22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara11°C
  • İzmir17°C
  • Berlin-2°C

ERGENEKON EFSANESİ’NİN HAZİN SONU

Nuray Mert

25 Nisan 2016 Pazartesi 08:36

‘Eski Türkiye’de askeri darbe tehlikesi vardı, ‘Yeni Türkiye’de ‘tehdidi’ tehlikesi var. Eskiden ‘darbe’ sopası vardı, şimdi ‘darbe hayaleti’ sopası! 

İlk darbe tehdidi efsanesi ‘Ergenekon’ ve ‘Balyoz’ davaları ile ortaya çıktı, bunlar üzerinden ortalık kasıp kavruldu. Demokratlarımız bu girişim üzerine hiç düşünme ihtiyacı duymadan alkışladıkları gibi, gık diyeni ‘darbeci’, ‘derin devletçi’, ‘Ergenekoncu’ zannı altına sokmakta hiç tereddüt etmediler. O kadar ki, benim bir yazım üzerine çıkan ‘sivil darbe’ tartışmasını, ‘Balyoz darbesi’ planına dahil etmeye kalkışan oldu. Mevcut iktidar, bu davaları ve atmosferi, bir tasfiye süreci olarak işletti. İş o kadar çığrından çıktı ki, devletin televizyonundan, Poyrazköy’de yapılan ‘delil bulma çalışması’ naklen yayınla verildi, saçma sapan iddianameler yazıldı, bunlar Türkiye’nin ‘demokratikleşme’ adımları olarak değerlendirildi, bu saçmalıklar üzerine nice kitaplar, makaleler, köşeler yazıldı.

Ahmaklar inanır 

Bu furyanın başlamasından dokuz yıl sonra, hepsi fos çıktı, şimdi tüm bu iddia sahipleri hiçbir şey olmamış gibi işi pişkinliğe veriyor, verebiliyor, çünkü onlar artık ‘yeni muktedirler’, tıpkı eskileri gibi kimseye hesap vermeye niyetleri yok, tam tersine şimdi onlar yegâne hesap sorma makamında. Günün sonunda, tüm sorumluluk Gülen grubuna yıkıldı, şimdi de onlar ‘darbeci’ diye avlanmaya başlandı. Meğer bunlar ‘paralel devlet’ kurmuş, polis ve yargıyı ele geçirmiş, davalar açmış, mahkûmiyet kararları verilmiş, kimsenin haberi olmamış. Öyleyse de iktidarda olan sorumlu, değilse de. Böyle bir iddiaya sadece ahmakların inanması beklenebilir, dahası, tüm bunlar olurken yetkili makamlarda oturanlar yani dönemin iktidar mensuplarının, bu masal ile ‘layesul’ sayılması ancak siyasi sistemin tümden çöküşü ile izah edilebilir. Sadece bu konuda değil, bu ülkede artık iktidar hiçbir şeyden sorumlu sayılmıyor, sorumlu saymaya kalkan iktidara darbe girişimi ile itham ediliyor. ‘Hesap verilebilirlik’ ilkesi toptan rafa kalkmış vaziyette.

Tam bir düzmece 

İşin garibi, başta eski Genelkurmay Başkanı, darbe ithamı ile hapislerde sürünenler dahi, bu ‘abra kadabra’yı meşrulaştırmakla meşgul. Belki kimse, bu işler fazla uzasın istemiyor, en iyisi yeni muktedirler ile uzlaşıp yola devam etmek. ‘Ergenekon terör örgütü’ tam bir düzmece idi, öyle olduğu ortaya çıktı. Ama ‘derin devlet’ diye bir şey vardı ve pek çok suç işlemişti, o mesele ne oldu? Ama zaten, ‘Ergenekon efsanesi’ başından beri ‘derin devlet’ ile değil, uyduruk, kıytırık işlere odaklanmıştı, sonunda essahtan bir tarihsel-siyasal hesaplaşma, yüzleşme olmayacağı o kadar belli idi ki. Her şeyden önce, iktidarın içinden çıktığı hareket, kurdukları yeni partinin mensupları Susurluk döneminde iktidar ortağı idi ve diğer bazıları siyaset hayatı boyunca derin devletin içinde bulunmuştu ve o işleri kurcalamak istemedikleri o kadar aşikârdı ki. 

Ama o dönemde, bunları ileri süren, en başta ‘Büyük Türk Demokratları’ tarafından ‘Ergenekoncu’ yaftası ile karalanıyordu. Böyle bir ülkede mi derin devlet ile hesaplaşılacaktı, geçin bir kalem. Hiç mi böyle bir imkân yoktu? Olabilirdi, ama o kafa ile değil ve nitekim olmadı. Hesaplaşma, ‘kurunun yanında yaş da yanar’ diyenler ile mi yürüyecekti, geçin bir kalem. Demokrasi mücadelesi ciddi iştir, iktidarların koynunda değil, karşısında, güzelleme yaparak değil, sorumluluklarını karşılarına dikmekle olur. Cesaret ve kararlılığınız varsa demokrasiniz, özgürlüğünüz olur, yoksa kiminiz zamanında koşulsuz desteklediğiniz iktidar tasfiye edince muhalif olur tepinir, kiminiz hâlâ saz heyeti olarak hayatınıza devam edersiniz. Fazla söze hacet yok, olan budur, itirazı olan varsa beri gelsin.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.