02 Mayıs 2024
  • İstanbul12°C
  • Diyarbakır16°C
  • Ankara12°C
  • İzmir16°C
  • Berlin16°C

EVET; “HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR”

Yavuz Delal

20 Ekim 2011 Perşembe 20:36

Temel Yanılgı:

Müslümanlık, “Kürt sorunu”nda yoksa, başka nerede olması onu haklı kılar? 

Bu soruya olumlu veya olumsuz cevap vermek mümkün! Ama bu imkân yine de sorumun içeriğini değiştirmez! Çünkü Müslümanlık, bu ülkede elverişli olmuş temel sosyopolitik, sosyoekonomik ve sosyokültürel haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytanı andıran bir yaşam biçimine ve özgün entelektüel yetersizliğe sahiptir. Öyle ki, haksızlıkların elverişli olması bu vesileyle de mümkün olmuştur. Dolayısıyla soruma olumlu veya olumsuz cevap imkânı, Müslümanlık’ın bağrından fışkıran gerçek ve özgün bir bilincin–imanın yansıması olmayacaktır. 

Türkiye’deki bu özgünlüğünü yaratamamış kendini gerçekleştirememiş  Müslümanlar dolayısıyla Müslümanlık, hak karşısında hakkı hak olduğu için sahiplenmemiştir. Hak karşısında olabildiğince oportünist davranmış, dövülen kızlar baş örtülü olduğu zaman kızmış, başları açık olduğu zaman sevinmiştir. Kürtler inkâr edildiği zaman ses çıkarmamış, Kürtler inkârı inkâr ettiği zaman, inkâra isyan ettiği zaman onları bir takım yaftalarla suçlamıştır. 

Oysa üniversitelere baş örtüsüyle girmek isteyenlere karşı polisin sergilediği tutum ile üniversitelerde parasız eğitim isteyen kız öğrencilere karşı polisin sergilediği tutum arasında zalim erkin emri ve menfaati açısından hiçbir fark yoktu. Ve hakkı gasp edilen Kürtleri inkâr edenlerin inkârcı veya inançlı olmalarıyla, hakkı talep eden Kürtlerin inkârcı veya inançlı olması, hakkın salt hak açısından  bir ayrımı değildi. 

Yani hak, HAK’tır. Hiçbir hal ve şartta değişmezdir. Dünya yıkılsa, hakkın karşısına bir kayıt koyulamaz. Hakkın karşısına bir hak sözü kayıt getirmek, hakkı söyleyip batılı hedeflemektir. Müslümanlık, “Türkiye yıkılıyor, ne hakkı” diyemez. Dilsiz şeytan olmak, Kürtlerin hakkı yenirken susmaktı ve susmaktır. 

Yeni nesil inkâr, şimdi “Allah yar ve yardımcımız” olsun retoriğiyle gerçekleşmektedir. Oysa Allah, haksızlık üzere kimseye yar ve yardımcı olmaz! Kur’an vahyi bunu açıkça ve birçok kere ortaya koymuştur. Dünya menfaatini sağlamak için haksızlık üzere çıktığınız yollarda Allah’ı yar ve yardımcı kılamazsınız! 

Hakkını talep eden bir kısım Kürdün “inkârcı” olması, hakkın haksızlık olmasını gerekli kılmaz. Kürtlerin hakkının gaspını sürdüren “çakma inkârcıların” inançlı olması, haksızlığın hak olmasını gerekli kılmaz. 

“Kürt sorunu” bir “HAK” sorunudur. Müslümanlık temel yaklaşımını hak üzere inşa etmelidir. 

Çünkü; 

HAK her hal ve şartta HAK’tır. Değişmezdir!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.