GERİLLA MERKEZİNE DOĞRU…
Ali Bayramoğlu
24 Haziran 2015 Çarşamba 07:47
* Malina/Filipinler
Seçimler farklı sonuçlarla bitseydi, AK Parti tek başına iktidar kuracak çoğunluğa ulaşsaydı, muhtemelen şimdi içinde olduğum heyet farklı isimlerden oluşacaktı. Malina'ya AK Parti, CHP ve HDP'den ikişer milletvekiyle gelmiş olacaktık. Onlar yerine aramızda bu partilerin Ayla Akat, Nursuna Memecan, Nazmi Gür, Melda Onur, Alaattin Yüksel gibi eski milletvekilleri var. Heyetin diğer üyeleri Kadir İnanır, Sevtap Yokuş, Yılmaz Ensaroğlu, Erol Katırcıoğlu, Kezban Hatemi, Fadime Özkan, Kerim Yıldız, Esra Elmas.
Bu, yeni bir DPI gezisi.
Amaç her zaman olduğu gibi Türkiye'de Kürt meselesine, çözüm sürecine faydalı olabilecek, ufuk açacak deneyimlere temas etme, çatışma çözümlerini yerinde gözleme.
Gözlem yerimiz bu kez Filipinler'in güneyi.
Müslümanların yoğun olarak yaşadığı Mindanao ve Sulu takımadaları bölgesinde onları temsil iddiasında olan ve bağımsız bir devlet kurma amacını güden silahlı gruplarla yaşanan çatışmalar ve bu çatışmalara müzakere yoluyla çözüm bulma çabaları.
Çatışmalar 50 yıllık. 1970'li yılların başında patlak vermiş. Aradan geçen zaman içinde çeşitli uzlaşmalar sağlanmasına ve özel otonom bölgeler kurulmasına rağmen, silahlı grupların varlığı sürüyor ve bazı Müslüman gruplarla hükümete bağlı güvenlik güçleri arasında çatışmalar devam ediyor.
Çatışmanın kökenleri ise 16. yüzyıla kadar uzanmakta.
2013 tarihli “Güney Filipinlerde Barış İhtimali ve Karşılaşılan Engeller” başlıklı DPI raporuna birlikte göz atalım:
İspanyollar Filipinler'e geldiği zaman takımadalarının Müslüman dünyaya dahil olma süreci başlamış ve Hindistan Okyanusu ve Güneydoğu Asya'daki diğer Müslüman ülkelerle ilişkiler kurulmuş durumdaydı.
Ülke İspanyol sömürgesi haline gelince, İspanyollar Müslüman Mindanao bölgesinde güvenliği artırılmış yerleşim yerleri kurmaya başlarlar. Yerleşim yerleriyle birlikte kiliseler inşa edilir. Bu kiliseler hem misyonerlik çalışmaları yürüterek insanları Hristiyanlığa yöneltmişler, hem sömürgelerin takımadalardaki kontrol merkezleri işlevini görmüşlerdir.
Mindanao bölgesinin merkezi ve Sulu takımadaları ise sömürge yönetimi ve misyonerlik alanının dışında kalmış. Bu bölgeler 17. , 18. ve 19. yüzyıllar boyunca İslami kurallar çerçevesinde sultanlıklar tarafından yönetilmiş.
20. yüzyıla girilirken ABD'nin ülkeyi işgal etmesinin ve sömürgeleştirmesinin ardından ise bu takımadaların yer aldığı güney bölgesi tarihte ilk kez ülkenin bir parçası olarak bütüne dâhil edilmiş. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Müslümanların çoğunlukta olduğu Mindanao ve Sulu bölgesi pasifleştirilmiş ve Amerika'nın askeri idaresi altında bir 'Moro' bölgesi kurulmuş.
Ülkenin 1946'da bağımsızlığına kavuşmasından sonra ise ülkenin güneyindeki bu bölge, Katolik çoğunluğun dışında kalan ve ülke nüfusunun yüzde 5'ini oluşturan Müslümanların yaşadığı yoksul yer haline gelmiştir.
Daha sonra öykü Müslümanların adım adım Hristiyanların ipoteği altına girmesiyle, sınıfsal, eğitimsel, ekonomik eşitsizliklerin artması ve hak ihlallerinin yoğunlaşmasıyla devam eder.
Sorunun özü budur.
1960'ların sonuna gelindiğinde Müslüman ve Hristiyan topluluklar arasındaki çekişmeler ilk kez ciddi gerginliklere yol açar. Ve 1969 yılında Filipin Üniversitesi'nden Prof. Nur Misuari liderliğinde ise Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi (MUKC) kurulur. MUKC Müslümanlar için, bağımsızlık talebinde bulunan ve bu amacı gerçekleştirmek için hükümete karşı gerilla savaşı başlatan oluşum olarak ortaya çıkmıştır.
1970'lerin ortalarına gelindiğinde ise güney bölgelerdeki bu çatışmalar bir savaş halini alacaktır. Filipin ordusunun yüzde 85'i bu bölgeye kaydırılmış ve yaşanan çatışmalarda 50.000'den fazla insan hayatını kaybederken, yerel halkın binlercesi de zorla göç ettirilmiştir.
İki gündür Malina'dayız..
Yarın söz konusu bölgeye geçiyoruz, ordu birlikleri ve gerillalarla görüşmeye...
Öykünün devamını oradan yazacağız…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.