24 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara-1°C
  • İzmir5°C
  • Berlin5°C

GENELKURMAY, BAŞBAKAN VE MEDYA...

Ahmet Altan-

21 Kasım 2009 Cumartesi 15:33

Bu ülkenin ezilen insanları...

Ne yapacak, nereye gidecek, kime sığınacaksınız?

Sizi kuşatan bu büyük sessizliği nasıl kıracak, sesinizi nasıl duyuracak, çocuklarınızın hayatını nasıl kurtaracaksınız?

Sahte kavgaların suskun figüranları olarak birbirinize düşmanlık edip “efendilerinizin” oyunlarında, sadece onlar istediğinde alkış mı tutacaksınız?

Bu ülkede, birbirinizden başka sığınacak kimseniz yok.

Çocuklarınızı öldürmek için planlar yapıldığında bile bunu sizden saklamaya çalışıyorlar.

Bunu görmüyor musunuz?

Bugüne dek karşılaştığımız en korkunç, en vahşi, en insafsız plan ortaya çıktığında üzerinize kapanan ağır kapılara çarptığınızda ne hissediyorsunuz?

Orduda dehşet verici bir cuntanın planları yakalandı.

Koç Müzesi’nde “ziyaretçi çocukları öldürmek için” bomba koydukları anlaşıldı.

Cuntanın planlarında söz edilen müzede o “bomba” bulundu.

Eğer cunta ortaya çıkarılmasaydı o bomba patlayacak ve tahmin edemeyeceğimiz kadar çocuk ölecekti.

Cuntanın planlarında yer alan bir krokide gösterilen “cephanelikler” Poyrazköy’de ele geçirildi.

Genelkurmay, bu cuntadan haberdar edildi.

Bu cuntanın yöneticileri arasında “üç paşa” bulunduğu planlarda yazıyordu.

Üyeleri de üst rütbeli subaylardı.

Peki, Genelkurmay, cinayet planları hazırlayan bu cuntayla ilgili ne yaptı?

Aralarından birisi emekli oldu, diğerleri görevlerinde duruyor, bazıları ise çok önemli mevkilere getirildi 30 ağustosta.

Cunta üyelerinin bazıları sivil mahkemelerde tutuklanıyor ama bu insanların “askeriyedeki” mevkileri zırh gibi sapasağlam.

Genelkurmay hiçbirini “açığa” almadı.

Onlar hakkında bir “soruşturma” yaptığını bile söylemedi.

Peki, ne yaptı?

Bu cinayet planlarını yayımlayan Taraf Gazetesi için “suç duyurusunda” bulundu.

“Suçlu” ordunun içinde ama ordu bizim hakkımızda suç duyurusunda bulunuyor.

Cunta üyelerine dokunma, cunta üyelerini soruşturma, onları açığa alma, bazılarını önemli görevlere getir sonra da cuntayı açıklayan gazeteyi susturmak için “suç duyurusunda” bulun.

Genelkurmay işini yapmıyor.

Biz işimizi yapıyoruz.

Ve, bizi susturmak istiyor.

Bizi susturmak için harcayacakları enerjiyi cuntaları ortaya çıkarmak, cinayet planlarını engellemek, darbecileri ayıklamak için harcasalar daha iyi olur bence.

Artık “asker” olmalarının zamanı gelmedi mi?

Bu kadar disiplinsiz, içinde bu kadar çok suçlu barındıran bir ordu olabilir mi?

Ya “sivil” başbakan... O ne yapıyor?

Devleti yönetmekle görevli olan başbakan, yönettiği devletin ordusunda ortaya çıkan cuntayla ilgili ne tür idari tedbirler alıyor?

Bu cuntaların hesabını soruyor mu?

Dünyanın hangi ülkesinde, ordunun içinde böylesine korkunç bir cunta ortaya çıktığında başbakan, savunma bakanı, genelkurmay başkanı susabilir?

Bu insanların kendi halklarına karşı bir sorumlulukları yok mu?

Başbakan susuyor, sadece susmakla kalmıyor bir de bizi susturmaya kalkıyor.

“Olay yargıya intikal ettiyse bunu kurcalamaya ne gerek var” diyor, “bir gazetede kampanya var. Bu kampanyalar kurumlarımızı zedeliyor, yıpratıyor” diyor, “tahrik ediyor, tahrip ediyor ve biz bunları doğru bulmuyoruz” diyor.

Başbakan bize “niye kurcalıyorsun” diye sormayacak, bu onun işi de değil, haddi de değil, o “neden kendisinin kurcalamadığını” anlatacak halkına.

Bu ülkenin başbakanı o.

Yönettiği ülkenin ordusunda cunta çıktığında bunun gereğini yapmak onun işi.

Cuntaları halktan gizlesin diye getirmedi insanlar onu o makama, cuntaları ortaya çıkarsın, “kurcalasın” diye getirdi.

Kurcalamaya kendi cesareti yetmiyorsa, bıraksın cesareti yetenler kurcalasın.

Biz, onun “siyasi hesaplarına” göre gazetecilik yapmayacağız, o “gerçeklere” göre başbakanlık yapacak.

Ya medya...

Dünkü gazetelere bir bakın, çocuklarınızı öldürmek için planlar yapan cuntayla ilgili kaçında haber var?

Kaç televizyon verdi bu haberi?

Çocuklarınızı öldürmek isteyen cuntanın haberini size kaçı duyurdu?

Askerî bir medya, çoktan cuntanın yanında yer aldı.

Bu ülkenin ezilen insanları...

Kürtleri, dindarları, Alevileri, solcuları, demokratları, liberalleri...

Bu kuşatmayı nasıl yaracaksınız?

Nereye gidecek, ne yapacak, kime sığınacaksınız?

Bu insafsız oyunda birbirinizden başka sığınacak kiminiz var?

Kiminiz var gerçekten?

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.