23 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Diyarbakır10°C
  • Ankara12°C
  • İzmir19°C
  • Berlin0°C

ERDOĞAN VE ALİŞ

Ahmet Altan-

08 Nisan 2012 Pazar 07:20

Bazı eski Rönesans tablolarında olur, büyük ve koyu bir karmaşanın ortasında minicik bir ışık vardır, ressam onun içine minicik bir melek ve huzurlu bir görüntü yerleştirmiştir.

Ben o minicik ama büyük karmaşanın içinde insanın gözünü ve gönlünü alan parlak ışığı dün gördüm.

Bunun için de Başbakan Erdoğan’a minnettarım.

Dün sabah Başbakan bizzat Bakan’a ve Vali’ye talimat vererek Ceyhan’da geceyarısı sigara yanıkları içinde karakolun kapısına giden altı yaşındaki Aliş’i resmen “devlet korumasına” ama bana sorarsanız gayrıresmî olarak kendi korumasına aldırdı.

Bakan Fatma Şahin bu olay için Adana’ya gitti.

Bu gelişme birçok açıdan çok önemli benim için.

Birincisi, altı yaşındaki bir çocuk sözkonusu.

Altı yaşındaki çocuklar kolay kolay geceyarısı saat ikide evden kaçmazlar, karanlıktan, yalnızlıktan, ıssızlıktan korkarlar, Aliş kaçtı, onu her şeyden daha fazla korkutan “şey” kendi evinin içindeydi çünkü.

Bu, onun çektiği acıların koyuluğunu gösterirken, bir yandan da bana Aliş’in daha o yaşında karar verip uygulayabilecek bir öze sahip olduğunu düşündürdü.

Onun hayatının belki de bu dramla değişebileceğini ve Aliş’in ilerde yararlı bir insan olabileceğini hayal ettim.

Bir çocuğun kurtulmasından, huzura ve güvenli bir geleceğe kavuşmasından daha önemli bir şey var mıdır?

Bence yoktur.

Aliş’in kurtulmasında birinci rol elbette Başbakan’ın, Bakan Şahin’in, Başbakan’ın danışmanlarının ama bu haberi vererek bu gelişmede bizim de küçük bir payımız olduğunu düşünmek beni mutlu ediyor.

Bir hayat boyu hiçbir işe yaramasan bile bir çocuğun kurtuluşunda küçük bir payın varsa, bu, insana bir ömür yeter.

İkincisi Başbakan Erdoğan’ın kendisi.

O da olağanüstü büyük bir karmaşanın içinde; şu anda çeşitli savaşlar yaşıyor, çeşitli savaşlara hazırlanıyor ama bütün bunların ortasında bir sabah duruyor, sırtı sigara yanıklarıyla dolu bir çocukla ilgileniyor, onun hayatının kurtulması için emirler veriyor.

Bir Rönesans ressamı gibi hayatımızdaki acılarla dolu zorlu mücadelenin içine minicik bir ışık yerleştiriyor, onun içine küçük bir çocuk resmi, huzurlu ve mutlu bir görüntü çiziyor.

Büyük tabloyu her gün görüyoruz, her gün anlatıyoruz ama o küçük ışığı gözden kaçırmamız gerekmiyor bunun için.

O küçük ışığa minnettar kalmamıza engel değil hiçbir şey.

Erdoğan’ın siyasi kararlarının çoğunu eleştiririm, onunla mahkemelik olacak kadar sert sözler de söyleyebiliriz ama ben onun içinde bütün bunlara rağmen “vicdan sahibi delikanlı” bir yan olduğuna da hep inandım.

O yanını hep sevdim.

Bunu bir kez daha görmek beni sevindirdi.

İnsan, sadece dostlarının değil kavga ettiklerinin de değerli olmasını ister.

O değer, kavgayı da anlamlı kılar.

Erdoğan, kavga etmeye değer bir adam.

Bir çocuk için her belanın ortasında içi titreyebilen biri.

Ben, şövalye romanlarıyla büyüyen bir kuşaktanım, şövalyeliğin ve bunun bizim hayatımızdaki karşılığı olan “delikanlılığın”, “kabadayılığın” kıymetini bilirim, hayatın içinde bu değerlerle karşılaşmaktan hoşlanırım.

Biraz sonra birbirlerini öldürecek de olsalar, iki adamın kavgadan önce birbirlerini saygıyla selamlamasını severim.

Bir kavganın ortasında, Başbakan Erdoğan’la ona belki de en sert şekilde muhalefet eden bu gazetenin bir çocuğun hayatı için yan yana durması, bende şövalye filmlerini seyrederken hissettiğime benzeyen bir duygu uyandırdı.

Erdoğan, ona her zaman yakıştığını düşündüğüm biçimde şövalyece davrandı.

Ve, bize çok önemli bir gerçeği gösterdi...

Eğer bu ülkede küçük bir çocuğun başı derde girerse, bu ülkede o çocuğun yardımına koşacak bir başbakan var.

Bu, benim için de, bu ülke için de çok önemli bir güvence.

Belki Aliş büyüdüğünde çok yararlı bir insan olur, altı yaşında gösterdiği dirayeti belki hayatı boyunca gösterir, önemli kararlar verebilir, uygulayabilir.

O da yardıma muhtaç çocuklara yardım eder.

Bir çocuk kurtuluyor.

Minik bir ışık var bu karanlık tablonun içinde.

Tablonun geri kalanından her gün söz edebiliriz ama benim için bugün sadece o ışık önemli.

O ışıkların sayısının artabileceğini en azından hayal edebilmemizi sağlayacak bir gelişme bu küçük ve parlak nokta.

Aliş için yaptıklarıyla Başbakan Erdoğan benim gibi düşünen herkesi sevindirdi.

Fırçasıyla bu tabloya kondurduğu bu parlak nokta bir çocuğun hayatını kurtardı...

Ve hepimize bir umut bağışladı.

Sağolsun.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.