ın görevine dönemeyeceği yolundaki hukuki tartışma bir yandan yürüyor.

Başbakanlık’tan ve MİT Müsteşarlığı’ndan yapılan yorumlar ise tam tersi yönde.

Buna göre, istifadan sonra memuriyete geri dönüşün şartları belli. Fidan’ınki bir “görevden çekilme.” Seçim Kanunu çerçevesinde değerlendirilmesi zorunlu. Yani 657’ye tabi memurların istifası gibi değerlendirilmesi yanlış.

Fidan’ın görevine geri dönememesinin hukuken tek bir koşulu vardı. Kanuna göre seçimlerden sonra bir ay içinde geri dönme başvurusu yapmayanlar memuriyetten istifa etmiş sayılıyor. Bir başka deyişle, genel seçimin 7 Haziran’da yapılacağından hareketle Fidan, 7 Temmuz’a kadar geri dönme talebinde bulunmasaydı istifa etmiş sayılacaktı.

Zorla geri dönmedi

Sonuçta Fidan bıraktığı yere geri dönmüş oldu. Tayyip Erdoğan gibi liderlik karizması tartışılmaz bir isme karşı, “Yoruldum, MİT Müsteşarlığı görevini bırakıyorum, şansımı siyasette deneyeceğim” diyebilmenin çok ciddi gerekçeleri olduğuna kuşku yok.

7 Şubat’tan önceki güne kadar bu gerekçelerin devlet katında ne ölçüde giderilebildiğini bilmiyoruz ancak Hakan Fidan’ın yakın çevresinden yansıyan havaya bakıldığında bir bumerang durumu olmadığı anlaşılıyor. Bu havayı şöyle özetleyebilirim:

MİT Müsteşarlığı gibi Türkiye’nin en güçlü koltuğunu bırakmayı göze alan Fidan, yaşanan sürecin sonunda, “Zorla geri döndürüldü” yorumlarından rahatsız. MİT Müsteşarlığı gibi kritik bir görevin, bu kadar yakıcı bir gündemde birilerinin zoruyla sürdürülmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Adaylık başvurusunu geri almaktan dolayı bir pişmanlık duymuyor. İçi rahat, kararının arkasında.

Devlet adına tercih

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Fidan’ın MİT Müsteşarı olduğu bir Türkiye’nin daha güvenli olacağını özel sohbetlerinde açıkça söylediği belirtiliyor. Erdoğan’ın, son olarak kırgın olduğu yolundaki ısrarlı değerlendirmeleri Fidan açısından bir yol ayrımını ifade etmiş. Cumhurbaşkanı’nın bu değerlendirmesinin ardından MİT Müsteşarlığı’na geri dönmek ya da artık siyaseti de düşünmemek arasında bir tercihle baş başa kalan Fidan’ın, “devlet adına bir tercih yaptığı” vurgulanıyor.

Fidan’ın kendisinin istemediği bir sonuçla baş başa kalmadığı, yıpranmış bir bürokratın vefa duygusuyla atandığı bir makamın söz konusu olmadığı, kendi tercihiyle geri döndüğü makamın MİT Müsteşarlığı olduğuna işaret ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “MİT Müsteşarlığı benim için 20 bakanlıktan kıymetli” sözü hatırlatılıyor.

Adaylığını geri çekmesinin, genel olarak iktidar partisi, özelde Başbakan Ahmet Davutoğlu açısından kritik öneme sahip olan 7 Haziran seçimleri süreci ve hemen sonrasında muhalefete malzeme oluşturacak nitelikte dedikodu, şayia ve sürtüşmeye yol açması olasılığının Fidan’ın kararında en önemli faktörlerden biri olduğu belirtiliyor. Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında bir ihtilaf noktası olarak yansıtılmasının kararının önemli gerekçelerinden biri olduğu kaydediliyor.

Özel olarak paralel yapıyla mücadele ve çözüm süreci, genel olarak güvenlik ve istihbarat bürokrasisi bağlamında Fidan’ın yerine gelecek kişinin bulunamaması da önemli bir gerekçe. Bu noktada, Erdoğan’ın özellikle paralel yapıyla mücadele konusundaki hassasiyetinin altı çiziliyor.

Gerekçeleri anlaşıldı

Fidan’ın MİT Müsteşarlığı gibi bir makamdan istifa etmesinin gerekçelerinin, geride kalan 1 aylık sürede anlaşıldığının özellikle altı çiziliyor. Güvenlik bürokrasisinin zaman zaman siyaset tarafından doğru şekilde yönlendirilmesinin ya da yönlendirilememesinin MİT üzerinde yarattığı yüke dikkat çekiliyor. Fidan’ın, “Yoruldum” ifadesinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği, bu ifadeye yol açan ciddi gerekçelerinin bulunduğu kaydediliyor. Bu süre içinde, söz konusu gerekçelerin devlet katına anlatıldığı, Fidan’ın kaygılarının anlaşılmasının getirdiği bir rahatlıkla görevine döndüğü, bir anlamda “nikâh tazelediği” belirtiliyor.

Muhalefet tarafından eleştiri konusu yapılan, “Yoruldum” ifadesinin maksatlı olarak işlendiği, yakın çevresinde, “Çalışma odasının ışıkları hiç sönmez” diye tarif edilen ve “işkolik” olarak tanımlanan Fidan’ın bu ifadesinin yanlış anlaşılmasından rahatsız olduğu kaydediliyor.

Davutoğlu buruk

Başbakanlık ve MİT’ten esen rüzgâr, Fidan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkisinin bir aşınmaya uğramadığı, Erdoğan’ın, “Sır küpüm” ifadesine uygun bir mesainin kaldığı yerden devam edeceği yönünde. Davutoğlu açısından ise durum biraz farklı. Fidan’ı aktif siyasetin içinde en çok görmek isteyen, istifası için teşvik eden Başbakan’ın, geri dönme kararı bir uzlaşmayla alınmış olsa da “buruk” olduğu belirtiliyor.

Sonuçta, bir aydır MİT Müsteşarlığı’na vekâlet eden İsmail Hakkı Musa Müsteşar Yardımcılığı görevinde devam ederken, Fidan Musa’nın hiç taşınmadığı odasına geri dönmeye hazırlanıyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.