ESKİ ANKARA, YENİ ANKARA
Aslı Aydıntaşbaş
02 Ekim 2014 Perşembe 03:16
Bugünlerde devlet içinde iki farklı üslup göze çarpıyor...
Birincisi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın New York gezisinde IŞİD’le birlikte PKK’ya yüklenmesiyle başlayan ”IŞİD’e karşıyız ama PKK’ya da bir o kadar karşıyız” üslubu.
Bu gruba, Genelkurmay’ı da katın. Bu hafta medyaya sızan haberler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sadece IŞİD değil aynı zamanda bölgede yükselen PKK/PYD aktivizminden de rahatsız olduğunu net bir şekilde gösteriyor.
”Güvenli bölgeler” söylemi de, Suruç’ta günlerdir devam eden gazlı müdahaleler de, gazetecilere fısıldanan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in aslında Suriye’ye girmek istediği yolundaki haberler de, burada gerçek tehdit algısının IŞİD değil PKK olduğunu gösteriyor.
Bu gruba, ”Eski Ankara” diyelim. Belli ki Başbakan Erdoğan bu hafta boşuna “Ey dünya, IŞİD gibi bir terör örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da, PKK gibi bir terör örgütü ortadayken niye ayaklanmıyorsun? Orada niye sesin çıkmıyor, ona karşı niye bir ortak mücadele verelim demiyorsun?” demedi.
Çünkü Eski Ankara, PKK’nın yükselen profili ve Kobani’de yaşananların PYD’yi bir anda IŞİD karşıtı uluslararası cephenin müttefiki durumuna düşürmesinden hoşnut değil. PKK’ya geniş bir manevra alanı açıldığını düşünüyor. Çözüm sürecini yavaşlatmak pahasına, Kürtlerin bağımsız birer uluslararası aktör olmasının, Türkiye için tehdit teşkil edeceğini düşünüyor.
Buna karşı da, Eski Türkiye reflekslerini gösteriyor. Mesela Gültan Kışanak’la polemik yaşayan üsteğmen, Ankara’ya çağrılmakla kalmıyor, Genelkurmay Başkanı tarafından ödüllendiriliyor. Hatta yetmiyor, öğreniyoruz ki karargâhta sıraya dizilen kuvvet komutanları üsteğmeni alnından öpüyor.
Tabii bu durum aslında, sınıfta kendisine yüz vermeyen kıza tebeşir atma hali...
Atı alan Kobani’ye geçmiş; bu coğrafyada sınırlar kalkmış; IŞİD bize kafa tutar hale gelmiş; Türkiye koalisyonun dışında kalmış; PKK Kuzey Irak’ta peşmerge ve ABD’yle operasyon yapar hale gelmiş vs. Bu ortamda hâlâ Gülten Kışanak’a takılıp kalmak, biraz da strateji geliştirememekten oluyor sanırım.
Ama neyse ki bir başka Ankara daha var... O da, rasyonel davranmaya çalışan, tarihin akışını görüp ona göre pozisyon almaya çalışan, Türkiye’nin hayrına olanın Kürtlerle çatışmak değil kol kola büyümek olduğunu düşünen bir Ankara...
İmralı’da tıkanmış gözüken müzakere sürecinin bu hafta yapılan temaslar sonunda yeniden hareketlenmesi bu yüzden.
Aynı şekilde Başbakan Ahmet Davutoğlu’yla görüşen HDP lideri Selahattin Demirtaş’ın çıkışta “IŞİD tehdidinin bölgeden bertaraf edilmesi için hükümetin ve muhalefetin yapması gerekenleri” konuştuklarını belirtmesi, Davutoğlu’nun yaklaşımını övmesi sürpriz olamaz...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.