22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Diyarbakır15°C
  • Ankara17°C
  • İzmir21°C
  • Berlin2°C

EL KAİDE KAPIYI ÇALINCA

Ruşen Çakır

05 Ağustos 2013 Pazartesi 08:39

ABD yönetimi, El Kaide saldırısı ihtimaline karşılık İslam dünyasındaki 22 büyükelçilik ve konsolosluğunu dün kapalı tuttu. Geçen yıl 11 Eylül günü Libya’nın başkenti Bingazi’deki Amerikan elçiliğine yönelik saldırı hafızalarda taze olduğu için şaşırtıcı değil. Yine de soralım: Bugünlerde El Kaide Amerikan hedeflerine yönelik ciddi saldırılara girişebilir mi? Girişirse neden?

İlk sorunun cevabı, “kesinlikle evet” olacaktır. Çünkü El Kaide’nin tarihi bir bakıma Amerikan hedeflerine saldırıların tarihidir: Kenya ve Tanzanya büyükelçiliklerinin havaya uçurulması (1998), Yemen’de USS Cole savaş gemisine saldırı (2000), 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler ve Pentagon’a saldırı gibi...

İkinci soruya gelecek olursak, El Kaide’nin şu günlerde şu iki nedenle Amerikan hedeflerine saldırmasını bekleyebiliriz:

1) “El Kaide’nin bozulan büyüsü” başlıklı son yazımızda (http://www.rusencakir.com/El-Kaidenin-bozulan-buyusu/2074) vurguladığımız gibi El Kaide belli bir süredir “küresel” değil “ulusal/bölgesel” alanda faaliyet yürütüyor ve Batılı hedeflerden ziyade yerli (ve hemen hemen hepsi Müslüman) unsurlarla savaşıyor. Bunun doğurduğu imaj aşınmasını gidermek için tam da şu günlerde etkili bir Batı (tercihen ABD) hedefine saldırı hazırlığı içinde olmaları beklenebilir.

2) Arap ülkelerinde özgürleşme ve demokratikleşme heyecanı yaratan toplumsal hareketler bir yandan Müslüman Kardeşler ve Nahda gibi kitlesel İslamcı hareketleri iktidara taşırken El Kaide ve benzeri yapıların radikal İslamcı söylemlerinin etkisini kırmıştı. Ancak bu rüzgârın bir süredir tersten estiğini görüyoruz. Mısır, Tunus ve Libya’da yaşanan duraklama veya gerilemeler, gerek bu ülkelerde, gerekse İslam dünyasının genelinde yeniden radikalleşmeye zemin hazırlıyor olabilir. Bir de buna Batı’nın Mısır darbesine ses çıkarmaması, hatta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin alenen darbeye destek vermesi eklenirse El Kaide imzalı yeni bir saldırının sempati toplaması kuvvetle muhtemeldir.

Ya Türkiye?

Bu noktada “Peki El Kaide Türkiye’ye saldırır mı?” sorusu akla geliyor ama Somali’nin başkenti Mogadişu’daki büyükelçilik ek binasına yapılan saldırının ardından bu son derece anlamsız kaçıyor. Kuşkusuz Somali saldırısının “yerel” nedenleri öne çıkıyor ancak bu olay bize Türkiye’nin El Kaide için hiç de dokunulmaz olmadığını gösteriyor.

Kaldı ki 10 yıl önce, El Kaide dünyayı kasıp kavururken “bizle niye uğraşsın ki!” diyenler 15 ve 20 Kasım İstanbul saldırılarıyla büyük bir hüsrana uğramışlardı. Aslında “El Kaide Türkiye’ye asla saldırmaz” diyenlerin çok güçlü argümanları vardı: Öncelikle Türkiye, halkının ezici bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülkeydi; İslami hareketten gelen AKP’li kadrolar tarafından yönetiliyordu; Meclis 1 Mart 2003 günü tarihi bir adım atıp Irak tezkeresini reddetmişti.

Ancak El Kaide bu kişilerle aynı mantığı yürütmediği için olsa gerek iki sinagog, İngiltere Başkonsolosluğu ve İngiliz HSBC bankasına intihar saldırıları düzenledi. El Kaide’nin o tarihte Türkiye’yi ve İstanbul’u neden hedef aldığını şu yazıda anlatmaya çalışmıştım: (http://www.rusencakir.com/El-Kaide-niye-Turkiyeyi-hedef-secti/95) Burada sıraladığım gerekçelerin hemen hepsi hâlâ geçerli. Ve çok ciddi ek bir gerekçe daha var: Suriye.

Zor tercih

Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Uzun bir süre Irak’ı kendine ana üs seçmiş olan El Kaide, burada hedefine ulaşamayınca Suriye’ye taşındı ve epey mesafe kaydetti. Eğer Türkiye dâhil, Suriye’nin komşusu ülkeler isteseydiler bu gelişmeyi engelleyebilirlerdi. Ancak Beşşar Esad rejiminin bir an önce yıkılmasını istedikleri için olsa gerek El Kaide’nin hemen kapılarının dibine yerleşmesine fazla ses çıkarmadılar. Ancak El Kaide’nin Rojava adı verilen kuzey bölgelerinde Kürtlerle çatışmaya girmesiyle birlikte Ankara hiç de istemediği bir tercih yapmak durumunda. Ya Kürtlere karşı mesafesini koruyacak ve böylece hem bölge istikrarını hem de kendi çözüm sürecini tehlikeye atacak; ya da El Kaide’nin artık iyice zorlaşan Suriye’den tasfiyesine katkıda bulunacak ki bu da Türkiye’yi bu uluslararötesi şebekenin ana hedeflerinden biri hâline getirebilir.

Devam etmek üzere burada keselim.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.