23 Kasım 2024
  • İstanbul19°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara11°C
  • İzmir19°C
  • Berlin2°C

GÜLŞEN ORHAN'DAN İFTİRALARA YANIT

Hilal Kaplan

07 Eylül 2011 Çarşamba 08:34

Son yazımda "Sivillere özen" başlığı altında operasyonların durması için Hakkâri sınırında yapılan eylem sırasında hayatını kaybeden Van İl Genel Meclisi üyesi Yıldırım Ayhan'dan bahsetmiş, benzeri vahim olayların tekrarlanmaması için çağrıda bulunmuştum. 

Bu hafta Ayhan'ın anıldığı İl Genel Meclisi'nde, Meclis Başkanı Semiha Varlı üç ay önce Ak Parti Van milletvekili Gülşen Orhan'ın Ayhan'ı tehdit ettiğini iddia edip şöyle demiş: "Gülşen Orhan'a soruyoruz sen mi vurdun, yoksa Başbakan'ın mı yoksa ortak karar mı aldınız arkadaşımızı vurmakta?" 

BDP, umduğu kadar kitlesel eylemlere imza atamadığından olsa gerek bu tür provokatif söylemlere tevessül ediyor. Semiha Varlı, bu iddiasını kanıtlayamadığı müddetçe, arkadaşının hatırası üzerinden siyasî rant devşirmeye çalışan bir müfteridir. Bu vesileyle Gülşen Orhan'ın iftiralara cevap niteliğindeki basın açıklamasını paylaşıyorum. Bu açıklama sadece iftiralara yanıt vermekle kalmıyor, bölgede siyaset yapmaya çalışan Ak Parti'li vekillerin yaşadığı zorlukları da sarih biçimde anlatıyor: 

05.09.2011 tarihinde yapılan Van İl Genel Meclisi toplantısında, geçtiğimiz günlerde bir gaz fişeğinin isabet etmesi neticesinde hayatını kaybetmiş olan İl Genel Meclisi üyesi Yıldırım AYHAN' la ilgili yapılan konuşmalar sırasında, meclis başkanı tarafından ismim de zikredilmek suretiyle olayın faturası tarafıma kesilmek istenmiştir. Bu olay malzeme yapılarak, yaşanan gergin ortamın, hedef gösterilmek suretiyle daha da fazla gerilmesinin amaçlandığı açıktır. 

Yaşanan bu vahim olay ile ilgili gerekli adli ve idari incelemeler devam etmekte olup, bir kişinin hayatını kaybettiği olayda olası kast veya taksirin mutlak surette cezalandırılacağı beklentisi içindeyim. 

Buna rağmen öteden beri gerginlikten beslenen bir cenah, yaşanan bir vahameti es geçmemiş, bu olayı da provoke etmeye çalışmış, insanları kişilere ve kurumlara karşı galeyana getirme azmini yeniden göstermiştir. Bu yeni bir şey değildir. Son da olmayacağı kesindir. 

Şahsın tarafıma atfettiği iddiaların tamamı iftiradır. Kaldı ki herhangi birini tehdit etmek şöyle dursun, bana yapılan tehditleri bile, gerginliğe malzeme olmaması kaygısıyla bu güne kadar örtbas ettim, sakladım. Buna rağmen kendileri sarf ettikleri tehdit mevzusunu ispatlamakla sorumludurlar. 

Adına siyaset yaptıkları topluma tercüman olmayı başaramamış, hiçbir konuda siyaseten kendini ispatlayamamış insanların, siyaset yaptıkları yapı içerisinde yükselme ve bulundukları yeri korumaya dönük bu tür çirkin siyaset oyunları, halkımızın ilk defa şahit olduğu bir durum değildir. Ancak bu siyasetlerini, gençlerimizin kanının aktığı bir savaşın ateşiyle yürütmeyi vicdanlarına nasıl kabul ettiriyorlar, bunu bir türlü anlayamıyorum. 

