23 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara10°C
  • İzmir19°C
  • Berlin3°C

GÜNEY AFRİKA'DAN KÜRT MESELESİNE (1)

Ali Bayramoğlu

02 Mayıs 2013 Perşembe 08:36

İkinci dünya savaşı sonrasının ayrımcılık, baskı, utanç açısından önde gelen ülkesiydi Güney Afrika. 1948 yılında uygulanmaya başlanan apartheid, ırk ayrımı politikası, beyaz ve renklilerin yaşam alanlarını ayırıyor, haklarını hiyerarşik olarak tanzim ediyor, renkliler içinde bile birden çok kategori yaratıyordu.

Bu rejim yıllar süren iç çatışma, vahşet ve mücadele sonrası, 1990'ların ortalarından itibaren kırılmaya başladı.

1991'de Appartheid rejimi yıkıldı. Ülkede iç barış için hakikat komisyonları kuruldu. Ve yeni demokratik düzen yeni anayasayla taçlandırıldı.

Toplumsal öykü çok farklı olmakla birlikte, Güney Afrika modeli, çatışma çözümünün tüm ülkeyi kuşatması, yeni bir toplumsal mutabakata ihtiyaç göstermesi ve bir anayasayla sonuçlanması açısından, Türkiye'ye, Türkiye'de Kürt meselesine açık gönderme yapan örneklerden birisidir.

Cap Town'a Salı sabahı erken saatlerde indik.

Heyette, benim dışımda, AK Parti (Mehmet Tekelioğlu, Nursuna Memecan, Burhan Kayatürk), BDP (Nazmi Gür, Ayla Akat, Ertuğrul Kürkçü), CHP (Sezgin Tanrıkulu, Levent Gök) milletvekilleri, Ahmet İnsel, Mithat Sancar, Cengiz Çandar, Kerim Yılmaz, Bejan Matur, Yılmaz Ensaroğlu, Hatem Ete, Havva Gök bulunuyor.

Şüphe yok, her ülkenin yoğurt yeme biçimi değişik, dinamikler, koşullar, imkanlar farklı olur.

Ancak öte tarafta uluslararası deneyim de kurumlarıyla, metodlarıyla, sonuçlarıyla önemli bir deneyim havuzu içinden ihtiyacınız olanı seçebileceğiniz bir alet kutusu oluşturur.

Yaptığımız gezinin amacı da tahmin edileceği gibi, Güney Afrika modelini yerinde görmek, tarafları ve mimarlarıyla tanışmak, gelişmeleri onlardan dinlemek ve kendi ülkemiz için dersler, sonuçlar çıkarmak…

Anlamak ve bu sonuca varabilmek için önce Güney Afrika'nın öyküsüne göz atmakta fayda var.

11 farklı kabile yaşar Güney Afrika topraklarında… Bu kabilelerin öyküsü sert bir sömürgeleşme öyküsüdür.

Bölgeye 17. yüzyılda protestan Hollandalı, Fransız ve Almanlar yerleşir. 'Boer'ler bilinen topluluk oluşturarak ülkeye hakim olurlar.

Kıymetli madenler, Batı Afrika'ya açılan yollar, Cap ve Kahire bağlantısı iştah kabartıcıdır. Nitekim İngiltere Güney Afrika'yı kendi egemenlik alanlarından biri kılmaya çalışır.

Ve ülke 100 yılı aşkın bir süre Boerler-yerli halk, İngiltere-Boerler ve İngiltere-yerli halk arasındaki kanlı egemenlik mücadelelerine sahne olur.

Güney Afrika 1910 yılında Boerlerin egemenliğinde bağımsızlığa kavuşacaktır.

Ancak ne egemenlik!

Boerler, bu egemenlik çerçevesinde, tarihin en acımasız sistemlerinden birisini kurarlar. 1948 yılında hükümet Appartheid'i (ayrımcılık) ilan eder. 1959 siyah ahaliye, Bantulara pasaport taşıma zorunluluğu getirilir. Şehir merkezlerine giremezler, kendilerine ayrılan bölgelerde yaşamak, takdir edilen işleri yapmak zorundadırlar.

Siyahların örgütlenmesi ve tepkisi gecikmez, Afrika Ulusal Kongresi (Bantuların partisi) mücadeleye başlar.

1960'ta pasaport yasasına karşı yapılan miting sırasında gerçekleşen, 60 kişinin ölümüyle sonuçlanan Sharpeville katliamı, 1964'te AUK'nin başkanı Mandela ve 7 yöneticisinin tutuklanıp, ömür boyu hapse mahkum edilmesi, 1976 Boerlerin Afrikan dilinin okullarda zorunlu dil olmasına karşı Saweto'da ayaklanmaları bu mücadelenin kritik anlarını oluşturur.

80'lerin sonunda çatışmalar tahammül edilmez noktaya gelir ve çözüm arayışları kendisini dayatır. 1989'da Klerk'in cumhurbaşkanı olmasından sonra örgütlenmeye ilişkin kimi yasaklar kaldırılır.

1990'da, 27 yıllık hapis hayatından sonra Mandela serbest bırakılır.

Aynı yıl hükümet ve AUK arasında müzakereler başlar.

1991 yılında Appartheid rejimi kaldırılacak, 1994 yılında Mandela cumhurbaşkanı seçilecek, aynı yıl kurulan anayasal meclis iki yıl içinde eşitlikçi yeni anayasayı hazırlayacaktır.

Bizi ilgilendiren sorular şüphe yok ki daha çok şunlardır:

Nasıl ve hangi aşamalarla?

Birkaç gün boyunca bu soruların yanıtlarını yapacağımız görüşmeleri temasları merkez alarak aktaracağız.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.