08 Eylül 2024
  • İstanbul21°C
  • Diyarbakır22°C
  • Ankara20°C
  • İzmir27°C
  • Berlin22°C

EKSENİ KAYANLARA GEÇMİŞ OLSUN!

Hakan Albayrak

02 Ocak 2010 Cumartesi 10:14

Ulusalcı şehir efsanelerine inananlar Türkiye'nin Siyonist emperyalistlere peşkeş çekildiğini söyleye dursunlar, İsrail'in 'ılımlı' Haaretz gazetesi bile 'Türkiye'yi kaybediyoruz! Atatürk'ün ordusu nerede?' diye feryat-figan ediyor.

Nasıl etmesin?

Geriye dönüp 2009 yılına şöyle bir baktığınızda, varlığını uluslararası sistem lortlarının aşağılık menfaatlerine armağan ede gelen Türkiye'nin titreyip kendine döndüğünün resmini görürsünüz:

1. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Davos'ta İsrail'i yerin dibine batırdı ve o gün bugündür yakaladığı her fırsatta Gazze'nin kanayan yarasını gündeme getirerek İsrail'e yüklenmeye devam ediyor.

2. Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye ordusu ile ilk kez ortak tatbikat yaptı. İsrail'in katılımıyla gerçekleşen geleneksel “Anadolu Kartalı” tatbikatı ise ilk kez iptal edildi.

3. Türkiye Hükümeti, Irak ve Suriye hükümetleriyle yüksek düzeyli stratejik işbirliği anlaşmaları imzaladı, bölgesel entegrasyonu müjdeleyen ortak hükümet toplantıları yaptı.

4. Türkiye-Suriye, Türkiye-Libya ve Türkiye-Ürdün arasındaki vize uygulamalarına, Türkiye'nin öncü gayretleriyle son verildi. Öncüpınar-Selamet sınır kapısındaki bariyeri kaldırıp atan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Suriyeli mevkidaşı Velid Muallim, “Sınırsız Ortadoğu” hedefinin altını çizdi.

5. Washington ve Telaviv'den yükselen şiddetli itirazlara rağmen İran'la işbirliğini geliştiren Türkiye, 'Ticarette dolar ve avro yerine Türk Lirası ve İran Tümeni kullanalım' diyecek kadar ileri gitti. Devlet Bakanı Egemen Bağış, “İran'a tavır koyun!” deyip duran Batılıları, 'İran'la nasıl konuşacağımızı sizden öğrenecek değiliz' diye azarladı.

6. Türkiye, ABD'nin “Taliban'la savaşmak için Afganistan'a muharip asker gönder” talebini reddetti ve NATO'nun İran'a karşı seferber edilmesine de karşı çıktı.

1 Mart (2003) hadisesi ve bu hadisenin İslam dünyasındaki yankıları, Türkiye'nin yeniden İslam Dünyası'nın siyasi istinatgâhı olabileceğini göstermişti. Yukarıda sıraladığımız gelişmeler ve bunların İslam dünyasındaki yankıları ise, bunun gerçekleşmeye başladığını gösteriyor.

Mezkûr gelişmelerin Türkiye'yi Batı nezdinde fevkalade sevimsiz ama aynı zamanda fevkalade karizmatik kıldığını da belirtelim.

Türkiye, Batı'nın kurduğu bir dengenin bekçisiydi; şimdi ise, Batı karşısında dik durarak, ama Batı'yla köprüleri atmamaya da özen göstererek, yeni bir denge kuruyor.

Ermenistan'la imzalanan protokoller, Sırbistan açılımı ve Yunanistan'la zeytin dalı alışverişi de bu bağlamda değerlendirilmeli.

Yerden mantar gibi biten cuntalarla mütemadiyen boğuşmak zorunda kaldığı ve Kürt açılımında sert bir anlayışsızlık duvarına çarptığı halde içe kapanmayıp 'yeni bir dünya'nın izini sürmeye devam eden AK Parti Hükümeti'ne aşk olsun, ekseni kayanlara geçmiş olsun!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.