Yıldırım AYHAN' la hiçbir zaman hiçbir yerde tek kelime dahi muhataplığım olmamıştır, kaldı ki tehdit edeyim. Ve hayatım boyunca hiç kimseyi de tehdit etmiş değilim. Yıldırım AYHAN'ın ölümüne de son derece üzüldüm. 

Ancak Yıldırım AYHAN gibi gençlerin ölümü üzerinden siyaset yapanlara birkaç soru sormak zorunluluğu hasıl olmuştur: 

Sizler ne zaman ağzınızdan düşürmediğiniz ve her kelimenizin önüne taktığınız "demokratik siyaset"i yapmaya başlayacaksınız? 

Ne zaman insanları, iftira ve yalanlarla itham etmekten vazgeçeceksiniz? 

Ne zaman insanların yolunu kesmekten, tehdit etmekten, zorlayıp sindirmeye çalışmaktan vazgeçeceksiniz? 

Diğer partilere mensup İl Genel Meclisi üyelerini istifaya davet ederek, istifa etmeyenleri cinayete ortak ilan etmek siyaseten sindirmek değil midir?

Bizler sizin düşmanınız değiliz, Kürt Halkı'nın, Türkiye'de yaşayan diğer vatandaşlar gibi, tüm haklarının meşruluğunu savunan ve çalışan rakip siyasetçileriz.

Bugün sivil siyasetin her zamankinden çok daha hakim olduğu bir Türkiye varken, bu sonuca Ak Parti ile birlikte ulaşılmışken, bu gidişe ve yeni bir anayasaya daha fazla destek vermek gerekirken, sizin Ak Parti'ye, bizlere bu denli düşmanlık etmenizin nedenini açıklayabilecek misiniz? 

Yaklaşık bir asır boyu Kürtler'in, dindarların ve diğer bütün ötekileştirilmiş vatandaşların ensesinden inmeyen devlet zihniyeti yerine, bugün halkın iradesini binbir zorlukla güçlendirmeye çalışan Ak Parti ve mensuplarına olan kin ve nefretinizin nedeni nedir? 

Ak Parti olmazsa, Türkiye Kürtler için çok mu güllük gülistanlık olacak? 

Sayın Semiha VARLI, benim kimseyi tehdit etmediğimi, aksine defalarca, sizin diğer meclis üyelerinizce, partililerinizce, yayın organlarınızca ve sınır ötesi hatlarınızca tehdit edildiğimi adınız gibi biliyorsunuz. 

Tehdit ettiniz, iftira attınız, ahlak dışı haberlerle kirletmeye çalıştınız olmadı. Olmaz da! 

Bütün bunlara rağmen beni ve arkadaşlarımı partililerinize açık hedef göstermekle doğru bir şey yapmıyorsunuz. Böyle bir hedef göstermenin neticesinde bana, aileme ve arkadaşlarıma gelecek bir saldırının bütün sorumluluğu sizindir. Böyle bir sorumluluğu üstlenebilecek misiniz? 

Sizin gibi düşünenlerden başka hiç kimsenin siyaset yapmadığı bir siyaset arayışı Türkiye'nin ve Kürtlerin onca zulüm gördüğü tek parti rejimini çağrıştırmıyor mu size? 

Muhakkak ki bu acı günler halkın sağduyusu, gerçekten barış arzusu ve çabasıyla geride kalacaktır. 

Umarım o gün geldiğinde bu halk sizlerin de barışı, kardeşliği, demokrasiyi canı gönülden istediğinizi zikreder. 

Yaşanan gergin ortamın durulması, ülkemizin ve bölgemizin barış ve salahiyet ortamına kavuşması için iktidar partisi milletvekili olarak üzerime düşen her şeyi yapacağımı, ayrıca bu iftira ve açık hedef göstermelerle ilgili hukuki ve adli haklarımı kullanacağımı bildirir, herkesi iftira, provokasyon ve hedef göstermelerden vazgeçmeye, kan ve savaşın durması için üzerine düşeni yapmaya davet ederim. 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Gülşen ORHAN
Van Milletvekili

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.