21 Aralık 2024
  • İstanbul13°C
  • Diyarbakır3°C
  • Ankara6°C
  • İzmir16°C
  • Berlin7°C

EVREN’İN YASINI TUTANLAR

Fehim Işık

13 Mayıs 2015 Çarşamba 01:27

Evren öldü ya herkeste bir telaş! “Hakkımızı helal etmiyoruz,” “Allah rahmet etmesin,” “Kötü Bilirdik,” diyenler peşpeşe meydana çıktı. Kimler yok ki bu koronun içinde. Evren’in yargılanmasına siper olanlar, zamanında Evren’in bir dediğini iki etmeyip önünde el pençe divan duranlar, 12 Eylül’ün yargılanması için iddianame hazırlayan rahmetli Sacit Kayasu’nun başına olmadık iş getirip onu meslekten ihraç edenler, kısacası Evren’in politikaları ile yaşamı insanlara zehir edenler bile Evren’in ne kadar kötü biri olduğunu yazmaya çizmeye, açıklamaya başladılar. Merak ediyorum, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nin kasabı Esat Oktay Yıldıran bugün sağ olsaydı, Evren için o ne derdi acaba? Yoksa o da mı “kötü bilirdik” diyenlerin korosuna katılırdı?

İşin ironisi bir yana; bugün, Evren’e sahip çıkamamanın nedenini daha iyi biliyoruz. Aklı hala Evren’in politikalarında olsa bile Evren’e sahip çıkacak cesarete sahip olamamaktır, asıl neden. İşte tam burda, “Kötü bilirdik” diyenlerin samimiyeti de kendini gösteriyor. Onu hiç kabullenmeyenler, onu bugün de affetmeyip 12 Eylül faşist yönetiminden hesap sorulmasını isteyenler, hiç kuşku yok Evren faşizmine karşı direnişe 12 Eylül sabahı başlayanlardır. Altını bir daha çizelim; bu kesim dışındakilerin Evren’i sahiplenecek cesarete sahip olmaması da bu bedeli ağır direnişin ürünüdür.

Peki, bu durumu nasıl değerlendirmek gerekir? Her şeye rağmen, olumlu değerlendirmek gerekir çünkü diktatörlüğe soyunanların bile ölen bir diktatöre sahip çıkamaması aynı zamanda direnenlerin haklılığının ve gücünün göstergesidir.

Peki, bugün Evren’e sahip çıkmaya cesaret edemeyen korosundakiler ya da bu korodakilerin beslendiği gelenekler geçmişte ne yaptı? Şimdi ne yapıyor?

Önce iktidarı oluşturan AKP...

AKP, Milli Görüş geleneğinin gömlek değiştirmiş kadroları tarafından kuruldu. 1994’ten bu yana yerel iktidarlarda, hükümet ortaklıklarında yer aldılar. Yani 12 Eylül daha 14 yaşındayken ülke yönetimi ile etkin bir biçimde yeniden tanıştılar. Son 13 yılı kesintisiz olmak üzere 21 yılı inişli çıkışlı iktidar dönemlerinde bunlar Evren’in yaptığı neyi değiştirdiler? Haksızlık etmeyelim, değiştirdikleri oldu. Kendilerine dokunan her şeye dokundular, işlerine yarayan her şeyi ise katmerli bir biçimde pekiştirdiler. Zorunlu din dersini getirmişti Evren, yaygınlaştırdılar; seçim barajını getirmişti Evren, bugün HDP barajı geçer ve hasbelkader bunlar tekrar iktidar olursa gelecek seçimde barajı % 15 yapar yine indirmezler; YÖK’e karşı olduklarını söylerlerdi, YÖK’ü tekellerine alıp tahkim ettiler; Ordu politikalarının sözcülüğünü yaptığı dönemde Diyanet’in kaldırılmasını savunurlardı, şimdi maşallah tepe tepe kendileri kullanıyor...

Peki, CHP farklı mı? CHP, Cumhuriyet’in kuruluşundan 2007-2008’lere kadar gizli de olsa hep iktidardı ama iktidarın nimetlerinden esasen 12 Eylül daha 11 yaşındayken, yani 91 yılından itibaren bir kez daha aleni bir biçimde yararlanmaya başladı. CHP de, ne YÖK’e el attı, ne Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirdi, ne Anayasa’ya dokundu, ne zorunlu din dersine, ne de Diyanet’e yan gözle baktı. Tek yaptıkları hamaset oldu. Hamasetleri de gide gele AKP’nin büyüyüp Türkiye’nin başına çöreklenmesini sağladı.

MHP mi? Söz etmeye gerek bile yok. Bizzat Türkeş’in kendisi “Fikrimiz iktidarda, biz hapisteyiz” diyordu. 12 Eylül öncesinde bunları tepe tepe kullandılar, işleri bitince de alıp içeri tıktılar. MHP’liler bugün de 12 Eylül’ün zihniyeti nedeniyle değil, kendilerine yaşatılan mağduriyet üzerinden Evren ile davalılar.

Kısacası, bu üç çevre ve temsil ettikleri geleneklerin/zihniyetlerin tümü “al birini vur ötekine” misali, birbirinin tıpkıbasımıdır.

Geriye kalanları tek tek ele almak köşe sınırlarını aşar. Bunun yerine önümüzdeki 7 Haziran’da parlamentoda bulunması muhtemel HDP’ye değinelim, yeter.

Esasen bir tek HDP, “Kötü bilirdik” derken de, cenaze törenine katılmayacağını açıklarken de samimidir. Çünkü o, 12 Eylül’ün, Evren’in yalnız karşıtı değil 5 Nolu’da, Mamak’ta katledilenidir; zindanda çürütülenidir; işkencede yok edilenidir; elinden inancı, kimliği, insanlığı alınmak istenenidir; 12 Eylül’le birlikte tarih sahnesinden silinmek istenenidir.

“Yiğidi öldür ama hakkını yeme,” derler.

Aynen öyle yapalım...

HDP de, HDP’nin öncelleri de, hatta bazıları bugün HDP’ye oy vermeseler bile “Kötü bilirdik” deme hakkına sahip olanlar, hiç kuşku yok sadece bu ülkenin devrimcileridir. Çünkü onlar halkların ve inançların direnişini bugün değil, 12 Eylül sabahı başlattılar.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.