22 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Diyarbakır6°C
  • Ankara12°C
  • İzmir16°C
  • Berlin1°C

ERDOĞAN KAPI AÇMADI MI?

Tarhan Erdem

31 Aralık 2012 Pazartesi 08:23

Bir hükümet silahların sustuğu ve siyasal alanda görüşüldüğü dönemi, başka hangi sözlerle açar.

Başbakan hafta sonunda, Şanlıurfa ve ilçelerinde yedi konuşma yaptı. TRT’de söyleşisini bitirince Cuma gecesi başlayan gezinin amacı sanıyorum, Kürtlerin ve Arapların çoğunlukta olduğu bölgede, Kürt Meselesi üzerine arkadaşlarıyla görüşüp kararlaştırdıklarını, halka söylemek ve cevaplarını dinlemekti. 

Hükümetin kararlarını özetleyen cümlelerini buraya almak istiyorum: 

“Ak Partinin büyük kongresinde yaptığım çağrımı buradan Şanlıurfa’dan yineliyorum: Gelin, bir beyaz sayfa açalım. Mevcut sorunların üzerine birlikte gidelim, sorunları birlikte çözelim. 

Buradan hem bölge insanına hem de o malum partiye çok açık bir çağrıda bulunuyorum. Artık şiddet sussun, artık terör örgütü elini tetikten çeksin, silahları gömsün. Demokrasi bir araç olsun, Meclis bir çatı olsun. 

Şiddet, düşüncenin bittiği yerde başlar. Ne Arap’ın Kürt’e, ne Kürt’ün Türk’e, ne Türk’ün Kürt’e üstünlüğü vardır.

Konuşanlar, acaba 10 yıl-15 yıl önce bugün konuştukları gibi konuşabiliyorlar mıydı? Bu imkânları biz hazırladık ve daha iyi olacak.” 

Bir hükümet silahların susma dönemini başka nasıl açar, siyasal alanda görüşme kapısını başka hangi sözlerle aralar. 

Yukardakiler değilse, hükümetten beklenen nedir? 

Hafta sonu konuşmalarından alınan, önünde arkasında, tamamlayıcıları ve gerekçeleri olan bu cümleleri, siyasal liderlerin, yazarların, habercilerin, iş adamlarının ve halk önderlerinin okuyup değerlendirmeleri, görüşlerini açıklamaları gerekir. 

Bunlardan ilk sıralardaki iki siyasetçimiz Gültan Kışanak ve Selahattin Demirtaş’tır

Demirtaş’ın, Erdoğan’ın Şanlıurfa konuşmalarını dinlemeden yaptığını sandığım Roboski anma toplantısında söylediklerini videodan dinledim; keşke ölçüyü bu kadar kaçırmasaydı! Burada tekrarlamak istemiyorum kullandığı deyimleri; acılı insanlar karşısında ölçü sınırları bu kadar da mı zorlanır? 

Şimdi Sayın Erdoğan ve Sayın Demirtaş’a görev haline gelmiş bir görevi hatırlatmak istiyorum: Demirtaş’ın Roboski’de önceki gün yapılan konuşmayı ikisi de yok sayıp unutsunlar! 

Hangisi unutabilirse o, halkına ve vatanına hizmet yolunu açacak; unutmayan görevlerinde başarısız olması bir yana, insanlık ve inanç sınavında da kaybedecektir. 

Gerçekte Sayın Erdoğan’ın Şanlıurfa öncesi ve devamındaki konuşmalarının sonuç alabilmesini, Ak Partililerin desteği ve BDP’nin alacağı vaziyet hızlandıracaktır. 

Ancak hükümetin Başbakan’ın sözleriyle ipuçları verilen kararların gerçekleşmesinin önüne geçmek için çalışanların da bulunduğu açıktır. 30 yıldır, her olumlu girişimi izleyen günlerde ortaya konulan cinayetler ve siyasal desiselerle bugün yarın da karşılaşmamız sürpriz değildir. 

Sonucu, gizli yeraltı çabaları değil, meşru siyasal aktörlerin davranışı belirleyecektir. 

Her şeyden önce Ak Parti, hiçbir sözü dikkate almadan, iradesini kararlı biçimde sergilemelidir. 

Düşünceleri bilinen CHP ve MHP’nin yeni politikalar belirlemeler gerekecektir. 

Abdullah Öcalan’ın, hükümete bir süre sorun çıkarmayacağı anlaşılıyor. 

Değişik çevrelerin yararına ve kararına bağlı olan PKK’nın, nasıl davranacağını, kendisi için de hangi tutumun yararlı olacağını kestirmek zordur. PKK’nın izleyeceği politikaları merakla beklediğimi itiraf etmeliyim; doğrusu daha çok gizli siyasal akımların PKK görüntüsü vererek ortaya koyacakları, girişimlerinden çekiniyorum! 

BDP, içindeki aşırılara ve dışardan tavsiyelere bakmadan, Türkiyeli Kürtlerin çoğunluğunun yararı tarafında yer tutmalıdır. O taraf Meclis’te bir siyasal parti olarak çalışmak ve Kürt meselesini hükümetle görüşmektir. Erdoğan bu kapının açıldığını söylemiştir. BDP bu tavrı ancak PKK’dan bağımsız hareket edebilirse, takınabilecektir!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.