DIŞ KÜRTLER VE KRİTİK AN...
Ali Bayramoğlu
26 Ocak 2016 Salı 10:12
Şu günlerde Türkiye'yi ve bölgeyi ilgilendiren en kritik gündem maddesi, şüphe yok ki, Suriye görüşmeleri meselesi…
Ocak ayının sonuna yaklaşıyoruz, zaman Suriye'de ateşkes görüşmelerinin başlaması zamanı.
“Görüşmelerinin akıbetinin 1-2 gün içinde netleşeceğini” ifade eden ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin ardından, BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, dün, rejim ve muhalefet arasında yapılacak Suriye görüşmeleri için davetiyelerin yarın gönderileceğini, görüşmelerin ise 29 Ocak'ta başlayacağını söylüyordu.
Ancak ortada iki dizi sorun var.
İlki Esat ve muhalifler arasında. Esat yönetimi görüşmelere hazır olduğunu söylerken, muhalif grupların görüşmeler öncesi Esat'tan üç talepleri var. Bu talepler hava operasyonlarının durdurulması, devam eden kent kuşatmalarının kaldırılması ve tutukluların serbest bırakılmasından oluşuyor. İlan edilen 29 Ocak tarihine rağmen, görüşmelere 4 gün kala ortada henüz bir netlik, bu taleplere verilen yanıt yok. Suriye Rus desteğiyle çatışmaya ve kimi bölgeleri ele geçirmeye devam ediyor.
İkinci dizi sorun, görüşmelerde muhalefeti temsilen masada kimlerin yer alacağı sorusuna ilişkin ve daha kritik.
Zira kimlerin görüşmeye davet edileceği henüz belli değil. Rusya, Suriye içinde bulunan ve rejimle de ilişkileri devam eden bazı grupların masaya oturmasını istiyor. Türkiye ve Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu buna karşı.
Suriye'de Esat, muhalefet, Kürtler ve Türkmenler, IŞİD öne çıkan aktif gruplar. IŞİD'in görüşmelere oturması konu dışı. Türkmenler ise Ruslar ve Esat tarafından iyice zayıflatıldı. Esat ve muhalefet ise masada olacak.
Soru gelip Kürtlere düğümleniyor.
PYD masada olacak mı?
Soru bu…
Bu soru Suriye'nin gelecek yapılanmasını yakından ilgilendiriyor.
Unutmamak gerekir ki, masada hedef bir yol haritasının ortaya çıkarılması. Buna göre, rejim ve muhalefet 2016 Ocak ayından itibaren altı ay içinde bir geçiş hükümeti oluşturulması için görüşmelere başlayacak, 18 ay içinde de Suriye'de seçimler yapılacak.
Bu durumda PYD'nin masaya oturması, Kürt koridorunun yerleşikleşmesine yönelik ilk adımlardan birisi olacaktır.
Bu ise bölge dengeleri, Rusya, İran, PYD-PKK ilişkileri, Kürtlerin kendi aralarındaki dengeler, devletleşme arzusundaki Irak Kürtleri, KDP-PYD ilişkileri, ABD'nin bu gruplarla ilişkileri bakımından da son derece önemlidir.
Ancak bu konuyla birinci derece ilgili aktör PYD kadar, şüphe yok ki, Türkiye.
Davutoğlu'nun her fırsatta yenilediği gibi Türkiye Suriye'de üç tehdit ve sorun görüyor:
Esat, IŞİD ve PKK'nın devamı olarak kabul ettiği PYD.
PYD ve PKK meselesi, resmi yaklaşıma göre bu üçlü tehdidin en önemlisi, en belirleyicisi...
PKK-PYD ikilisinin oluşturmak istediği bir siyasi birime temel teşkil edecek Kürt koridoru Türkiye için varoluşsal bir tehdit olarak görülüyor.
Peki, Türk hükümeti PYD'nin masada yer almasını engelleyebilecek mi?
Bu zor bir soru.
Ruslar bu konuda ısrarlı. Rusya Demokratik Suriye Konseyi'ni görüşme masasında görmek istiyor. Söz konusu konseyde ise Esat'la ilişkili gruplar, ama özellikle PYD var.
ABD, Türkiye'nin hassasiyetinin bilmekle birlikte bu konuda tam açık değil. Terörist grupları sayarken PKK'yı zikrediyor ama, YPG-PYD'yi ayırıyor ve bu ikiliyle işbirliğine devam ediyor.
Türkiye, Türkiye'nin Kürt politikası, Kandil'in karşı stratejisi açısından kritik bir noktadayız.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2009 İlke Haber
ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.