ERDOĞAN: ERGENEKON KONUSUNDA BAŞIMI KUMA GÖMEMEM...
Ali Bayramoğlu
11 Mart 2014 Salı 10:19
Urfa dönüşü uçakta gazeteciler olarak kısa bir an da olsa başbakana kimi soruları yöneltme imkanı bulduk. Gündemimizde başbakanın sosyal medya üzerine yaptığı son açıklamalar ile İlker Başbuğ'un tahliyesi ve bu tahliyenin yarattığı hava vardı.
Tayyip Erdoğan'ın ATV'de katıldığı programda sosyal medyayla ilgili sarfettiği 'gerekirse kapatılma dahil önlemler' ifadesi gerek yurtiçi gerek yurtdışında yaptığı 'yankı', yarattığı olumsuz hava malum.
Bu sözlerine getirdiği açıklamada tam bir yasaklamanın ne mümkün ne de hedeflerinde olduğunu söylüyordu başbakan.
Şöyle:
'İnternet yasasının çıkmasını bekliyoruz. Facebok, youtube ulusal güvenliği tehdit eder mahiyet arzetmeye başladı. Batı'da böyle durumlarda uyarı yapılıyor ve yayınlar kesiliyor. Bizde bunlar yayınlarını din adına devam ettiriyor. Yasal, anayasal suçlar işliyorlar. Montaj, dublaj yapıyorlar. Buna bir çerçeve bulmak lazım. RTÜK bir hazırlık yapıyor. Ama ben komple bir kapatmadan sözetmedim. Ama tamamen kapatma gibi bir şey söz konusu olamaz.'
Başbuğ'un tahliyesi, bu tahliyenin emsal olup olmayacağı tartışması da şüphe yok ki, Türkiye'yi yeni bir tartışmanın içine sürüklüyor.
Kamuoyunda dolaşan soru ve şüphe şu:
Ergenekon ve benzeri davalarda hukuk ihlalleri mi söz konusu yoksa bu davalar her yönüyle yanlış ve haksız mıydı?
Sanık ve mahkum yakınlarının, ulusalcı çevrelerin idddiası ve arzusu elbette ikinci istikamette. Başbuğ'un hapishane çıkışında yaptığı konuşmanın verdiği hava da bu.
Emsal uygulamasıyla hükümet-cemaat kavgasının bedeli dün darbeci ilan edilenlerin bugün kahraman haline dönüşmesi artık bir riskten fazlası gibi görünüyor.
Peki başbakan bu konuda ne düşünüyor?
Şunları:
'Darbe girişimi yoktur fikrini kabullenmem mümkün mü? Darbe girişimleri olmamıştır diye düşünmem mümkün değil. Ben başımı kuma gömemem. Darbe girişimlerine hükümete yönelik yasalara ve demokrasiye aykırı hareketlere dair kamuoyuna yansıyan onca ses kaydını ve delili nasıl görmeden geliriz. Partimizin kapatılmasının iyi olacağı şeklinde verilen beyanatları nasıl unuturuz. Tüm bunlar hepimizin gözleri önünde oldu. Dolasıyla bu girişimlere karşı farklı bir tutum içinde değiliz. Darbe yoktur, darbe girişimi yoktur diyemem. Ayrıca mahkemenin verdiği kararın beraat değil tahliye olduğu gözden kaçırılmamalı. Bundan kurtuldum diyenler var ama olmaz. '
Şöyle devam ediyordu:
'Ama İlker Başbuğ konusunda ilgili tavrım belli. Makamı itibariyle böyle olmaması lazımdı. Tutuksuz yargılanmalıydı. Sadece o değil emekli paşalarla ilgili de tutuksuz yargılanma olabilirdi. Böyle yapmayacaksan bir an önce karar ver, suçlu mu suçsuz mu? Aksi intikam hırsıdır. Temenni ederim Başbuğ'la ilgili yargılama Yüce Divan'da devam etsin. Cumhurbaşkanı'nın da böyle bir beyanı var….'
Bu arada İlker Başbuğ'u aradığını, hem eşiyle hem kendisiyle görüştüğünü söylüyordu başbakan.
Balyoz gibi kesinleşmiş davalar meselesine gelince…
Şu sözlerinin latının çizelim:
'Yargıtay Genel Kurulu'nda yeniden yargılama olabilir ama biliyorsunuz o da sorunlu. Bilmiyorum Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru mümkün mü? Hukukçuların bakması lazım. Ama şunu söyleyeyim, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay işi tartışılıyor. Anayasa Mahkemesi üsttedir, biz değişikliği bunun için yaptık…'
Erdoğan cephesinden son haberler böyle…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.