30 Ekim 2024
  • İstanbul16°C
  • Diyarbakır14°C
  • Ankara10°C
  • İzmir19°C
  • Berlin14°C

FİLİSTİN MESELESİ KÜRT MESELESİNE KARŞI!!!

Hakan Albayrak

11 Ekim 2009 Pazar 20:55

Birkaç gün arayla Gazze ve Kudüs'ü yazdım ya, bazı arkadaşlar buna çok bozulmuşlar.

Filistinlileri bırak, Kürtlere bak!” diyorlar…

Türk devletinin insan hakları ihlalleri bitti mi ki İsrail'le uğraşıyorsun?” diye soruyorlar…

Camdan evi olanın başkasını taşlayamayacağını filan söylüyorlar…

Kürt meselesine kayıtsız kalan bir yazar mıyım?

Değilim.

Hatta, “Kürtçü” damgası yiyecek kadar çok yazıyorum Kürt meselesini.

Ama bu arkadaşlar istiyorlar ki yalnızca Kürt meselesi yazılsın, bu mesele çözülünceye kadar başka hiçbir meseleden bahsedilmesin.

Yalnızca Kürt meselesi” de değil; yalnızca TÜRKİYE'DEKİ Kürt meselesi.

Çünkü Irak'taki Kürdistan Bölge Yönetimi ile yakınlaşmayı savunduğum yazılara bile “Sen önce Türkiye'deki Kürtlerle yakınlaşmaya bak!” diye tepki gösterebiliyorlar.

Gelecek hafta, Türkiye-Suriye sınırında düzenlenmesi planlanan önemli bir imza töreni münasebetiyle, yine “Türkiye-Suriye Birliği”ni yazacağım inşaallah; o zaman da “Sen önce içerideki birliği sağlamaya bak!” diyenler çıkacaktır.

Sorsan belki Kemalizm'e karşı olduklarını söyleyecekler, ama “Dışarıdaki meseleleri boşver!” tavrı kesinlikle Kemalist bir tavır.

Edirne'de başlayıp Kars'ta biten (veya Kars'ta başlayıp Edirne'de biten) bir 'ülke algısı' bana göre değil.

İngilizlerin ve Fransızların çizdiği –Kemalizm'in de içselleştirdiği ve bizden içselleştirmemizi istediği- sınırlara istinaden yapılan “iç mesele” / “dış mesele” ayrımını reddediyorum.

Türkiye'deki Kürt meselesini, Irak'taki Kürdistan Bölge Yönetimi'ni, Filistin'i, Türkiye-Suriye yakınlaşmasını, Irak'la imzalanan Stratejik İşbirliği Konseyi Anlaşması'nı vs, vs, vs yazarken hep AYNI ŞEYden bahsediyorum ben:

Gâvurun çizdiği fiziksel ve psikolojik sınırlarla bölünüp parçalanmasını içime sindiremediğim, kavmiyetçiliği ve ulus devletçiliği yakıştıramadığım, “aynı vücudun uzuvları gibi olan” halklarının ayrılığını-gayrılığını kabullenemediğim Dicle-Fırat havzasının ve genel olarak da İslam dünyasının selametini.

Bu 'yapısal' bir mesele.

Meselenin sadece bir cüzüyle ilgilenip öbür cüzlerini ihmal ederseniz 'yapı' çöker.

Önce kendi içinizde çöker.

Sıradan bir 'ulusçu' olup çıkarsınız.

Yeni Şafak

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.